Danıştay Kararı 5. Daire 2020/3968 E. 2020/3631 K. 15.09.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2020/3968 E.  ,  2020/3631 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3968
Karar No : 2020/3631

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Başkanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararı ile aynı Dairenin 26/02/2020 ve E:2019/3454 sayılı temyiz başvurusunun reddine ilişkin kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü’nde yardımcı doçent olarak görev yapmaktayken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılan davacının, 683 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca doçentlik başvurusunun iptali üzerine, bu işlemin iptali ve doçentlik işlemlerinin devam ettirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… ve K:… sayılı kararında; 672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılan davacının doçentlik başvurusunun, FETÖ/PDY aidiyeti, iltisakı veya irtibatı bulunduğundan bahisle iptal edildiği ve idareye herhangi bir değerlendirme yapma ya da başka yönde işlem kurma olanağı tanımayan 23.01.2017 tarih ve 29957 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 7985 sayılı Kanun ile kanunlaşan Kanun Hükmünde Kararname düzenlemesi doğrultusunda işlem tesis edildiği anlaşıldığından, davacının doçentlik başvurusunun iptal edilmesine ilişkin işlemin iptal edilmesi ve doçentlik işlemlerinin devam etmesi yönündeki başvurusunun reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan, davacı tarafından, Olağanüstü Hal dönemi içerisinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin OHAL süresi içerisinde geçerli olacağından söz konusu dönem içerisinde çıkarılan KHK’ya istinaden doçentlik başvurusunun iptal edildiğinden iptal işleminin geçerliliğinin kalmadığı ileri sürülmekte ise de, 23.01.2017 tarih ve 29957 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 7985 sayılı Kanun ile kanunlaşan ve halen yürürlükte bulunan 683 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olması ya da değerlendirilmesi sebebiyle kamu görevinden çıkarılma veya mahkûmiyet kararı verilenlerin doçentlik başvurularının iptal edileceği açıkça hükme bağlandığından ve davacının da bu sebeplerle kamu görevinden çıkarıldığı anlaşıldığından, ileri sürülen iddiaların davacı yönünden tesis edilen doçentlik başvurusunun iptaline yönelik işlemi hukuka aykırı hale getirmesi sonucunu doğurmayacağı tabidir. Belirtilen gerekçelerle, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine; bu kararın temyizi üzerine de … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… sayılı kararıyla, davaya konu uyuşmazlığın Bölge İdare Mahkemesince kesin olarak karara bağlandığı, bu nedenle anılan temyiz başvurusunun aynı Kanunun 48/6. maddesi uyarınca incelenmesine imkan bulunmadığı gerekçesiyle, temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, doçentlik başvurusunu 2015 yılında gerçekleştirdiği, sonradan yürürlüğe giren kanun ve yönetmelik hükümlerinin uygulanamayacağı, kamu görevinden çıkarıldığı için ayrımcılığa uğradığı, eğitim hakkının ihlal edildiği, davaya konu uyuşmazlığın temyiz incelemesine tabi olduğu belirtilerek … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararı ile bu karara yönelik temyiz başvuru üzerine aynı Dairenin 26/02/2020 ve E:2019/3454 sayılı temyiz isteminin incelenmeksizin reddine ilişkin kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 6. fıkrası hükmü değerlendirildiğinde; temyiz isteminin reddine ilişkin karara karşı 7 gün içinde temyiz yolu açık olduğundan, Bölge İdare Mahkemesince verilen 19/12/2019 tarihli temyiz başvurusunun reddine dair kararın onanması; 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde tahdidi olarak sayılan uyuşmazlıklardan olmadığı anlaşılan dava konusu uyuşmazlık hakkında temyiz incelemesi yapılmasına olanak bulunmadığından, Bölge İdare Mahkemesince verilen 26/02/2020 tarihli istinaf başvurusunun reddine dair kararın temyiz isteminin incelenmeksizin reddedilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değiştirilen “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir.” hükmüne yer verilmiş, devamında Bölge İdare Mahkemelerinin temyiz edilebilecek nihai kararları sayma suretiyle belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
… Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü’nde yardımcı doçent olarak görev yapmaktayken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılan davacının, 683 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca doçentlik başvurusunun iptali üzerine, bu işlemin iptali ve doçentlik işlemlerinin devam ettirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesince verilen kararların 2577 sayılı Kanunu’nun 46. maddesinde sayılan temyiz edilebilecek konular arasında yer almadığı ve istinaf incelemesinden geçmek suretiyle kesinleştiği açıktır.
Bu durumda, istinaf incelemesi sonucunda kesinleşen kararın ve bu kesin karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine verilen temyiz başvurusunun reddine dair kararın temyizen Danıştayca incelenmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararı ile … tarih ve E:.. sayılı temyiz başvurusunun reddine ilişkin kararı hakkındaki TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 15/09/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

… Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü’nde yardımcı doçent olarak görev yapmaktayken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılan davacının, 683 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca doçentlik başvurusunun iptali üzerine, bu işlemin iptali ve doçentlik işlemlerinin devam ettirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davayı reddeden … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… ve K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddi üzerine, davacı tarafından yapılan temyiz isteminin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesi kararı ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararı ile bu karara yönelik temyiz başvuru üzerine aynı Dairece verilen 26/02/2020 ve E:2019/3454 sayılı temyiz isteminin incelenmeksizin reddine ilişkin kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin tahdidi olarak sayılan davalar hakkında verdikleri kararların başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği, 45. maddesinin 6. fıkrasında ise, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu hükmüne yer verilmiştir. Diğer yandan, anılan Kanun’un 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde de kararı veren merciin temyiz isteminin reddine karar vereceği, ilgili merciin bu kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği, 7. fıkrasında, temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin ödenmemiş olduğu, dilekçenin 3 üncü madde esaslarına göre düzenlenmediği, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığı veya kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşıldığı hâllerde, 2. ve 6 ncı fıkralarda sözü edilen kararların, dosyanın gönderildiği Danıştayın ilgili dairesi ve kurulunca, kesin olarak verileceği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda belirtilen maddelere göre, davanın reddine yönelik idare mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun Bölge İdare Mahkemesince reddine kesin olarak karar verilmesi üzerine davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulması nedeniyle, Bölge İdare Mahkemesince verilen temyiz isteminin reddine dair … tarih ve E:… sayılı kararın 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 6. fıkrası hükümlerine göre temyizi kabil bir karar olduğu değerlendirildiğinden, Bölge İdare Mahkemesinin anılan kararına yönelik temyiz isteminin incelenerek bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararına bu kısım yönünden katılmıyoruz.