Danıştay Kararı 5. Daire 2021/2558 E. 2023/9046 K. 15.06.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/2558 E.  ,  2023/9046 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2558
Karar No : 2023/9046

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının iadesine, parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden düzeltilerek reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Anayasa’nın 15 ve 121. maddeleri uyarınca OHAL döneminde sadece OHAL’in gerektirdiği ölçüde ve OHAL’e neden olan konularla ve OHAL süresiyle sınırlı geçici tedbirlerin alınabileceği, dava konusu işlem ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan yaşam hakkının, adil yargılanma hakkının, gerekçeli karar hakkının, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, mülkiyet hakkının, eğitim hakkının, hak arama hürriyetinin, ölçülülük ile orantılılık ilkelerinin, hukuk devleti ile hukuki belirlilik ilkelerinin, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin, suç ve cezaların şahsiliği ile geçmişe yürümezliği ilkelerinin, insan haklarına saygı yükümlülüğünün, ayrımcılık yasağının, Anayasa’nın 15. maddesinin ihlal edildiği, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan birçok maddeye aykırı olduğu, Devlet’e olan sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğine dair hiçbir somut delilin bulunmadığı, ByLock programını kullanmadığı, Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’nun “Mestan Yayman” kararında OHAL sürecinde görülen yargılamaların pek çok yönden açık hak ihlallerine neden olduğu hususunun belirtildiği, anılan “Mestan Yayman” kararı ışığında ByLock kullanımının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ByLock programı kullandığına ilişkin araştırma yapılmadığı, ByLock’a ilişkin verilerin ve çocuklarının okul bilgisi verilerinin kişisel veri mahiyetinde olduğu, talimatla Bank Asya’ya para yatırmadığı belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir. Öte yandan, davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca daha önce adli yardım talebi kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Her ne kadar İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde davacının terör örgütü üyeliğinden hapis cezası ile cezalandırıldığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de, davacının anılan suçtan mahkumiyet kararı kesinleşmemiş olduğundan, yargılama süreci devam eden ceza davasının davacı aleyhine bir durum olarak değerlendirilmesi masumiyet karinesi gereğince mümkün değildir. Bununla birlikte dava dosyasında yer alan davacı hakkındaki tespitler değerlendirildiğinde ise davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bununla birlikte, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında yer alan; “…Sanığın (davacının) kullanmış olduğu … numaralı GSM hattına ilişkin Bylock tespit ve değerlendirme tutanağına göre, kullanıcı ID’sinin …, kullanıcı adının …, şifresinin …’ olduğu,” tespitleri, bakılmakta olan dava dosyasında yer alan diğer tespitler ile birlikte değerlendirildiğinde, davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 15/06/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.