Danıştay Kararı 5. Daire 2021/1972 E. 2022/10535 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2021/1972 E.  ,  2022/10535 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1972
Karar No : 2022/10535

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: Av. …

Karşı Taraf (Davalı): … Bakanlığı / ANKARA
Vekili: Av. …

İstemin Özeti: Polis Memuru olarak görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle Olağanüstü Hal (OHAL) İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Olağanüstü hal döneminde yalnızca olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı geçici tedbirler alınabileceği, kamu görevinden çıkarılmasına dair işlemin ölçülü bir tedbir olmadığı, kalıcı sonuçlar doğuran kamu görevinden çıkarma işlemiyle Anayasa’nın 15. ve 121. maddelerinin ihlal edildiği, OHAL uygulamasına son verildiğinden hakkında uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, yürütme ve yasama organlarının kişileri yargılama ve suçlu ilan edip cezalandırma yetkilerinin olmadığı, dava konusu OHAL KHK’larının Resmi Gazetede yayımlandıkları gün TBMM’nin onayına sunulması ve en geç 30 gün içerisinde görüşülüp karara bağlanmasının zorunlu olduğu, bu usule uyulmadığı için kamu görevinden çıkarma işleminin dayanaksız kaldığı, Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle masumiyet karinesi yok sayılarak idare tarafından terör örgütü üyesi olmakla suçlandığı, disiplin soruşturması yapılmadan ve savunması alınmadan kamu görevinden çıkarıldığı, dava konusu işlemde somut hiçbir delil ve gerekçenin gösterilmediği, Devlete karşı olan sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket etmediği, işlendiği zaman kanunda suç olarak tanımlanmayan yasal faaliyetlerinin terör örgütü ile iltisak ve irtibatına delil olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu, ByLock’un münhasıran FETÖ/PDY’nin bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddiasının temelsiz olduğu, MİT tarafından istihbari çalışmalar çerçevesinde ele geçirilen ByLock’a ilişkin verilerin yasa dışı delil olduğu ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, talep dahi olmadan ByLock’a ilişkin hard disk ve flaş belleğin birer kopyasının mutlak şekilde kendisine verilmesi gerektiği, Bank Asya’nın yasal olarak kurulan ve faaliyet gösteren bir kurum olduğu, rutin bankacılık işlemlerinin gerçekleştirildiği tarihte yasal olan bankacılık faaliyetlerinin suç teşkil etmediği, OHAL Komisyonu’nca insan hakları ihlalleri yönünden bir inceleme yapılmadığı, İlk Derece Mahkemesince yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiği, adli yardımdan yararlanmasına rağmen yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin tahsiline hükmedildiği, savunma, adil yargılanma, özel hayata saygı, mülkiyet, gerekçeli karar, mahkemeye erişim haklarının, suç ve cezaların şahsiliği, geçmişe yürümezliği, suçta ve cezada kanunilik, ölçülülük, hukuk devleti, silahların eşitliği, çelişmeli yargılama, non in bis idem ilkelerinin, ayrımcılık yasağının, masumiyet karinesinin, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerinin ihlal edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Öte yandan, davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile esastan reddedildiği, davacı tarafından Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davacının temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanmasına karar verildiği ve davacı hakkındaki mahkumiyet kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.