Danıştay Kararı 5. Daire 2021/9081 E. 2023/2672 K. 20.03.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/9081 E.  ,  2023/2672 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/9081
Karar No : 2023/2672

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …

Karşı Taraf (Davalı) : … Üniversitesi Rektörlüğü / …
Vekili : Av…

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde Doçent unvanı ile görev yapmakta iken, 689 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilerek reddine ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Temyize konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, Anayasa’nın 129. maddesine aykırı olarak savunma hakkı tanınmadığı, soruşturma yürütülmediği, Anayasa’nın 121. maddesi uyarınca OHAL döneminde sadece OHAL’in gerektirdiği ölçüde, OHAL’e neden olan konularla ve OHAL süresiyle sınırlı geçici tedbirlerin alınabileceği, söz konusu KHK’nın Anayasa’nın 121. ve TBMM İç Tüzüğü’nün 128. maddelerine göre 30 gün içerisinde TBMM Genel Kurulu’nda onaylanmadığı, bu nedenle yok hükmünde olduğu, kendisinin OHAL döneminde alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı ve OHAL uygulamasına son verildiğinden hakkında uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, OHAL KHK’sı adı altında yapılan genel düzenleyici işlemleri değerlendirmenin Mahkemelerin görevi olduğu, Bakanlar Kurulu’nun Anayasa ve yasaların kendisine vermediği bir yetkiyi kullanmak suretiyle işlem tesis ettiği, OHAL KHK’sı ile bireysel kesin ve yürütülebilir işlem tesis edildiği, kamu hizmetinden çıkarma usul ve esaslarına uyulmadığı, Devlet’e olan sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğine dair hiçbir somut delilin bulunmadığı, dava konusu işlem ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlerinin, adil yargılanma hakkının, savunma hakkının, mahkemeye erişim hakkının, emeklilik hakkının, şeref ve itibar hakkının, masumiyet karinesinin, silahların eşitliği ilkesinin, suç ve cezaların kanuniliği ile şahsiliği ilkelerinin ihlal edildiği, kamu görevinden çıkarılma işleminin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği belirtilerek, 689 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 1. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve Anayasa’nın 152. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunulması gerektiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince adli yardım talebi kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi bulunmayarak gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Öte yandan, dava dosyasında yer alan belgeler ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden; “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunu işlediği gerekçesiyle davacı hakkında hapis cezası verildiği ve anılan cezanın Yargıtayca onanarak kesinleştiği, hükümlü olarak cezaevinde bulunan davacının 07/02/2023 tarihinde tahliye edildiği, bu nedenle hali hazırda kısıtlılık halinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
…Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Mahkemesince ilgili merciine müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 20/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.