Danıştay Kararı 5. Daire 2021/2154 E. 2022/10539 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/2154 E.  ,  2022/10539 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2154
Karar No : 2022/10539

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …

Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı / ANKARA
Vekili: Av. …

İstemin Özeti: Davalı idare bünyesinde Komiser olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf isteminin reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı ve iltisakının bulunmadığı, savunma hakkı tanınmadan ve somut hiçbir delil ve gerekçe gösterilmeden kamu görevinden çıkarıldığı, FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı veya iltisakına dair kişiselleştirme yapılmadığı, dava konusu işleme dayanak olarak gösterilen delillerin kamu görevinden çıkarıldığı tarihte mevcut olmadığı, olağanüstü hal dönemlerinde çıkarılan KHK’lar ile yalnızca OHAL süresince ve OHAL’in gerekli kıldığı konularda düzenlemelerin yapılabileceği, OHAL KHK’larının Resmi Gazetede yayımlandıkları gün TBMM’nin onayına sunulması ve en geç 30 gün içerisinde görüşülüp karara bağlanmasının zorunlu olduğu, bu usule uyulmadığı için dava konusu işlemin dayanaksız kaldığı, OHAL uygulamasına son verildiğinden hakkında uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, irtibat ve iltisak kavramlarının muğlak terimler olduğu, suç ve cezaların ancak kanunla ihdas edilebileceği, aynı eylem nedeniyle bir kişinin iki kez cezalandırılamayacağı, kamu görevinden çıkarılmasına dair somut olayda kendisi hakkında ceza hukuku anlamında bir suçlama bulunduğu için ceza hukukuna ilişkin tüm ilkelerin, insan haklarının ve adil yargılanma hakkının tüm gereklerinin uygulanması gerektiği, Devlete karşı olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği, ByLock kullanıcısı olduğunun her türlü şüpheden uzak ve kesin delillerle ispatlanması gerektiği, CGNAT kayıtları ile ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağındaki bilgiler arasında çok ciddi çelişkilerin olduğu, ByLock verileri hukuka uygun olarak elde edilmediğinden hiçbir yargılamada delil olarak kullanılamayacağı, Bylock programına ilişkin ana delillerin (hard disk ve flaş bellek) kendisine verilmesi ve bu deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, kamu görevinden çıkarıldıktan sonra elde edilen delillerin önceki kararı hukuka uygun hale getirmeyeceği, örgüt kodlaması nedeniyle kendisinin mağdur olduğu, OHAL Komisyonu’nca insan hakları ihlalleri yönünden bir inceleme yapılmadığı, İlk Derece Mahkemesince ve Bölge İdare Mahkemesince dava ve istinaf dilekçelerinde ileri sürdüğü iddialar değerlendirilmeden karar verildiği, Bölge İdare Mahkemesince sadece ByLock delili yönünden bir değerlendirme yapıldığı, diğer deliller yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, savunma, gerekçeli karar, özel hayata saygı, mülkiyet haklarının, silahların eşitiliği, suçta ve cezada kanunilik, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği, şüpheden sanık yararlanır ilkelerinin, masumiyet karinesinin ihlal edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.