Danıştay Kararı 5. Daire 2022/16392 E. 2023/111 K. 23.01.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2022/16392 E.  ,  2023/111 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/16392
Karar No : 2023/111

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av….

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının, FETÖ/PDY terör örgütüne müzahir Bank Asya isimli banka için ülke genelinde eylemler yapıldığı dönemde Bank Asya’ya para yatırdığı, bahse konu hesap bakiyesi 31.12.2013 tarihinde 0,00 TL iken, mezkur hesaba 07.02.2015 tarihinde 400,00 TL, 07.02.2015 tarihinde 4.400,00 TL para yatırdığı, ayrıca davacının Bank Asya’da 27.08.2014 tarihinde 13.085,35 TL tutarlı 47 günlük, 16.11.2014 tarihinde 13.169,28 TL tutarlı 47 günlük katılım hesabı açtığı, hesabında bulunan para miktarını FETÖ/PDY terör örgütü liderinin talimat verdiği tarih sonrasındaki dönemde arttırdığının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Aktif Eğitimciler Sendikasına Ağustos 2012 – Nisan 2013 ve Mart 2014 – Temmuz 2016 tarihleri arasında 38 ay süreyle üye olduğunun, FETÖ/PDY’ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF’ye devredilen Cihan Medya Dağıtım A.Ş.’ye 22.01.2014-27.04.2016 tarihleri arasında ödeme bilgisinin bulunduğunun, davacının durumunun değerlendirilmesinde ve hükme esas alınabilecek nitelikte görülüp aktarılan Komisyon tespitleri dikkate alındığında, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … İdare Mahkemesince verilen … gün ve E:…, K:… sayılı kararın, davacının bilinen en son adresine (dava dilekçesinde ve savunmaya cevap dilekçesinde belirtilen) tebligata çıkarıldığı, ilgilisinin adresinde bulunmaması nedeniyle evrakın … Mahalle Muhtarına imza karşılığında bırakıldığı, adres kapısına da 2 No’lu haber kağıdının yapıştırıldığı ve imzadan imtina eden en yakın komşusu …’ya haber verilmek suretiyle usulüne uygun olarak 24/11/2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, davacı vekili tarafından otuz (30) günlük istinaf süresi geçirildikten sonra 14/01/2021 tarihinde istinaf talebinde bulunulduğu anlaşıldığından; yukarıda anılan Kanun’un 45/1. maddesi uyarınca istinaf isteminin süre aşımı nedeniyle incelenmesi olanağı bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin süre aşımı nedeniyle reddine Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Bir süre ailesinin yanında kaldığından Mahkeme kararının ailesinin adresine gönderildiği ve Tebligat Kanununun 21.maddesine göre muhtara tebliğ edildiği, yapılan bu tebligattan kendisinin ve ailesinin haberi olmadığı, muhtarın da haber vermediği, muhtara yapılan tebligatın MERNİS adresine yapılmadığı, tebligat yapılan adresin resmi olarak kendisinin adresi olmadığı, beyan edilen adrese ilk tebligat çıkarıldı ise de diğer tebligatın MERNİS adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiği, yapılan tebligat usulsüz olduğundan istinaf isteminin süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından; davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan bozma sebeplerinden hiçbirine uymadığı belirterek Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra temyiz dilekçesinde adli yardım isteminde bulunan davacının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen şartları haiz olduğu anlaşıldığından, aynı Kanunun 337. maddesi uyarınca temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderleri yönünden adli yardım talebinin kabulüne karar verildikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvuruda bulunulmuş, bu başvuru Komisyonun … tarih ve … sayılı işlemiyle reddedilmiştir.
Anılan işlemin iptali istemiyle açılan dava, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedilmişir.
Anılan karar, davacının dava dilekçesinde belirttiği adrese tebligata çıkarılmış ve tebligat alındısında, tebligatın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapıldığı ve bu adresin bağlı olduğu mahalle muhtarına 24/11/2020 tarihinde bırakıldığı belirtilmiştir.
Davacı tarafından 14/01/2021 tarihinde bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla istinaf isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Anılan karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasında, tebligatın tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı; ikinci fıkrasında, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı; aynı Kanun’un “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinin birinci fıkrasında, kendisine tebligat yapılacak kimse veya Kanun mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildireceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri gereğince, bilinen adrese yapılacak tebligatlarda muhatabın adreste bulunmaması durumunda tebliğ memurunca muhatabın o adreste oturup oturmadığının araştırılması; şayet muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış ise tebligatın çıkış merciine iade edilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; İdare Mahkemesi kararının davacının bilinen adresi olan ” … Mah … Sk. No:… …/…” adresine tebligata çıkarıldığı, tebliğ mazbatasında komşusu …’nın muhatabın çarşıda olduğunu beyan ettiğine yönelik ibarenin yer aldığı, tebligat alındısında tebligatın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapıldığı ve bu adresin bağlı olduğu mahalle muhtarına 24/11/2020 tarihinde bırakıldığının belirtildiği görülmüştür.
Her ne kadar 24/11/2020 tarihli tebliğ mazbatasında muhatabın çarşıda olduğuna yönelik ibare bulunsa da, UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada, davacının MERNİS adresini 07/05/2020 tarihinde “… Mah… Sk.No:… …/…” olarak değiştirdiği ve tebligata çıkarılan adresten sürekli olarak ayrıldığı anlaşıldığından, tebliğ memurunca yeterli adres araştırmasının yapılmadığı, dolayısıyla da davacıya yapılan tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, davacıya yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulüyle istemin esası hakkında karar verilmesi gerekirken “istinaf isteminin süre aşımı nedeniyle reddi” yolunda verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 23/01/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.