Danıştay Kararı 5. Daire 2021/8863 E. 2023/173 K. 24.01.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/8863 E.  ,  2023/173 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/8863
Karar No : 2023/173

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …

Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı / ANKARA
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : İcra müdür yardımcısı olarak görev yapmakta iken, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Dini duygularla içerisinde bulunduğu yapının Devlet aleyhine gerçekleştirdiği herhangi bir faaliyetine katılmadığı, ByLock kullanıcısı olmadığı, ByLock yazışması ve mesaj içeriklerinin bulunamadığı, “terör örgütüne üyelik” suçunun kasten işlenebilen bir suç olduğu, kastın bu suçun kurucu unsurlarından birisi olduğu, Komisyon kararı ile adil yargılanma, mahkemeye erişim, özel hayata saygı ve eğitim hakkının, ayrımcılık yasağının, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ve masumiyet karinesinin ihlal edildiği, işlendiği zaman kanunda suç olarak tanımlanmayan yasal faaliyetlerinin terör örgütü ile iltisak ve irtibatına delil olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu, Anayasa’nın 38. maddesinin ihlal edildiği, OHAL döneminde durumun gerektirdiği ölçüde geçici tedbirler alınması gerekirken kalıcı sonuçlar doğuran kamu görevinden çıkarılma işleminin uygulandığı, ölçülülük ilkesine aykırı hareket edildiği, OHAL döneminde uygulanan kamu görevinden çıkarma cezasının ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, bu nedenle ceza hukukuna ilişkin tüm ilkelerin, insan haklarının ve adil yargılanma hakkının tüm gereklerinin somut olaya uygulanması gerektiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca davacının adli yardım istemi kabul edilerek Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
UYAP kayıtlarının incelenmesinden, davacının 23/10/2021 tarihinde tahliyesine karar verildiği, karar tarihi itibarıyla cezaevinde olmadığı, kısıtlılık halinin sona erdiği görülmektedir.
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Bununla birlikte, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde verilen ve Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle 08/10/2019 tarihinde kesinleşen … Bölge Asliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında yer alan; “…Tanık …’nun sanık …’yı teşhis ettiğini, örgütle bağlantılı bir şahısla aynı evde kaldığını beyan ettiği, bu şahsın … olduğu, sanığın bu hususu kabul etmediği, …’nın kendisinden önceki kiracı olduğunu beyan ettiği, ancak tanık …’in beyanının aynı zamanda daha sonra hakkında bu yapı nedeniyle işlem yapılan … CBS infaz katibi …’in beyanlarıyla da doğrulandığı, …’in alınan beyanında; “Amasya iline geldikten sonra bir süre beni aramalarına rağmen aramalara cevap vermedim. 2014 Temmuz Ağustos aylarında … bana mesaj atarak acil bir konu var, görüşmemiz lazım dedi. Telefonu açtığımda Amasya’da olduğunu buluşmamızı istedi, buluştuk. O sırada Amasya’da otelde kalıyordum. Bana telefonları neden açmadığımı sorduğunda ben artık sizinle görüşmek istemiyorum dedim. Görüşmesen de önemli değil otellerde kalma bize ait evlerde kal dedi. Ben sana bir arkadaş göndereyim o seni kalacağın eve götürsün dedi. Nitekim toplamda bu güne kadar iki kez gördüğüm ismini bilmediğim bir kişi beni bir eve götürdü. Evin anahtarını verdi. O evde iki hafta süreyle kaldım. Bu evde benim dışımda … adliyesinde İcra Müdür yardımcısı olan … adında bir kişi daha vardı. Bu evde sohbetler yapılmıştır. Ancak ben ve … bu sohbetlere alınmadık, odanızdan çıkmayın demişlerdi. Bana odadan çıkılmaması gerektiğini … söylemişti. İki hafta sonra, önce yirmi günlük iznimi kullanmak üzere memleketime gittim devamında da askerlik görevimi yapmak üzere önce Isparta daha sonra İskenderun iline gittim. 2015 yılı Mayıs ayında … adliyesinde işe başladım. İşe gidip gelirken bir kaç kez … beni “Abi” seninle görüşmek istiyor, demişti. Ancak ben görüşmek istemediğimi evimi tuttuğumu bundan sonra görüşmek istemediğimi söyleyerek ret ettim. Bir defasında da … sana çay içmeye akşam gelmek istiyoruz demişti. Ancak bu teklifi de kabul etmedim. Benim bu yapıyla en son ilişkim 2014 Ekim ayıdır. Daha sonra ilişkide bulunmadım.” şeklinde beyanda bulunarak …’nın cemaat evinde kaldığını doğrulamıştır.
Aynı doğrultuda … alınan kolluk beyanında (sanık mahkemede aynı beyanını kendi dosyasında doğrulamıştır) sanığın cemaat evinde kaldığını, kendileriyle muhatap olmadığını beyan ederek, …’in beyanını doğrulamıştır…” tespitleri, bakılmakta olan dava dosyasında yer alan diğer tespitler ile birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden, adli yardım kararından dolayı tahsili ertelenmiş olan temyiz aşamasındaki yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesi, 1. fıkrası uyarınca, davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 24/01/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.