Danıştay Kararı 5. Daire 2021/2953 E. 2023/3601 K. 03.04.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/2953 E.  ,  2023/3601 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2953
Karar No : 2023/3601

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalı) : …
Vekilleri : Hukuk Müşaviri Av. …
Hukuk Müşaviri …

İstemin Özeti : 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalındığı iddia olunan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Hiçbir somut gerekçe gösterilmeden, adil bir yargılama süreci işletilmeden ve savunması alınmadan kamu görevinden çıkarılmasıyla masumiyet karinesinin ihlal edildiği, OHAL döneminde alınan kararların geçici nitelikte olması gerektiği ve kalıcı nitelikte karar alınamayacağı, Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasanın 121. ve TBMM İç Tüzüğü’nün 128. maddelerine göre 30 gün içerisinde TBMM Genel Kurulunda görüşülmediği, idarenin, yasama ve yürütme organının bir işlemiyle ceza hukuku anlamında bir yaptırım uygulanamayacağı, bir terör örgütünün varlığının ancak yargı kararıyla tespit edilebileceği, Yargıtay’ın yapılanmayı terör örgütü olarak kabul eden nihai bir kararının olmadığı, terör suçlamasının 15 Temmuz tarihinden önceki eylemlere geriye dönük olarak uygulanamayacağı, terör örgütüne üyelik suçunun ancak kasten işlenebilecek bir suç olduğu ve taksirle işlenemeyeceği, bu suçla suçlanabilmek için terör örgütü olduğunu bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmesi veya üye olması gerektiği, sadakat yükümlülüğüne riayet etmediğine ilişkin somut bir gerekçe ortaya konulmadığı, aynı eylem ve faaliyetler nedeniyle iki ayrı cezaya hükmedilemeyeceği, Bank Asya’nın devlet kurumlarının verdiği izne dayalı olarak kurulduğu ve devlet kurumlarının denetim ve gözetimi altında yasal olarak bankacılık faaliyetinde bulunduğu, Bank Asya’ya dair kişisel verilerinin hiçbir mahkeme kararı olmaksızın yasa dışı şekilde polis tarafından ele geçirilerek kullanılmasının özel hayata saygı hakkını ihlal ettiği ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, kimsenin işlendiği zaman suç oluşturmayan bir eylemden dolayı suçlanıp cezalandırılamayacağı, yasal bankacılık faaliyetlerinin suç olarak gösterilemeyeceği, aksine durumun mülkiyet hakkına yönelik bir müdahale oluşturacağı, tanık beyanlarının somut delile dayanmayan, asılsız ve duyuma dayalı iftira niteliğinde olduğu, …Medya A.Ş.’nin 11 Mart 2016 tarihli mahkeme kararıyla devletin kontrolüne geçtiği, bu tarihten sonraki ödemelerin terör örgütünün yayın organına yapılan ödeme olarak nitelendirilemeyeceği, yasal bir şirketin yayınlarına yapılan ödemenin suç delili olarak gösterilemeyeceği, aksine durumun bilgiye erişme ve basın özgürlüğünün ihlali anlamına geldiği, Dernek, sendika veya diğer tüzel kişiliklerdeki bilgilerinin özel hayata saygı hakkı kapsamında korunması gereken verilerden olduğu ve yasa dışı olarak elde edilen bu verilerin hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, üyesi olduğu belirtilen dernek hakkında terör örgütü üyesi olduğu yönünde verilmiş bir mahkeme kararı olmadığı, dernek üyeliğinin gerekçe olarak gösterilmesiyle örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiği, HTS kayıtlarındaki görüşmelerin sağlık personeli olan kişilerle veya yönetim kurulu üyesi olduğu derneğin işleri dolayısıyla yapılan görüşmeler olduğu, HTS kayıtlarındaki A.B. isimli şahısla yapılan görüşmelerin T.C. kimlik numarası değiştirilmek suretiyle sahte belge düzenlenerek elde edildiği, sohbetlere katıldığına yönelik olan tanık beyanlarının iftira niteliğinde olduğu ve hiçbir belgenin sunulamadığı, iddianın doğru olduğu varsayılsa dahi barışçıl toplanma özgürlüğü ile din ve vicdan özgürlüğü kapsamında olduğu, Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu 21/08/2018 tarihli “Mestan Yayman” kararı ışığında ByLock kullanımının ve dini sohbetlere katılmanın düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü, barışçıl toplantı yapma ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, herhangi bir mahkeme kararı ya da herhangi bir suç şüphesi gösterilmeden ve yargılama yapılmadan terör örgütü üyesi ilan edilerek diğer bireylere göre açık bir ayrımcılığa tabi tutularak ayrımcılık yasağının ihlal edildiği, kamu görevinden çıkarılması neticesinde mesleki yeterliliğini gösteren belgelerin geçersiz kılınması nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği, bir daha kamu görevine alınmamak üzere görevine son verilmesi nedeniyle maaş, emeklilik ve sosyal güvencelerden yoksun kalmasıyla mülkiyet hakkının ihlal edildiği, dava konusu işlem ile adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi, gerekçeli karar hakkı, mahkemeye erişim hakkı, doğal hâkim ilkesi, çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkesi, mahkemenin bağımsızlığı ilkesi, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği ve şahsiliği ilkeleri, ölçülülük ilkesi, savunma hakkı, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı, şeref ve itibara saygı hakkı, örgütlenme özgürlüğü, ifade ve basın özgürlüğü gibi Anayasa ve AİHS ile güvence altına alınan birçok hakkının ihlal edildiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Her ne kadar İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde, davacının … Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/154 sayılı esasında görülen ceza davasında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan hapis cezası ile cezalandırıldığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de davacının mahkûmiyet kararı henüz kesinleşmemiş olduğundan, yargılama süreci devam eden ceza davasının davacı aleyhine bir durum olarak değerlendirilmesi; bu ceza yargılamasının konusunun davacının terör örgütü üyeliği ile ilgisi olması nedeniyle masumiyet karinesi gereğince mümkün değildir.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 03/04/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.