Danıştay Kararı 5. Daire 2022/7712 E. 2023/4941 K. 27.04.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2022/7712 E.  ,  2023/4941 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/7712
Karar No : 2023/4941

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …

Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı / ANKARA
Vekili : Hukuk Müşaviri Dr. …

İstemin Özeti : 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı tüm özlük haklarının iadesine, parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Kamu idareleri ile İdare Mahkemelerince irtibat ve iltisak tespitinde bulunulamayacağı, yürütme ve yasama organlarının kişileri yargılama, suçlu ilan edip cezalandırma yetkisinin olmadığı, aksi uygulamanın fonksiyon gaspına yol açacağı, hakkında soruşturma yürütülmeden ve savunma hakkı tanınmadan kamu görevinden çıkarılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvuru yapılması ve dava açmanın savunma hakkı yerine geçmeyeceği, hakkında somut bilgi ve belge bulunmadan işlem tesis edildiği, dava konusu işlemde FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı veya iltisakına dair kişiselleştirme yapılmadığı, kamu görevinden çıkarılmasından çok sonra hakkında verilen mahkumiyet kararının işleme gerekçe olarak gösterilemeyeceği, kamu görevinden çıkarıldığına ilişkin kararın kendisine tebliğ edilmediği, tavsiye niteliğinde olan Milli Güvenlik Kurulu kararlarının davanın reddine gerekçe olarak alınamayacağı, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin, durumun gerektirdiği türden bir tedbir olmaması nedeniyle Anayasa’nın 15. ve 121. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesine aykırı olduğu, ayrıca Anayasa’nın 121. maddesi ve TBMM İç Tüzüğü’nün 128. maddesi uyarınca 30 gün içerisinde TBMM tarafından onaylanması gereken OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesinin belirtilen şekil şartına riayet edilmemesi nedeniyle yok hükmünde olduğu, dava konusu işlem ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, adil yargılanma hakkının, mahkemeye erişim hakkının, tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının, gerekçeli karar hakkının, sendika ve derneğe üye olma hakkının, eğitim hakkının, mülkiyet hakkının, çalışma hakkının, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği ilkesinin, aşağılayıcı muamele ve onur kırıcı işlem yasağının, ifade özgürlüğünün, masumiyet karinesinin, non bis in idem ilkesinin, ayrımcılık yasağının ihlal edildiği, Devlet’e olan sadakat yükümlülüğüne riayet etmediğine ilişkin somut bir gerekçe ortaya konulmadığı, üyesi olduğu tüzel kişilik hakkında, terör örgütü üyesi olduğu yönünde verilmiş ve kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığı, yasal olarak faaliyet gösteren bir sendikaya üye olmasının örgütlenme özgürlüğü kapsamında bulunduğu, Bank Asya’ya ilişkin tespitlerin dava konusu işleme dayanak alınamayacağı, Bank Asya’nın yasal olarak kurulan ve faaliyet gösteren bir kurum olduğu, gerçekleştirildiği tarihte yasal olan bankacılık faaliyetlerinin suç teşkil etmediği, örgüt liderinin talimatıyla bir işlem gerçekleştirmediği, Bank Asya’ya dair kişisel verilerinin hiçbir mahkeme kararı olmaksızın yasa dışı şekilde ele geçirilerek kullanıldığı, Cihan Medya A.Ş.’nin terör örgütünün yayın organı olduğu yönünde bir yargı kararı bulunmadığı, anılan şirkete yaptığı ödemenin abonesi olduğu gazetenin abonelik ücreti kapsamında olduğu, Kimse Yok mu Derneği’ne veya diğer STK’lara bağış yapmanın suç teşkil etmeyeceği, Milli Eğitim Bakanlığı’nın izni dahilinde faaliyette bulunan okula çocuğunu göndermesinin dava konusu işleme dayanak olarak alınamayacağı belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince adli yardım talebi kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:

Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Her ne kadar İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde davacının terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan hapis cezası ile cezalandırıldığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de, davacının anılan suçtan mahkumiyet kararı kesinleşmemiş olduğundan, yargılama süreci devam eden ceza davasının davacı aleyhine bir durum olarak değerlendirilmesi masumiyet karinesi gereğince mümkün değildir. Bununla birlikte dava dosyasında yer alan davacı hakkındaki tespitler değerlendirildiğinde ise davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Mahkemesince ilgili merciine müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 27/04/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.