Danıştay Kararı 5. Daire 2022/9472 E. 2023/963 K. 15.02.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2022/9472 E.  ,  2023/963 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/9472
Karar No : 2023/963

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: Av. …

Karşı Taraf (Davalı): … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili: Av. …

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde Araştırma Görevlisi olarak görev yapmakta iken, 701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Somut olayda ceza hukuku anlamında bir suçlama bulunduğu için ceza hukukuna ilişkin tüm ilkelerin, insan haklarının ve adil yargılanma hakkının tüm gereklerinin uygulanması gerektiği, bir terör örgütünün varlığının ancak yargı kararıyla tespit edilebileceği, örgüt talimatı ile Bank Asya’ya para yatırdığını gösteren hiçbir somut delilin bulunmadığı, ByLock kullanıcısı olmadığı, hakkındaki ByLock iddiasına ilişkin içerik tespitinin bulunmadığı, Yargıtay içtihatları gereğince salt CGNAT kayıtlarının kişinin ByLock kullanıcısı olduğunu göstermeyeceği, ByLock’un münhasıran FETÖ/PDY’nin bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddiasının temelsiz olduğu, ByLock verilerinin yasa dışı delil olduğu ve bu nedenle hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerinin gereklerine uyulmadığı, hakkındaki ceza yargılaması neticesinde üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraat edeceğinin kuvvetle muhtemel olduğu, adil yargılanma, özel hayata saygı, eğitim ve mülkiyet haklarının ihlal edildiği, aynı eylem veya suçlamalar nedeniyle bir kişi hakkında iki ayrı yargılama yapılamayacağı, olağanüstü hal döneminde yalnızca olağanüstü halin gerekli kıldığı konularla ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı geçici tedbirler alınabileceği, Devlete sadakat yükümlülüğünün içeriğinin hukuk devleti ilkesinin gereklerine aykırı şekilde yorumlandığı, dava ve istinaf dilekçelerinde ileri sürdüğü iddialar değerlendirilmeden karar verildiği ve bu nedenle de gerekçeli karar hakkının ihlaline sebebiyet verildiği, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 15/02/2023 tarihinde, oybirliğiyle, kesin olarak karar verildi.