Danıştay Kararı 5. Daire 2021/8092 E. 2023/3362 K. 29.03.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/8092 E.  ,  2023/3362 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/8092
Karar No : 2023/3362

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …

Karşı Taraf (Davalı) : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekilleri : Av. … , Av. …

İstemin Özeti : 692 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline, özlük haklarının iadesine ve uğramış olduğu hak ihlallerinden dolayı 1.000.000-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen kabulüne ve Mahkeme kararının davalı idare lehine manevi tazminat için 2.724,00-TL vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının kaldırılmasına, reddedilen manevi tazminat istemine ilişkin olarak İdare Mahkemesi kararı tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin karar kesinleştikten sonra davacıdan alınarak davalı idareye ödenmesine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Kamu görevinden çıkarılmasına dair işlemin ceza hukuku anlamında bir ceza olması sebebiyle ceza hukukunun tüm ilkelerinin uygulanması gerektiği, FETÖ/PDY’nin ilk olarak 26 Mayıs 2016 tarihli MGK kararında terör örgütü olarak kabul edildiği, bu tarihten önceki faaliyetlerden sorumlu tutulamayacağı, terör örgütü üyeliği suçunun ancak kasten işlenebilen bir suç olduğu, kendisine atfedilen eylemlerin tamamının gerçekleştiği tarihte yasaların izin verdiği legal faaliyetler olduğu, idari yargı merciilerinin kararın verildiği tarihteki delilleri dikkate alarak karar vermesinin zorunlu olduğu, aynı eylemler nedeniyle bir kişinin iki kez cezalandırılamayacağı, olağanüstü hal dönemlerinde çıkarılan KHK’lar ile yalnızca OHAL süresince ve OHAL’in gerekli kıldığı konularda geçici tedbirlerin alınabileceği, kamu görevinden çıkarılmasına dair işlemin ölçülü ve geçici nitelikte bir tedbir olmadığı, OHAL uygulamasına son verildiğinden hakkında uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, irtibat ve iltisak kavramlarının muğlak terimler olduğu, ByLock’un münhasıran FETÖ/PDY’nin bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddiasının temelsiz olduğu, bu uygulamanın herkese açık telefon uygulama marketlerinden indirilebildiği, MİT tarafından istihbari çalışmalar çerçevesinde ele geçirilen ByLock’a ilişkin verilerin yasa dışı delil olduğu ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, talep dahi olmadan ByLock’a ilişkin hard disk ve flaş belleğin birer kopyasının mutlak şekilde kendisine verilmesi gerektiği, Bank Asya’nın Devlet kurumlarının verdiği izne dayalı olarak kurulduğu ve Devlet kurumlarının denetim ve gözetimi altında yasal olarak bankacılık faaliyetinde bulunduğu, Bank Asya’ya dair kişisel verilerinin hiçbir mahkeme kararı olmaksızın yasa dışı şekilde polis tarafından ele geçirilerek kullanıldığı, söz konusu bankada talimatla bir işlem gerçekleştirmediği, yasal olarak faaliyet gösteren basın yayın kuruluşlarına yapılan ödemenin suç olmadığı, …Medya Dağıtım A.Ş.’ye yapılan ödemenin gazete abone bedeli olduğu, müzahir şirketlerdeki çalışma kaydı nedeniyle suçlanamayacağı, Devletin izin verdiği derneğe bağış yapmanın suç olmadığı, bir an için geçmişte bazı dini sohbetlere katılmış olma iddiasının doğru olduğu kabul edilse dahi bu hususun barışçıl toplanma ve din ile vicdan özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Devlete karşı olan sadakat yükümlüğünü ihlal etmediği, mahkeme kararında dayanılan bilgi, belge ve delillerinin büyük çoğunluğunun hiç bir mahkeme kararı olmadan elde edilip kullanıldığı için yasa dışı delil niteliğinde olduğu, disiplin soruşturması yapılmadan ve savunma hakkı tanınmadan kamu görevinden çıkarıldığı, dava konusu işlemde somut hiçbir delil ve gerekçenin gösterilmediği, fişleme niteliğindeki listelerin dava konusu işleme dayanak alındığı, dava konusu işleme dayanak olarak gösterilen delillerin kamu görevinden çıkarıldığı tarihte mevcut olmadığı, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere uyulmadığı ve çekirdek haklara müdahale edildiği, OHAL Komisyonu’nca insan hakları ihlalleri yönünden bir inceleme yapılmadığı, savunma, adil yargılanma, özel hayata ve aile hayatına saygı, mülkiyet, eğitim, gerekçeli karar, şeref ve itibara saygı haklarının, non in bis idem, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği, suçta ve cezada kanunilik, ölçülülük, hukuk devleti, hukuki güvenlik, silahların eşitliği, çelişmeli yargılama, bağımsızlık ilkelerinin, ifade özgürlüğünün, masumiyet karinesinin ihlal edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi daha önce kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Bununla birlikte, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde verilen ve … Ceza Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşen … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında yer alan; “…Bylock Tespit ve Değerlendirme Tutanağına göre sanığın bylock programına … ID numarasıyla kaydolduğu, bu ID’yi ekleyen kişiler olduğu, ID’ye bağlı kişi ve mail listeleri ile yazışmalar bulunduğu anlaşılmıştır. Bahsi geçen tutanağın incelemesinde kullanıcı isiminin “…” olduğu, sanığı bylock programı üzerinden ekleyen kişilerin ise “… ” ve “… ” isimlerini kullandığı görülmüştür. Bu hususun sanığın kod adıyla uyumlu olduğu…” şeklindeki tespitler bakılmakta olan dava dosyasında yer alan diğer tespitler ile birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.