Danıştay Kararı 5. Daire 2021/499 E. 2023/2632 K. 20.03.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/499 E.  ,  2023/2632 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/499
Karar No : 2023/2632

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: Av. …

Karşı Taraf (Davalı): … Bakanlığı / ANKARA
Vekili: Hukuk Müşaviri …

İstemin Özeti: Davalı idare bünyesinde Veteriner Hekim olarak görev yapmakta iken, 672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Bölge İdare Mahkemesince verilen kararın gerekçesiz olduğu, istinaf iddialarına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadan başvurunun reddine karar verildiği, dava konusu işlemin, Anayasa’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, ceza hukuku mevzuatına ve OHAL mevzuatına aykırı olduğu, Anayasa’nın 15. ve 121. maddeleri uyarınca OHAL döneminde sadece OHAL’in gerektirdiği ölçüde, OHAL’e neden olan konularla ve OHAL süresiyle sınırlı geçici tedbirlerin alınabileceği, söz konusu KHK’nın Anayasa’nın 121. ve TBMM İç Tüzüğü’nün 128. maddelerine göre 30 gün içerisinde TBMM Genel Kurulu’nda onaylanmadığı, bu nedenle yok hükmünde olduğu, kendisinin OHAL döneminde alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı ve OHAL uygulamasına son verildiğinden hakkında uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, Bakanlar Kurulu kararıyla tesis edilen işlemin fonksiyon gaspı ile malul olduğu, Anayasa’nın 2., 6/3., 9., 11., 13., 15., 37., 38/4., 70., 129., 130., 138., 141., 142. maddelerine aykırı işlem tesis edildiği, 26/05/2016 tarihinden önceki yasal faaliyetlerin terör örgütü üyeliği suçlamasına dayanak yapılamayacağı, masumiyet karinesi ve hukuk devleti ilkesine aykırı hareket edildiği, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, Bank Asya’da hesap açmanın, para yatırmanın yasal bir faaliyet olduğu, herhangi bir örgüt liderinin talimatıyla para yatırmadığı, yasal olarak Devletin faaliyetine izin verdiği bir bankada hesap açma veya para yatırma gibi işlemlerin suçlamaya dayanak yapılmaması gerektiği, Devlete olan sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğine dair hiçbir somut delilin bulunmadığı, sendika ve dernek üyeliğinin Anayasal hak niteliği taşıdığı ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında olduğu, Cihan Medya Dağıtım A.Ş.’ye yaptığı ödemenin örgütsel bir amacının bulunmadığı, dava konusu işlem ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ve tüm alt güvencelerinin, mahkemeye erişim hakkının, savunma hakkının, özel hayata saygı hakkının, kamu görevine girme hakkının, mülkiyet hakkının, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği ilkesinin, silahların eşitliği ve ölçülülük ilkelerinin, örgütlenme özgürlüğünün, masumiyet karinesinin ihlal edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Her ne kadar İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde davacının terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmeden hapis cezası ile cezalandırıldığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de, davacının anılan suçtan mahkumiyet kararı kesinleşmemiş olduğundan, yargılama süreci devam eden ceza davasının davacı aleyhine bir durum olarak değerlendirilmesi masumiyet karinesi gereğince mümkün değildir. Bununla birlikte dava dosyasında yer alan davacı hakkındaki tespitler değerlendirildiğinde ise davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 20/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.