Danıştay Kararı 5. Daire 2020/4147 E. 2022/10439 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2020/4147 E.  ,  2022/10439 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/4147
Karar No : 2022/10439

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı / ANKARA
Vekili : Hukuk Müşaviri …

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun açıklamalı olarak ve düzeltilerek reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Davacı tarafından, tıbbi sekreter olarak görev yapmaktayken kamu görevine son verildiği, FETÖ/PDY terör örgütüyle iltisak veya irtibatının bulunmadığı, herhangi bir somut eylem isnadında bulunulmadan kamu görevinden çıkarılmasının hukuka aykırı olduğu, başta savunma hakkı olmak üzere dilekçesinde belirttiği Anayasa ve AİHS hükümleri ile disiplin hukuku ve ceza hukuku ilkelerinin ihlal edildiği, OHAL KHK’sı ile kamu görevine son verilemeyeceği, OHAL yönetiminin sona ermesi nedeniyle OHAL KHK’larının geçerliliğinin kalmadığı, OHAL KHK’sı ile kamu görevinden çıkarılmasının geçici, ölçülü ve orantılı bir tedbir mahiyetinde olmadığı, kamu görevine son verilmesine dayanak KHK’nın Anayasa’da öngörülen şekil şartlarına uygun olmadığı, FETÖ/PDY’yi ilk kez terör örgütü olarak kabul eden MGK kararı veya yargı kararı öncesi için kendisine herhangi bir suçlama yöneltilemeyeceği, Anayasaya sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair herhangi bir somut delil ortaya konulmadığı, yasal olarak faaliyet gösteren banka, sendika, dernek, okul, şirket gibi özel hukuk tüzel kişileri hakkında sonradan OHAL kapsamında işlem yapılmasının geçmişte bu tüzel kişilerle yasal çerçevede ilişkisi olan kişilerin terör örgütüyle bağlantılı oldukları şeklinde yorumlanamayacağı ve aleyhe delil oluşturmayacağı, Bank Asya’ya örgütün talimatı ile finansal destek verdiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, sendika üyeliğinin terör örgütüyle iltisak nedeni olarak değerlendirilemeyeceği, kamu görevinden çıkarıldığı tarihte mevcut olmayan delil ve tespitlerin Komisyon kararına ve yargılamaya esas alınamayacağı gibi aleyhine sonuç doğurmayacağı, ceza yargılamasında verilen kesinleşmemiş yargı kararlarının aleyhe değerlendirilemeyeceği, ByLock kullanıcısı olduğuna dair iddianın ispatlanamadığı, ByLock’un FETÖ/PDY terör örgütünün münhasır iletişim ağı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığı, ByLock’un hukuka uygun bir delil olmadığı, hukuka aykırı delillerin dikkate alınamayacağı, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi İdare Mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.