Danıştay Kararı 5. Daire 2020/5433 E. 2020/5838 K. 15.12.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2020/5433 E.  ,  2020/5838 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/5433
Karar No : 2020/5838

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, … isimli şahsın iletişiminin dinlenmesi amacıyla çıkar amaçlı suç örgütü üyesi gibi gösterilmek suretiyle yargı makamlarını yanılttığından bahisle hakkında yapılan soruşturma neticesinde “kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek” fiili nedeniyle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/12. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de suçun işleniş tarihi itibariyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesi gereği zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle dosyanın işlemden kaldırılması yolundaki İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının ilgili bölümünün iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 02/11/2017 tarih E:2016/6806, K:2017/21998 sayılı bozma kararına uyularak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; disiplin soruşturması kapsamında yapılan araştırmada teknik takibe alındığı anlaşılan …’nün, özel bir şirkette güvenlik müdürü olduğu ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli Jandarma Albay olduğu, organize suç örgütleriyle herhangi bir ilişik kaydının bulunmadığı, söz konusu dinlemeye yönelik Mahkeme kararlarının iletişimin denetlenmesini gerektirecek yeterli bilgiler olmaksızın suç isnadında bulunmak suretiyle içeriği sahte belge tanzim edip/ettirip gerçek dışı bilgiler ileri sürülerek alındığı, avacının, dinleme kastı ile gerçekçi sebeplere dayanmayan iletişime müdahale talep formunda ve istihbarat raporlarında imzasının bulunduğu, dolayısıyla “kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek” şeklindeki fiilinin subut bulduğu, idarenin disiplin cezası verme mekanizmasını harekete geçirmek suretiyle davacıya isnat edilen fiillerin kesinlik derecesinin ortaya çıkarılması ve bu şekilde disiplin yönünden kusurlu olup olmadığı, disiplin suçunun işlenip işlenmediği, kim tarafından ne zaman ve ne şekilde işlendiği, zaman aşımına uğrayıp uğramadığı kontrol ve analiz etmek mecburiyetinde olduğu, davacının söz konusu fiili nedeniyle ”Meslekten Çıkarma” cezası ile tecziye edilmesi gerekirken, soruşturma konusu suçun işleniş tarihi itibariyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ”Zamanaşımı” başlıklı 127. maddesi gereğince idarenin ceza verme yetkisine ilişkin zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle ”Dosyanın işlemden kaldırılması” şeklinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun aynı konu ile ilgili olarak başka bir kararında, ceza verme zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle fiilin sübuta erip ermediğine bakılmaksızın esasa girilmeden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verdiği halde, dava konusu işlemde esasa girilerek karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, söz konusu kararda, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sıralanan bozmayı gerektiren hususlardan hiçbirisi bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.