Danıştay Kararı 5. Daire 2022/9002 E. 2023/4800 K. 26.04.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2022/9002 E.  ,  2023/4800 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/9002
Karar No : 2023/4800

Temyiz Eden (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) :… Bakanlığı
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : 692 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı iddia olunan özlük haklarının iadesine, parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Bölge İdare Mahkemesince istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususlara itibar edilmeden karar verildiği, kamu görevinden çıkarılmasına gerekçe olarak gösterilen personel bilgi ve kanaat raporunun dikkate alınarak kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, hakkındaki mahkumiyet kararının kesinleşmediği, yargılama aşamasında ileri sürdüğü hususların dikkate alınmadığı, OHAL KHK’sı ile tesis edilen kamu görevinden çıkarma işleminin ölçülü olmadığı,hakkında soruşturma açılmadığı, savunma hakkı verilmediği, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi :İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi İdare / Bölge İdare Mahkemesi kararıyla kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Her ne kadar İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde, davacı hakkında “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan yürütülen ceza yargılamasında anılan suçtan verilen mahkumiyet hükmünün “kesinleştiği” belirtilerek hüküm kurulmuş ise de, 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 29. maddesi uyarınca söz konusu Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi kararına karşı temyiz yolunun açılması üzerine, anılan Kanun’un 31. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’a eklenen geçici 5. maddenin 1/(f) bendi uyarıca dosyanın Yargıtaya gönderildiği, temyiz incelemesi neticesinde Mahkeme kararının … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla “…1-Silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılanan sanığın, yargılama aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafii bulunmadığı gibi CMK’nın 156. maddesi gereğince de resen bir müdafii görevlendirilmediği, sanığa isnat edilen “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunun niteliği dikkate alındığında, CMK’nın 150. maddesinin 3. fıkrası uyarınca hakkında müdafii görevlendirilmesinin zorunlu olduğunun anlaşılması karşısında, Anayasanın 36. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesine aykırı olacak ve savunma hakkının kısıtlanmasını doğuracak biçimde kovuşturmada müdafii hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,
2- Temel cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi ile artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin fıkra belirtilmeksizin aynı Kanunun 5. maddesi olarak gösterilmesi…” gerekçesiyle bozulduğu ve dosyanın halen derdest olduğu görülmüş olup söz konusu ceza yargılamasında, İdare Mahkemesi kararında belirtilen delillerin aksine bir tespit bulunmadığı dolayısıyla Yargıtay bozma kararının davacının hukuki durumunda bir değişiklik yaratmadığı sonucuna varılmıştır.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 26/04/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.