Danıştay Kararı 5. Daire 2021/8238 E. 2023/170 K. 24.01.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/8238 E.  ,  2023/170 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/8238
Karar No : 2023/170

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …

Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı / ANKARA
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : İcra müdürü olarak görev yapmakta iken, 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile anılan işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının tazmini için 100.000,00-TL maddi, 800.000,00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun, İdare Mahkemesi kararının vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin kısmının düzeltilerek reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Olağanüstü hal döneminde yalnızca olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı geçici tedbirler alınabileceği, durumun gerektirdiği ölçüde geçici tedbirler alınması gerekirken kalıcı sonuçlar doğuran kamu görevinden çıkarma işleminin uygulandığı, Anayasa’nın 15. ve 121. maddelerinin ihlal edildiği, kanun hükmünde kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle masumiyet karinesi yok sayılarak idare tarafından terör örgütü üyesi olmakla suçlandığı, Resmi Gazete’de yayımlanan OHAL KHK’larının TBMM tarafından 30 gün içerisinde onaylanmadığı, bu nedenle kamu görevinden çıkarma işleminin yasal dayanağının ortadan kalktığı, anılan kanun hükmünde kararnamelerin amaç, konu ve süre bakımından hukuka ve Anayasa’ya aykırı olduğu, olağanüstü hal döneminde uygulanan kamu görevinden çıkarma cezasının ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, bu nedenle ceza hukukuna ilişkin tüm ilkelerin, insan hakları ve adil yargılanma hakkının tüm gereklerinin somut olaya uygulanması gerektiği, yürütme ve yasama organlarının kişileri yargılama, suçlu ilan edip cezalandırma yetkisinin bulunmadığı, aksi uygulamanın fonksiyon gaspına yol açacağı, bir daha kamu görevine dönmemek üzere kamu görevinden çıkarılması nedeniyle ölçülülük ilkesinin ihlal edildiği, Mahkeme kararında yer verilen delillerin KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı tarihten sonra ortaya çıktığı, sonradan ortaya çıkan bir hususun, daha önce verilmiş bir cezayı hukuka uygun hale getirmeyeceği, kamu görevinden çıkarma kararı verildiği sırada mevcut olmayan delil ve olgulara dayanılmasının hukuka aykırı olduğu, örgütle iltisak ve irtibatını gösteren somut hiçbir delil bulunmadığı, ByLock programını kullanmadığı, hukuka uygun olarak elde edilmeyen ByLock verilerinin hiçbir yargılamada delil olarak kullanılamayacağı, ByLock kullanımının suç oluşturabilmesi için yazılan mesajların örgütsel faaliyet kapsamında ve suç teşkil eden içerikte olması gerektiği, ByLock’a ilişkin Tespit ve Değerlendirme Tutanağı ile görüşme ve mesaj içeriklerinin bulunamadığı, ByLock’un münhasıran FETÖ/PDY terör örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddiasının temelsiz olduğu, çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerine riayet edilmediği, hukuk devleti, hukuki güvenlik, suç ve cezaların kanuniliği, kanunların geçmişe yürümezliği ve kanun önünde eşitlik ilkelerinin, masumiyet karinesinin, adil yargılanma hakkının, gerekçeli karar hakkının, Anayasa ve AİHS hükümleri ile disiplin hukuku ve ceza hukuku ilkelerinin ihlal edildiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi İdare Mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildikten sonra, davacının Anayasaya aykırılık iddiası ciddi bulunmayarak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Bununla birlikte, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında yer alan;
”…sanığın, sadece FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu üyeleri tarafından gizlilik içerisinde kullanılan ByLock isimli programı, 04.11.2015 tarihinden itibaren kendi adına kayıtlı ve kullanımında olduğunu kabul ettiği … GSM numaralı … marka telefonda kullandığının tespit edilmesi, CGNAT bilgilerine göre sanığın ByLock sunucuları/ sistemlerine ait Bylock’un belirlenen 9 adet IP numaralarından … IP ve … IP numaralarına 605 kez giriş yaptığının anlaşılması yine CGNAT bilgilerine göre sanığın kullandığını kabul ettiği telefon hattı üzerinden Bylock IP adreslerine erişim sağlanan tarihlerde telefonun sinyal aldığı baz istasyonlarının sanığın görev yaptığı Germencik ilçesi ve memleketi olan Afyonkarahisar ilinde olması, tespit ve değerlendirme tutanağına göre sanığın Bylock programına giriş şifresinin isminin harflerinden oluşacak şekilde “…” olması, terör örgütünün gizli haberleşme aracı olarak kullandığı tespit edilen bir programın örgütle ilgisi olmayan birinin telefonuna yüklenmesinin hayatın olağan akışına uymaması, sanık hakkında soruşturma başlamadan 2-3 ay önce ByLock kullanılan telefon hattını kapattırması ve bu hattı kullandığı telefon cihazını satması, ayrıca sattığı telefonun markasını hatırlamadığını söyleyip suç delillerinin ortaya çıkmasını engellemeye çalışması,…” tespitleri, bakılmakta olan dava dosyasında yer alan diğer tespitler ile birlikte değerlendirildiğinde, örgütün gizli haberleşme programı olan ByLock programını kullandığı tespit edilen davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, … Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 24/01/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.