Danıştay Kararı 5. Daire 2021/7938 E. 2023/3370 K. 29.03.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/7938 E.  ,  2023/3370 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7938
Karar No : 2023/3370

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …

Karşı Taraf (Davalı) : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken, 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun düzelterek reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Herhangi bir disiplin soruşturması yapılmadan ve savunması alınmadan kamu görevinden çıkarıldığı, yürütme ve yasama organlarının kişileri yargılama, suçlu ilan edip cezalandırma yetkisi olmadığı, aksi uygulamanın fonksiyon gaspına yol açacağı, OHAL döneminde sadece OHAL’in gerektirdiği ölçüde ve OHAL’e neden olan konularla ve OHAL süresiyle sınırlı geçici tedbirlerin alınabileceği, kamu görevinden çıkarma işleminin geçici nitelikte bir tedbir olmadığı, irtibat ve iltisak kavramlarının muğlak terimler olduğu, OHAL KHK’larının Resmi Gazetede yayımlandıkları gün TBMM’nin onayına sunulması ve en geç 30 gün içerisinde görüşülüp karara bağlanmasının zorunlu olduğu, bu usule uyulmadığı için dava konusu işlemin dayanaksız kaldığı, OHAL uygulamasına son verildiğinden hakkında uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, bir kamu görevlisinin uzunca bir süre bazı meslekleri icra etmekten men edilmesini ceza hukuku anlamında bir ceza olarak nitelendirdiği, somut olayda kendisi hakkında ceza hukuku anlamında bir suçlama bulunduğu için ceza yargılamasına ilişkin tüm güvencelerden yararlandırılması gerektiği, 26 Mayıs 2016 tarihinden önceki yasal faaliyetlerin terör örgütü üyeliği suçlamasına dayanak yapılamayacağı, kimsenin işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı, ByLock’un münhasıran FETÖ/PDY’nin bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddiasının temelsiz olduğu, bu uygulamanın herkese açık telefon uygulama marketlerinden indirilebildiği, MİT tarafından istihbari çalışmalar çerçevesinde ele geçirilen ByLock’a ilişkin verilerin yasa dışı delil olduğu ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, talep dahi olmadan ByLock’a ilişkin hard disk ve flaş belleğin birer kopyasının mutlak şekilde kendisine verilmesi gerektiği, olağan bir iletişim uygulamasını kullanması sebebiyle bir kişinin terör örgütü üyesi olarak kabul edilemeyeceği, Bank Asya’nın yasal olarak kurulan ve faaliyet gösteren bir kurum olduğu, gerçekleştirildiği tarihte yasal olan bankacılık faaliyetlerinin suç teşkil etmediği, örgüt liderinin talimatıyla bir işlem gerçekleştirmediği, bir derneğe, sendika veya diğer bir tüzel kişiliğe üye olma, faaliyetlerine katılma ve/veya aktif olarak yöneticiliğin yapmanın, AİHS’nin 11. maddesinde korunan örgütlenme özgürlüğünün kapsamı ve koruması altında olduğu, kamu görevlilerinin Anayasa’ya veya Devlete sadakat gibi bir yükümlülüklerinin bulunmadığı, savunma, adil yargılanma, özel hayata ve aile hayatına saygı, mülkiyet, gerekçeli karar, şeref ve itibara saygı haklarının, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği, suçta ve cezada kanunilik, ölçülülük, silahların eşitliği, çelişmeli yargılama, doğal hakim, bağımsızlık, non in bis idem ilkelerinin, ifade, barışçıl toplanma, örgütlenme özgürlüğünün, ayrımcılık yasağının, masumiyet karinesinin ihlal edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi daha önce kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
Dava dosyasında yer alan belgeler ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden; hükümlü olarak cezaevinde bulunan davacının 29/11/2021 tarihinde tahliye edildiği, bu nedenle hali hazırda kısıtlılık halinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Bununla birlikte, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde verilen … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında yer alan; “…Dosya içinde bulunan HTS kayıtlarına göre sanığın kullanımında bulunan … numaralı telefon hattından … IMEI numaralı telefon makinesi ile Bylock tespit tarihinden 3 gün önce ve 3 gün sonra da sanık tarafından kullanıldığının tespit edildiği, Ayrıca Bylock isimli programın kullanıldığı 9 farklı hedef IP adresinden olan … – … – … nolu adreslerde yukarıda belirtilen telefon hattının 11.08.2014 – 09.06.2015 tarihleri arasında 163897 defa giriş yapılmak suretiyle kullanıldığının görüldüğü, Dosya içine alınan Bylock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı içeriklerinde; kullanıcı adının “… ” şifrenin “… ” olduğu, sanığın Kahramanmaraş … Üniversitesinde araştırma görevlisi olması, içeriklerde ismi geçen kişilerden … isimli kişiyi tanıması, içeriklerde ismi geçen kişilerden bazılarının polis memuru olması, tanık …’nün beyanlarına göre sanığın polislerden sorumlu olması dikkate alındığında, dosyaya gönderilen Bylock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı içeriklerinin sanığa ait olduğunun değerlendirildiği, Sanığın Bylock isimli programı kullanıp kullanmadığı yönünde soruşturma aşamasında, müdafii huzurunda alınan savunmasında, Bylock kullandığını ikrar ettiği, Tüm bu hususların sanığın Bylock kullanıcısı olduğu konusunda tereddüte mahal bırakmadığı…” şeklindeki tespitler bakılmakta olan dava dosyasında yer alan diğer tespitler ile birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.