Danıştay Kararı 5. Daire 2022/10098 E. 2022/10547 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2022/10098 E.  ,  2022/10547 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/10098
Karar No : 2022/10547

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalı) : …Bakanlığı
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde Öğretmen olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf isteminin reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: AİHM kararları dikkate alındığında meslekten çıkarma işleminin ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, bu nedenle ceza yargılamasındaki tüm güvencelere uygun bir yargılama yapılması gerektiği, terör örgütü üyeliğinin suçunun ancak kasten işlenebilen bir suç olduğu, aynı eylem ya da suçlamalar nedeniyle bir kişi hakkında iki ayrı yargılama yapılamayacağı gibi iki ayrı cezaya da hükmedilemeyeceği, olağanüstü hal dönemlerinde çıkarılan KHK’lar ile yalnızca OHAL süresince ve OHAL’in gerekli kıldığı konularda düzenlemelerin yapılabileceği, OHAL KHK’larının Resmi Gazetede yayımlandıkları gün TBMM’nin onayına sunulması ve en geç 30 gün içerisinde görüşülüp karara bağlanmasının zorunlu olduğu, bu usule uyulmadığı için dava konusu işlemin dayanaksız kaldığı, 15 Temmuz 2016 tarihinden önceki fiillerinden dolayı sorumlu tutulamayacağı, Devlete karşı olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği, irtibat ve iltisak kavramlarının muğlak terimler olduğu, suç ve cezaların ancak kanunla ihdas edilebileceği, savunma hakkı tanınmadan kamu görevinden çıkarıldığı, dava konusu işlemde somut hiçbir delil ve gerekçenin gösterilmediği, FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı veya iltisakına dair kişiselleştirme yapılmadığı, fişleme niteliğindeki listelere dayalı olarak kamu görevinden çıkarıldığı, dava konusu işleme dayanak olarak gösterilen delillerin kamu görevinden çıkarıldığı tarihte mevcut olmadığı, ByLock sistemine girdiğinin ve bu sistemi kullandığının, User-ID, şifre ve grup elemanlarını içerir ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı ve CGNAT kayıtlarını içeren belgeler ile kesin olarak kanıtlanmasının zorunlu olduğu, MİT tarafından istihbari çalışmalar çerçevesinde ele geçirilen ByLock’a ilişkin verilerin yasa dışı delil olduğu ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, Devletin gözetimi ve denetimi altında faaliyet icra eden bir bankada işlem yapmasının ve sendikaya üye olmasının örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği, sendika üyeliğinin Anayasal bir hak olduğu, OHAL Komisyonu’nca insan hakları ihlalleri yönünden bir inceleme yapılmadığı, dava ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar değerlendirilmeden karar verildiği, savunma, adil yargılanma, etkili başvuru, mahkemeye erişim, eğitim, mülkiyet, özel hayata saygı, gerekçeli karar haklarının, suçta ve cezada kanunilik, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği, bağımsız mahkeme, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerinin, masumiyet karinesinin ihlal edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi daha önce İdare Mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.