Danıştay Kararı 5. Daire 2022/9411 E. 2023/2015 K. 01.03.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2022/9411 E.  ,  2023/2015 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/9411
Karar No : 2023/2015

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : …

2- (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacı tarafından esastan, davalı idare tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi bünyesinde okutman olarak görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile 300.000,00 TL maddi ve 300.000,00 TL manevi tazminatın işlem tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının; ceza mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçesiyle hapis cezasıyla tecziye edildiği, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün örgüt içi haberleşme programı olan ByLock iletişim sistemini kullandığı, hakkında yürütülen adli muhakeme esnasında alınan ifadelerden anlaşıldığı üzere örgüt ile irtibat içinde olduğu, örgüte iltisaklı Bank Asya isimli banka hesabındaki mevduatında 2014 yılından itibaren rutin bankacılık faaliyetleriyle bağdaşmayacak şekilde artış meydana getirdiği, davacının bu eylemlerinin FETÖ/PDY ile normal bir vatandaştan beklenebilecek olandan daha yoğun bir ilişki içerisine girdiğini ortaya koyduğu, bu durumun davacının FETÖ/PDY ile bağı olduğu şeklinde değerlendirilmesinin makul ve hakkaniyete uygun düştüğü, böyle bir durumda Anayasa’yla kurulmuş hür demokratik düzeni ortadan kaldırmayı amaçlayan terör örgütüyle bağı bulunduğu konusunda somut verilere ulaşılan davacının, Anayasa’ya sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiği kanaatine varıldığından, ilgili Kanun Hükmünde Kararname ile hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarılması üzerine kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan davacının 30/05/2019 tarihli dilekçesiyle tazminat talebinden vazgeçtiği görüldüğünden bu konuda karar verilmesine gerek bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesi kararının idareleri lehine hükmedilen vekalet ücretinin tahsilinin kararın kesinleşmesinden sonrasına bırakılmasına ilişkin kısmı ile davacının tazminat talepleri bakımından idareleri lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmı yönünden davalı idare tarafından; İdare Mahkemesi kararının uyuşmazlığın esası yönünden davanın reddine ilişkin kısmı ile duruşma yapılmamasına rağmen davalı idare lehine duruşmalı vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden ise davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı, ancak dava duruşmasız görülmesine rağmen duruşmalı vekalet ücretine hükmedildiği görüldüğünden kararın bu kısmının düzeltilmesi gerektiği belirtilerek, davacının istinaf başvurusunun, İdare Mahkemesi kararında “…duruşmalı işler için takdir edilen 2.075,00 TL vekalet ücretinin…” şeklinde kurulan hükmün “…duruşmasız işler için takdir edilen 1.362,00 TL vekalet ücretinin…” şeklinde düzeltilerek reddine ve davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davalı idare tarafından; davacının tazminat talepleri bakımından idareleri lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davacı tarafından; savunma hakkı tanınmadan, adil bir disiplin süreci işletilmeden ve mahkemeye erişim hakkı verilmeden kamu görevinden çıkarılmasına karar verildiği, Bakanlar Kurulunca kaynağını Anayasa’dan almayan bir Devlet yetkisi kullanıldığı, kamu görevinden çıkarma işleminin tesisi için Anayasa’da ve kanunlarda öngörülen usul ve esaslara riayet edilmediği, Anayasa’ya aykırılık iddiasının Mahkemece değerlendirilmediği, silahların eşitliği ilkesinin gereklerine uyulmadığı, dava konusu işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu, memuriyet hayatı boyunca hakkında verilmiş adli veya idari herhangi bir cezanın bulunmadığı, Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir. Öte yandan, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 1. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddia edilerek iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması talep edilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından; savunma verilmemiştir.
Davalı idare tarafından; davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin reddi; davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle Bölge İdare Mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi daha önce kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek ve davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
Dava dosyasında yer alan belgeler ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden; “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunu işlediği gerekçesiyle davacı hakkında hapis cezası verildiği ve anılan cezanın Yargıtayca onanarak kesinleştiği, hükümlü olarak cezaevinde bulunan davacının 31/10/2022 tarihinde tahliye edildiği, bu nedenle halihazırda kısıtlılık halinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

UYUŞMAZLIĞIN ESASINA YÖNELİK DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMESİ:
Hukuki Değerlendirme:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen nihai kararların temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın uyuşmazlığın esasına ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, davacının dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bununla birlikte, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde verilen ve ve Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle 25/11/2019 tarihinde kesinleşen … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında yer alan, “… dosya kapsamına gönderilen bylock tespit ve değerlendirme tutanağına göre sanığın … kullanıcı adı, … ID nolu profille bylock uygulamasını kullandığı, sanığın kullandığı ID’nin başka kullanıcılar tarafından …. …, … şeklinde isimlendirildiği anlaşılmakla sanığın … Bylock isimli gizli haberleşme programını kullandığı …” tespitleri, bakılmakta olan dava dosyasında yer alan diğer tespitler ile birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.

MAHKEME KARARININ DAVACININ TAZMİNAT TALEPLERİ AÇISINDAN İDARELERİ LEHİNE VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMEMESİNE İLİŞKİN KISMINA YÖNELİK DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMESİ:
Maddi Olay:
… Üniversitesi bünyesinde okutman olarak görev yapan davacı, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmış, göreve iade talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvuru … tarih ve … sayılı işlemle reddedilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali ile 300.000,00 TL maddi ve 300.000,00 TL manevi tazminatın işlem tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.
Öte yandan, davacı, dosya tekemmül ettikten sonra 31/05/2019 tarihinde … Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve … İdare Mahkemesi kayıtlarına giren dilekçesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat ettiğini beyan etmiştir.
İlgili Mevzuat:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin “feragat” ve “yargılama giderleri” konusunda atıfta bulunduğu Hukuk Usulü Kanunu yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesinde, feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; 312. maddesinde, feragat beyanında bulunan tarafın davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edileceği, feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkumiyetin ona göre belirleneceği; 326. maddesinde, yargılama giderlerinin, davayı kaybeden tarafa yükleneceği; 330. maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, Kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin, taraf lehine hükmedileceği; 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda Kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu hükme bağlanmıştır.
02/01/2019 tarih ve 30643 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 2. maddesinde, tarifelerde yazılı avukatlık ücretinin kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemlerin karşılığı olduğu; 10. maddesinin 4. fıkrasında, manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücretine ayrı bir kalem olarak hükmedileceği; 15. maddesinde, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde birinci savunma dilekçesi süresinin bitimine kadar anlaşmazlığın feragat ya da kabul nedenleriyle ortadan kalkması veya bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, diğer durumlarda tamamına hükmolunacağı kurala bağlanmıştır.
Hukuki Değerlendirme:
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının dosya tekemmül ettikten sonra 31/05/2019 tarihinde Ankara 20. İdare Mahkemesi kayıtlarına giren dilekçesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirdiği ve davalı idarenin savunma dilekçesinin davalı idare vekili tarafından süresinde dosyaya sunulduğu anlaşıldığından, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, davacının manevi tazminat talebi açısından aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, davalı idarenin vekilince takip edilen davada, davacının manevi tazminat talebi açısından ayrı bir kalem olarak davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu talep açısından davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde usule uygunluk, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının uyuşmazlığın esası yönünden temyiz isteminin reddine, davalının vekalet ücreti yönünden temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, uyuşmazlığın esasına yönelik kısmı yönünden yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA,
3. Anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının, davacının manevi tazminat talebi açısından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmı yönünden BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 01/03/2023 tarihinde, oybirliğiyle, kesin olarak karar verildi.