Danıştay Kararı 5. Daire 2022/10080 E. 2023/128 K. 23.01.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2022/10080 E.  ,  2023/128 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/10080
Karar No : 2023/128

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …

Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı / ANKARA
Vekili : Hukuk Müşaviri …

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K… sayılı kararına karşı yapılan istinaf isteminin reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Davacı tarafından, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, diğer yargılamalar göz önüne alındığında eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı, OHAL sürecinde alınan tedbirlerin OHAL’in gerektirdiği ölçüde ve OHAL süresince sınırlı olacağı, OHAL sona erdiği için kamu görevinden çıkarılmasının Anayasal dayanağı kalmadığı, OHAL KHK’sının Resmi Gazetede yayımlandığı gün meclisin onayına sunulması ve 30 gün içinde onaylanmasının zorunlu olduğu, söz konusu dönemde kamu görevinden çıkarma cezasının sonuçları itibariyle Ceza Hukuku anlamında bir ceza olduğu, bu nedenle yargı organı tarafından verilmesi gereken bir karar iken yürütme ve yasama organı tarafından verilmesinin fonksiyon gaspını oluşturduğu, ölçülülük ve doğal hakim ilkelerine aykırı hareket edildiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği, Milli Güvenlik Kurulu kararına dayanılarak hüküm kurmanın Anayasa’ya aykırı olduğu, söz konusu kararların bağlayıcı olmadığı, bağlayıcı olduğu kabul edilse dahi 26/05/2016 tarihli Milli Güvenlik Kurulu kararı öncesinde FETÖ’den bahsetme imkanı bulunmadığı, dolayısıyla sadakat yükümlülüğü için yüklenecek eylemlerin bu tarihten sonra olması gerektiği, söz konusu oluşumun bir terör örgütü olduğuna dair Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 18/07/2017 tarihli kararından önce kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararındaki değerlendirmelerin Anayasa ve AİHS’ne aykırı olduğu, ByLock programının münhasıran FETÖ/PDY mensupları tarafından kullanıldığı iddiasının temelsiz olduğu, program verilerinin yasadışı delil olup hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından elde edilen istihbari nitelikteki bilgilerin delil niteliği bulunmadığı, ByLock verilerine ilişkin tespitlerin tarafına bildirilmemesi nedeniyle çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği, ByLock uygulamasını kullanmanın haberleşme, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Bank Asya verilerini kullanmanın özel hayata saygı hakkına müdahale olduğu, bankaya para yatırma fiilinin de yasal bir faaliyet olması nedeniyle suç delili olarak kabul edilemeyeceği, bir kişinin yatırım amacıyla bir bankaya para yatırması ve bu yatırımdan kar etmesinin mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla iki kez yargılama (adli ve idari) yapılmasının hukuka aykırı olduğu ve tek fiile tek ceza ilkesine aykırılık oluşturduğu, yargılama giderlerinin karar kesinleştikten sonra tahsil edilmesi yönündeki kararın hüküm kısmının adli yardımdan yararlanan kişiler açısından davanın kaybedilmesi halinde tüm masrafların ödenmesi tehditine neden olduğundan bu durumun mahkemeye başvuru açısından caydırıcı etkisi olduğu ve mahkemeye erişim hakkının kısıtlandığı, dava dilekçesinde ileri sürülen ve davanın sonucunu etkileyebilecek iptal nedenleri ve argümanların yargılama aşamasında hiçbir şekilde incelenmediği ve gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti : Süresi içerisinde savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 23/01/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.