Danıştay Kararı 5. Daire 2021/3918 E. 2023/2421 K. 14.03.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/3918 E.  ,  2023/2421 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3918
Karar No : 2023/2421

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …

Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı / ANKARA
Vekilleri : Av. …, Av. …

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde Ebe olarak görev yapmakta iken, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Bakanlar Kurulunca Anayasa ve yasaların kendisine vermediği bir yetki kullanılmak suretiyle işlem tesis edildiği, kamu hizmetinden çıkarmaya dair usul ve esasların Anayasa ve kanunlarda düzenlendiği, bu usul ve esaslara uyulmaksızın kamu görevinden çıkarma işlemi yapıldığı, soruşturma açılmadan ve savunma hakkı tanınmadan kamu görevinden çıkarıldığı, dolayısıyla adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, FETÖ/PDY ile bağını gösteren hiçbir somut delil olmadığı, haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiği, mahkumiyetine ilişkin ceza mahkemesi kararının kesinleşmediği, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ile masumiyet karinesine aykırı hareket edildiği, gerek Komisyon kararında ve gerek ilk derece mahkemesi kararında, Devlete sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine ilişkin somut bir gerekçe ortaya konulamadığı, olağanüstü hal sürecinde alınan tedbirlerin olağanüstü hal süresiyle sınırlı olacağı, ömür boyu kamu görevinde çalışamama gibi son derece ağır bir ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğu, ihracına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin amaç, konu ve süre bakımından hukuka ve Anayasaya aykırı olduğu, kamu görevinden çıkarılma işleminin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiği, Mahkemece, temel hak ve özgürlükler açısından hukuki bir denetimin yapılmadığı, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu, OHAL döneminde uygulanan kamu görevinden çıkarma cezasının Ceza Hukuku anlamında bir ceza olduğu, davacı tarafından, OHAL döneminde OHAL süresiyle sınırlı olarak alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı ve 19 Temmuz 2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verilmesi nedeniyle ihraç işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, OHAL döneminde durumun gerektirdiği ölçüde geçici tedbirler alınması gerekirken kalıcı sonuçlar doğuran kamu görevinden çıkarılma işleminin uygulandığı, Anayasaya göre OHAL döneminde dahi ihlal edilmeyecek türden bir hak olan masumiyet karinesinden yararlanma hakkının OHAL KHK’sı ile terör örgütü üyesi olarak suçlanmak suretiyle cezalandırılarak ihlal edildiği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında bir ceza niteliğinde olması nedeniyle adil yargılanma hakkına ilişkin tüm güvencelerin korunması gerektiği, ceza hukuku ilkelerinin ihlal edildiği, yürütme ve yasama organının kişileri ya da grupları suçlu ilan edip cezalandırma yetkisinin bulunmadığı, kamu görevinden çıkarılma işleminin Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülmesine rağmen ne OHAL Komisyonu ne de ilk derece mahkemesi bu iddiaya ilişkin inceleme ve cevap verme ihtiyacı duymadan başvuruyu ve davayı reddettiği, tavsiye niteliğinde olan Milli Güvenlik Kurulu kararlarının davanın reddine gerekçe olarak alınamayacağı, kamu görevinden çıkarılma tedbirinin ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği gibi yargılamanın temel ilkelerini referans almayan Anayasa Mahkemesi kararlarının davanın reddine gerekçe alınamayacağı, FETÖ/PDY’nin 26 Mayıs 2016 tarihinde terör örgütü olarak ilan edilmesi nedeniyle bu tarihten önce ilan edilmiş bir terör örgütü olmadığı için geçmişteki fiilleri nedeniyle terör örgütü üyeliğinden ceza verilemeyeceği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında niteliğinin olması nedeniyle tek fiile tek ceza verilmesi ilkesinin ihlal edildiği, Devlete ve Anayasaya olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği, geçmişteki yasal faaliyetlerin gerekçe gösterilerek kamu görevinden çıkarılmasının suç ve cezaların geçmişe yürümezliği, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ve hukuk devleti ilkesi gibi en temel hukuk ilkelerini ihlal ettiği, Devlet izni ile kurulmuş sendikaya üye olmasının örgütle iltisak olarak görülmesinin hukuka aykırı olduğu, sendika hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığı sendika üyeliğinin hem Anayasa hem de uluslararası hukuktan kaynaklanan bir hak olduğu, devletin faaliyetine izin verdiği bir bankaya para yatırmanın yasal olduğu, çocuğunu okula gönderdiği tarihte Türkiye’nin gündeminde FETÖ/PDY adı altında suç örgütü bulunmadığından eylemin suç ya da suçun delili olarak kabul edilmesinin de kanuna aykırı olduğu, aynı suçtan iki kez ceza verilemeyeceği, masumiyet karinesinden yararlanmada devlet tarafından ayrımcılık yapıldığı, temyize konu kararlarda Anayasa ve AİHS’ne aykırı karar verilerek birçok hakkın ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi İdare Mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek ve davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi bulunmayarak gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 14/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.