Danıştay Kararı 5. Daire 2021/7321 E. 2023/2773 K. 20.03.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/7321 E.  ,  2023/2773 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7321
Karar No : 2023/2773

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …

Karşı Taraf (Davalı) : …
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin … tarih ve E…, K:…. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Adil yargılanma hakkının, masumiyet karinesinin, savunma hakkının ihlal edildiği, hakkında kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararının bulunmadığı iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdari Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi İdare/Bölge İdare Mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince karar düzeltme aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildikten sonra işin gereği görüşüldü:

Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Öte yandan; davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hapis cezası ile cezalandırıldığı, anılan ceza mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddedildiği, söz konusu kararın …. Ceza Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararında yer alan; ”…1)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun …. gün ve …. sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği; Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan yargılanan sanıklar… ve …’nin müdafii ile sanıklar … ve…. müdafiinin ortak olduğu, sanıkların aşama beyanlarında birbirleri hakkında anlatımda bulundukları ve bu beyanlarının gerekçede kabul edilmesi karşısında, sanıkların aynı avukat tarafından savunulması nedeniyle aralarında menfaat çatışmasının oluştuğu nazara alınmadan ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafi tarafından savunmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 152. maddelerine aykırı davranılması,
2) Celse arasında sunulan esas hakkındaki mütalaanın sanık ve müdafilerine duruşmadan birkaç gün önce tebliğ edildiği, mütalaanın okunduğu celsede sanık … ve müdafii ile sanıklar… ve … müdafiinin mütalaaya karşı savunma için süre talep ettiklerini belirtmelerine rağmen; savunma hakkının kısıtlanmasına yol açacak ve bu hakkın kullanılmasını etkisiz kılacak şekilde talebin reddine karar verilerek, CMK’nın 176/4, 190/2. ve 216. maddelerine muhalefet edilmek suretiyle yargılamaya devamla savunma hakkını kısıtlayıcı şekilde hüküm kurulması,
3) İddianame kapsamında sevk maddeleri gösterilen ve yargılaması yapılan Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçları yönünden doğrudan zarar gören, davaya katılma ve hükmü temyiz etme yetkisi bulunan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının katılan sıfatının … tarihli celde duruşmasında kaldırılmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı…” gerekçeleri ile bozulması üzerine … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyası üzerinden yargılamanın devam ettiği anlaşılmış olduğundan, yargılama süreci devam eden ceza davasının davacı aleyhine bir durum olarak değerlendirilmesi masumiyet karinesi gereğince mümkün değildir.
Bununla birlikte, anılan bozma kararının esasa ilişkin olmaması ve bozma kararından önceki Ceza Mahkemesi kararına dayanak alınan delillerin geçersiz olduğuna ilişkin bir belirlemenin bulunmaması karşısında, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması sırasında elde edilen deliller ile bakılmakta olan dava dosyasında yer alan diğer tespitler birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 20/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.