Danıştay Kararı 5. Daire 2021/2602 E. 2023/547 K. 31.01.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/2602 E.  ,  2023/547 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2602
Karar No : 2023/547

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı):…

Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı/ANKARA
Vekili : Hukuk Müşaviri …
Hukuk Müşaviri …

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde Tabip olarak görev yapmakta iken, 695 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen…. İdare Mahkemesinin … tarih ve E…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Kamu görevinden çıkarılma cezasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları dikkate alındığında ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, somut olayda ceza hukukuna ilişkin tüm güvencelerin uygulanması gerektiği, iddia edildiği gibi eğer kamu görevlileri, amirlerinin dışında, başkaca otoritelerden aldıkları talimatlarla hareket etmektelerse, bu şekilde hareket eden görevlilerin tespit edilerek somut delillere dayalı olarak soruşturulması ve gerekli yaptırımlara çarptırılması gerektiği, non bis in idem ilkesinin ihlal edildiği, 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren kamu görevinden çıkarılanlar açısından birçok hak ihlali yaşandığı, OHAL Komisyonunca öncelikle bu hak ihlallerinin tanınması ve giderilmesi gerekirken, açıkça ileri sürülen bu hak ihlallerinin hiçbir şekilde incelenmeden başvurusunun reddedildiği, bir kamu görevlisinin hiçbir şekilde savunması alınmadan bir KHK ile terör örgütü mensubu ilan edilip, masumiyet karinesi ihlal edilerek bir daha kamuda çalışamayacak şekilde kamu görevinden çıkarılmasının objektif bir gerekçesinin olmadığı, mahkemeye erişim hakkının, uyuşmazlık doğmadan önce kanunla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir yargı organına erişim hakkı olarak anlaşıldığı, somut olayda uyuşmazlık doğduğu anda başvurulabilecek bu türden bir yargı organı bulunmadığı için mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği, Anayasanın 15. maddesi uyarınca OHAL durumunda dahi masumiyet karinesinden yararlanma hakkının askıya alınamayacağı, yürütme ve yasama organının yargılama yetkisinin bulunmadığı, kişi ya da kişi gruplarının Milli Güvenlik Kurulu veya Bakanlar Kurulu kararlarıyla suçlu ilan edilemeyeceği, mahkûm olmuş gibi gösterilemeyeceği, KHK ile terör örgütü üyesi ilan edilmesine ve cezalandırılmasına yasal faaliyetler dayanak gösterilirken, aynı faaliyetleri yapan diğer insanlara hiçbir yaptırım uygulanmadığı, ceza kanunlarının selektif uygulandığı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 7. maddesi açısından da ayrımcılık yapıldığı, OHAL süresince alınacak tedbirlerin de Anayasa ve yasalarda öngörülen hukuk kurallarına uygun olması gerektiği, elde edilmek istenen amaçla orantılı ve OHAL’e neden olan konu ve OHAL süresiyle sınırlı olması gerektiği, OHAL süresince, sadece durumun kesinlikle gerektirdiği türden geçici tedbirler alınabileceği, kalıcı etki yapan tedbirler alınamayacağı, OHAL döneminde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin Resmi Gazetede yayınlandıkları gün TBMM’ye sunulması ve otuz gün içerisinde Meclis tarafından onanması gerektiği, çıkarılan OHAL KHK’larının hiçbirinin Parlamento tarafından süresinde onanmadığı, tüm KHK’ların Anayasanın açıkça öngürdüğü şekil şartlarına riayet edilmeden uygulandığı, şahsı hakkındaki kamu görevinden çıkarma işleminin hukuki hiçbir dayanağı kalmadığı iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi İdare Mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü;
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Mahkemesince ilgili merciine müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 31/01/2023 tarihinde kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.