Danıştay Kararı 5. Daire 2022/5788 E. 2023/1579 K. 23.02.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2022/5788 E.  ,  2023/1579 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/5788
Karar No : 2023/1579

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf (Davalı) : … Başkanlığı

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde Zabıt Katibi olarak görev yapmakta iken, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun açıklamalı olarak reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, bir kamu görevlisinin uzunca bir süre bazı meslekleri icra etmekten men edilmesini ceza hukuku anlamında bir ceza olarak nitelendirdiği ve bu türden bir cezaya Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesindeki tüm güvencelerin uygulanacağına hükmettiği, somut olayda kendisi hakkında ceza hukuku anlamında bir suçlama bulunduğu için ceza hukukuna ilişkin tüm ilkelerin ve adil yargılanma hakkının tüm gereklerinin uygulanması gerektiği, AİHS’nin Ek 7. Protokolünün 4. maddesine göre aynı eylem ya da suçlamalar nedeniyle bir kişi hakkında iki ayrı yargılama yapılamayacağı gibi iki ayrı cezaya da hükmedilemeyeceği, kamu görevinden çıkarma işlemi sırasında hakkında herhangi bir cezai soruşturma/kovuşturma olmamasına rağmen ilk derece mahkemesinin kamu görevinden çıkarma işleminden sonra tespit edilen delili kararına esas aldığı, sonradan toplanan delillerin önceki tarihli idari işleme esas alınamayacağı, OHAL KHK’sı ile tesis edilen işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönünden hukuka aykırı olduğu, hukuk devleti ve hukuki güvenlik ilkeleri ile suç ve cezaların şahsiliği ve geçmişe yürümezliği ilkeleri gereği, kişileri “cemaat” olarak adlandırılan oluşumun terör örgütü ilan edildiği tarihten önceki faaliyetlerinden dolayı sorumlu tutulamayacağı, yasal olarak kurulan ve Devlet denetiminde olan bir bankaya para yatırma fiilinin de yasal bir faaliyet olması nedeniyle suç delili olarak kabul edilemeyeceği, OHAL KHK’sı ile kamu görevinden çıkarılmasının geçici, ölçülü ve orantılı bir tedbir mahiyetinde olmadığı, bu nedenle de Anayasa ve AİHS hükümlerine aykırı olduğu, OHAL Komisyonu’nun insan hakları ihlallerini gideremediği ve etkili bir başvuru yolu olmadığı, dava konusu işlem ile adil yargılanma, mahkemeye erişim, gerekçeli karar, çelişmeli yargılama, özel hayata saygı, eğitim, mülkiyet, seyahat haklarının, suç ve cezaların kanuniliği, şahsiliği ve geçmişe yürümezliği, silahların eşitliği, ölçülülük ilkelerinin, haberleşme ve örgütlenme özgürlüğünün, masumiyet karinesinin, ayrımcılık yasağının ihlal edildiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi İdare Mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
UYAP kayıtlarının incelenmesinden; hükümlü olarak cezaevinde bulunan davacının 12/12/2022 tarihinde tahliye edildiği, bu nedenle hali hazırda kısıtlılık halinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Bununla birlikte, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde verilen ve Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle 11/02/2020 tarihinde kesinleşen … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında yer alan;
”…Sanık hakkında bylock tespit ve değerlendirme tutanağı düzenlendiği, bu tutanak içeriğine göre tespit edilebilen hattının … olduğu, sanığın bylock id’sinin “… ” olarak tespit edildiği,bylock kullanıcı adının “… ” ,şifresinin “…” olarak çözümlendiği, bunun yansıra … bylock id’sini ekleyen bylock kullanıcılarından … id numaralı(… ,… olarak kaydedilen ancak kimliği henüz tespit edilemeyen) kullanıcının “… bey” ismini verdiği,… id numaralı ( … olarak tespit edilen) kullanıcının “… my” ismini verdiği,… id numaralı (.. olarak kimliği tespit edilen) kullanıcının, “…” olarak,… numaralı(… ,… , … BEY YRGT,… olarak kaydedilen ancak kullanıcısı henüz tespit edilemeyen) bylock kullanıcısının “…” olarak, … id numaralı(… . olarak kimliği tespit edilen) bylock kullanıcısının “ismail bey yavuz” olarak isim verdikleri,
Yine … id numaralı (… (kendisi) olarak kimliği tespit edilen, ancak “…,…,… ablamız” olarak diğer bylock kullanıcılarınca isim verilen, şifresi … olarak tespit edilen,sanığın nüfus aile kaydının incelenmesinde … isimli 2014 doğumlu çocuğu bulunduğu, eşinin isminin … olduğu ve bu kullanıcının … üzerinden bylocka bağlantı yaptığı ve bu id’yi sanığın bylockta “… ” olarak kaydettiğinin tespit edildiği)kullanıcının “Aşkım” olarak kaydettiği,
Sanığın bylock hesabına eklediği kişilere ilişkin tespitlerin incelenmesinde ise … id numaralı kullanıcısı … olarak tespit edilen kişiyi bu kişiye isim veren diğer kullanıcılara benzer olarak “dedeli” olarak kaydettiği, … id numaralı … olarak kimliği tespit edilen bylock kullanıcısının diğer bylock kullanıcılarının verdiği isimlerle benzer olarak “0 thr” olarak kaydettiği, yine … id numaralı kullanıcısı … olarak tespit edilen bylock kullanıcısına diğer kullanıcılarca verilen isimlere benzer olarak “…”olarak kaydettiği tespit ve değerlendirme tutanağından bu örneklerin çoğaltılabileceği,ayrıca kendisinin eklediği veya kendisini ekleyen kişilerin büyük çoğunluğunun Yargıtay Başkanlığı’nda çalıştıklarının görüldüğü,
Sanığın yine … id Numaralı(… olarak kimlik bilgileri tespit edilen), … id numaralı (… olarak kimliği tespit edilen) ,… id numaralı (… olarak kimliği tespit edilen) kişilerle bylock üzerinden çokça sesli görüşmelerinin de tespit edildiği,Tüm bu teknik tespitler karşısında sanığın bylock programını indirmediği ve kullanmadığı şeklinde özetlenen savunmalarına itibar edilmemiştir…” tespitleri, bakılmakta olan dava dosyasında yer alan diğer tespitler ile birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 23/02/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.