Danıştay Kararı 5. Daire 2022/10088 E. 2022/10518 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2022/10088 E.  ,  2022/10518 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/10088
Karar No : 2022/10518

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı
Vekili : Av.

İstemin_Özeti : Davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf isteminin reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı ve iltisakının bulunduğuna dair kendisi hakkında ceza hukuku anlamında bir suçlama bulunduğu için ceza hukukuna ilişkin tüm ilkelerin, insan haklarının ve adil yargılanma hakkının tüm gereklerinin uygulanması gerektiği, OHAL Komisyonu’nca insan hakları ihlalleri yönünden bir inceleme yapılmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 24 Haziran 2008 tarihli kararında ”hizmet hareketi” olarak bilinen oluşumun bir terör örgütü veya suç örgütü olmadığı kesin hükümle saptandığı, FETÖ/PDY’nin 26 Mayıs 2016 tarihinde terör örgütü olarak ilan edildiği, bu tarihten önceki yasal faaliyetlerin terör örgütü üyeliği suçlamasına dayanak yapılamayacağı, kimsenin işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı, aynı suçtan iki kez yargılanmama hakkının mutlak haklardan olduğu, kamu görevinden çıkarılmasına dair işlemin ölçülü bir tedbir olmadığı, irtibat ve iltisak kavramlarının muğlak terimler olduğu, suç ve cezaların ancak kanunla ihdas edilebileceği, herhangi bir disiplin soruşturması yapılmadan ve savunması alınmadan kamu görevinden çıkarıldığı, dava konusu işlemde somut hiçbir delil ve gerekçenin gösterilmediği, FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı veya iltisakına dair kişiselleştirme yapılmadığı, mahkeme kararında dayanılan bilgi, belge ve delillerinin büyük çoğunluğunun hiç bir mahkeme kararı olmadan elde edilip kullanıldığı için yasa dışı delil niteliğinde olduğu, dava konusu işleme dayanak olarak gösterilen delillerin kamu görevinden çıkarıldığı tarihte mevcut olmadığı, ByLock’un münhasıran FETÖ/PDY terör örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddiasının temelsiz olduğu, bu uygulamanın herkese açık telefon uygulama marketlerinden indirilebildiği, ByLock’a ilişkin verilerin MİT tarafından istihbari çalışmalar çerçevesinde ele geçirildiği, bu nedenle yasa dışı delil olduğu ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, talep dahi olmadan ByLock’a ilişkin hard disk ve flaş belleğin birer kopyasının mutlak şekilde kendisine verilmesi gerektiği, olağanüstü hal dönemlerinde çıkarılan KHK’lar ile yalnızca OHAL süresince ve OHAL’in gerekli kıldığı konularda düzenlemelerin yapılabileceği, Devlete karşı olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği, yasal olarak kurulup faaliyet gösteren bir sendikaya üye olmasının, basın yayın kuruluşuna ödemede bulunmasının, kamu yararına faaliyet gösteren … Derneği’ne bağış yapmasının kamu görevinden çıkarılmasına dayanak yapılamayacağı, savunma, adil yargılanma, özel hayata ve aile hayatına saygı, mülkiyet, eğitim, gerekçeli karar, lekelenmeme, şeref ve itibara saygı haklarının, non in bis idem, suç ve cezaların şahsiliği, geçmişe yürümezliği, suçta ve cezada kanunilik, öngörülebilirlik, ölçülülük, hukuk devleti, hukuki güvenlik, silahların eşitliği, çelişmeli yargılama, bağımsızlık ilkelerinin, haberleşme ve örgütlenme özgürlüklerinin, ayrımcılık yasağının, masumiyet karinesinin ihlal edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dava dosyasında yer alan belgeler ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden; hükümlü olarak cezaevinde bulunan davacının 18/05/2022 tarihinde tahliye edildiği, bu nedenle hali hazırda kısıtlılık halinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.