Danıştay Kararı 5. Daire 2020/4681 E. 2023/3734 K. 03.04.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2020/4681 E.  ,  2023/3734 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/4681
Karar No : 2023/3734

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …

Karşı Taraf (Davalı): … Kurumu
Vekili: Av. …

İstemin Özeti : 689 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun düzeltilerek reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Soruşturma yapılmadan, savunma hakkı tanınmadan, geçerli bir sebebe ve somut delile dayanmaksızın tesis edilen kamu görevine son verilmesine ilişkin işlemin hukuka, Anayasa’ya ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne aykırı olduğu, adil yargılanma ve mahkemeye erişim haklarının, hukuki belirlilik ile suç ve cezaların kanuniliği ilkelerinin, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, ByLock’un münhasıran FETÖ/PDY’nin bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddiasının temelsiz olduğu, bu uygulamanın herkese açık telefon uygulama marketlerinden indirilebildiği, MİT tarafından istihbari çalışmalar çerçevesinde ele geçirilen ByLock’a ilişkin verilerin yasa dışı delil olduğu ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, hakkında verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmediği, 657 sayılı Kanun’da öngörülen usul ve esaslara uyulmaksızın meslekten çıkarıldığı, FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı ya da irtibatlı olduğuna ilişkin somut bir delilin bulunmadığı, kişiselleştirme yapılmadığı, kanun hükmünde kararnameler ile yalnızca olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda düzenleme yapılabileceği ve bu düzenlemelerin yalnızca o dönem için geçerli olabileceği, aksi düzenlemenin ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, gerekçesiz bir şekilde olağanüstü hal ilan edilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğu işlemin dayanağının da Anayasa’ya aykırı olduğu iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi daha önce kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildikten sonra, davacının Anayasaya aykırılık itirazı yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Her ne kadar İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde davacının hapis cezası ile cezalandırıldığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de; davacının mahkumiyet kararı kesinleşmemiş olduğundan, yargılama süreci devam eden ceza davasının davacı aleyhine bir durum olarak değerlendirilmesi “masumiyet karinesi” gereğince mümkün değildir. Bununla birlikte dava dosyasında yer alan davacı hakkındaki tespitler değerlendirildiğinde ise davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 03/04/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.