Danıştay Kararı 5. Daire 2021/9366 E. 2023/780 K. 14.02.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/9366 E.  ,  2023/780 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/9366
Karar No : 2023/780

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili : Av…

Karşı Taraf (Davalı) : … Üniversitesi Rektörlüğü / …
Vekili : Av… – Av…

İstemin Özeti : Öğretim görevlisi olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarihli ve … sayılı işlemin iptaline, bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine, özlük haklarının iadesine ve 1.000.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen kabulüne ve İdare Mahkemesi kararının davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının kaldırılmasına, reddedilen işlemin iptali istemi açısından 1.700,00-TL, reddedilen manevi tazminat istemi açısından 1.700,00-TL olmak üzere toplam 3.400,00-TL vekalet ücretinin karar kesinleştikten sonra davacıdan alınarak davalı idareye ödenmesine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi .. İdare Dava Dairesinin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Anayasa’nın 15. ve 121. maddeleri uyarınca OHAL döneminde sadece OHAL’in gerektirdiği ölçüde, OHAL’e neden olan konularla ve OHAL süresiyle sınırlı geçici tedbirlerin alınabileceği, ölünceye kadar süreceği belirtilen kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin, durumun gerektirdiği türden bir tedbir olmaması nedeniyle Anayasa’nın 15. ve 121. maddeleri ile AİHS’nin 15. maddesine aykırı olduğu, ayrıca Anayasa’nın 121. maddesi ve TBMM İç Tüzüğünün 128. maddesi uyarınca 30 gün içerisinde TBMM tarafından onaylanması gereken OHAL kanun hükmünde kararnamesinin belirtilen şekil şartına riayet edilmemesi nedeniyle yok hükmünde olduğu, OHAL döneminde uygulanan kamu görevinden çıkarılma cezasının ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, bu tür cezalara ceza hukukuna dair tüm güvencelere saygı gösterilmek kaydıyla hükmedilebileceği, Anayasa’nın 15. maddesi uyarınca masumiyet karinesinden yararlanma hakkının askıya alınamayacağı, yasal düzenleme ve KHK ile kişi ya da kişi gruplarının suçlu ilan edilemeyeceği, bu durumun fonksiyon gasbına yol açacağı, hiç kimsenin içeriğini bilmediği Milli Güvenlik Kurulu kararlarına uymadığı için suçlanamayacağı veya cezalandırılamayacağı, kamu görevine girme ve kamu görevinden çıkarılma hakkının Anayasal bir hak olduğu ve hakkın özüne dokunulmaması kaydıyla sınırlandırılabileceği, suç ve cezaların şahsiliği ilkesinin ihlal edildiği, kamu görevlisi olduğu dönemde tüm faaliyetlerinin yasalara uygun olduğu, ayrıca darbe girişiminin gerçekleştirildiği tarihten önceki tamamen yasal faaliyetler nedeniyle sorumlu tutulamayacağı ve terör örgütü üyesi olmakla suçlanamayacağı, bu durumun suç ve cezaların geçmişe yürümezliği ilkesini ihlal edeceği, Anayasa’nın açık hükümlerinin uygulanmadığı, yasalarda olmayan ve sonradan çıkarılan cezaların sadece KHK’nın çıkarıldığı tarihten sonraki eylemler için uygulanabileceği, bu cezaların geçmişe uygulanmasının Anayasa’yı ihlal edeceği, sadece 26 Mayıs 2016 tarihli Milli Güvenlik Kurulu kararından sonraki tarihlerdeki iradi eylemlerin suçlamalara dayanak yapılabileceği, İdare Mahkemesi kararında geçen FETÖ/PDY terör örgütünün örgüt içi kriptolu haberleşme sistemi cümlesinin masumiyet karinesini ihlal eden bir ifade olduğu, ByLock programının münhasıran FETÖ/PDY terör örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddiasının temelsiz olduğu, bu programın internetten Google Play Store ve Apple Store üzerinden binlerce kez indirilip kullanıldığı, ByLock verilerinin yasa dışı delil niteliğinde olduğu ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı iddia edilmektedir

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi .. İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 14/02/2023 tarihinde, oybirliğiyle, kesin olarak karar verildi.