Danıştay Kararı 5. Daire 2020/3091 E. 2022/435 K. 10.02.2022 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2020/3091 E.  ,  2022/435 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3091
Karar No : 2022/435

DAVACI : …
DAVALI : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : … Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi iken … tarih ve … sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararıyla FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilmiş olan davacının, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu … Dairesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Meslekten çıkarılmasına neden olan yargı kararlarını emir ve talimat alarak verdiğine dair bir delil bulunmadığı, Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi olarak vermiş olduğu her iki kararın da vicdana, hakkaniyete ve hukuka uygun olduğu, suç ve cezaların şahsiliği ilkesinin ihlal edildiği ileri sürülerek dava konusu kararın hukuka aykırı olduğu iddia edilmiştir.

DAVALININ SAVUNMASI : Davacının, mevzuatın ve yargı yetki ve görevinin kendisi için çizdiği hukuki sınırların dışına çıkarak ve bağımsızlık ve tarafsızlık niteliklerini yitirerek hukuk dışı nedenlerle gerçekleştirdiği eylemleri ile mesleğin şeref ve onurunu bozduğu ve mesleğe olan genel saygı ve güveni giderdiği, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ: Dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI … ‘NUN DÜŞÜNCESİ: Dava, Bayburt Hakimi olarak görev yapmakta iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilen davacının, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve E:… K:… sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 138. maddesinde, “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.” hükmüne yer verilmiş, 139. maddesinde, “Hakimler ve savcılar azlolunamaz. Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.” kuralı yer almıştır. “Hakimler ve Savcılar Kurulu” başlıklı 159. maddesinin 8. fıkrasında da, “Kurul, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.” hükmü getirilmiş, bu maddenin 10. fıkrasında ise, “Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.” hükmü bulunmaktadır.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun “Meslekten çıkarma cezası” başlıklı 69. maddesinde; “Meslekten çıkarma: Bir daha mesleğe alınmamak üzere göreve son verilmesidir. 68 inci maddenin (e) bendinde yazılı hallerden dolayı hangi sınıf ve derecede olursa olsun iki defa, diğer hallerden dolayı bir derecede iki veya derece ve sınıf kaydı aranmaksızın üç defa yer değiştirme veya derece yükselmesinin durdurulması cezası almış olmak veya taksirli suçlar hariç olmak üzere, altı aydan fazla hapis veya affa uğramış olsa bile 8 inci maddenin (h) bendinde yazılı suçlardan biri ile kesin hüküm giymek meslekten çıkarılmayı gerektirir. Ancak, verilen cezanın 8 inci maddenin (h) bendinde yazılı suçlardan dolayı verilmemiş olması ve cezanın ertelenmiş, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesindeki tedbirlerden birine çevrilmiş veya yüzseksen günden fazla adlî para cezası olması halinde meslekten çıkarma cezası yerine, yer değiştirme cezası verilir.
Birinci fıkra dışında kalan ceza mahkûmiyetlerinin ertelenmiş veya 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesindeki ceza veya tedbirlere çevrilmiş olup olmadığına bakılmaksızın suçun niteliğine göre 64, 65, 66, 67 veya 68 inci maddelerde sayılan disiplin cezalarından biri verilir.
Hükümlülüğü gerektiren suç, mesleğin şeref ve onurunu bozan veya mesleğe olan genel saygı ve güveni gideren nitelikte görülürse, Kanunda daha alt derecede bir disiplin cezası öngörülmemiş olmak kaydıyla, cezanın miktarına ve ertelenmiş veya 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesindeki ceza veya tedbirlerden birine çevrilmiş olup olmadığına bakılmaksızın, meslekten çıkarma cezası verilir.
Disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren fiil suç teşkil etmezse ve hükümlülüğü gerektirmese bile mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde de meslekten çıkarma cezası verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Hâkimlik ve savcılık mesleğini ifa eden yargı mensuplarının, toplum nezdinde güvenilir ve saygın kişiler olması gerektiği, toplumun yargı kurumlarına, yargı kararlarına ve yargı mensuplarına saygı duymalarının sebebinin, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı yanında yargı mensuplarının kişiliklerine olan saygı ve güvenden de kaynaklandığı, yargı görevini yerine getiren kişilerin, adaleti gerçekleştirdikleri kadar bunu görüntü olarak da sağlamalarının icap ettiği, yargı kurumlarının itibarı ve güvenilirliği, hâkimlik ve savcılık mesleğini icra eden yargı mensuplarının kamuoyu nezdindeki itibarı ve saygınlığı ile doğru orantılı olduğu, hâkimlik ve savcılık mesleğinin şeref ve onurunu, nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte fiilleri işleyen hâkim ve savcıların meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmaları ile korunan hukuki değer, yargı kurumlarının ve yargı mensuplarının toplum nazarındaki saygınlıkları ve itibarları olduğu, bu mesleğin saygınlığı ve onuru hem yargı mensuplarının öncelikle kendi kişiliklerine yönelik özel saygınlığı ve hem de toplumun yargı kurumlarına ve yargı mensuplarına duyduğu genel güven ve saygınlığı ifade ettiği, Hukuk Devletinin, yargı kurumlarının ve yargı mensuplarının kamuoyundaki güven ve saygınlığını korumak ve buna aykırı her türlü tutum ve davranışları suç sayarak cezalandırmakla görevli ve sorumlu olduğu, bu nedenle, yasa koyucunun, yargı mesleğinin onur ve şerefini bozucu eylem ve davranışlarda bulunan yargı mensuplarını disiplin hukuku açısından, meslekten çıkarma cezası yaptırımına bağlamıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında isnat olunan eylemlere ilişkin; “… FETÖ terör örgütünün saikleriyle görev yaptığı , mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görülen eylemleri ” nedeniyle ilgilinin 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin son fıkrası gereğince meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacı tarafından Hakimler ve Savcılar Kurulu … Dairesinin meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarihli ve E:… , K:… sayılı kararının yeniden incelenmesi istemiyle yaptığı başvurunun, aynı Dairenin … tarihli ve E:… , K:… sayılı kararıyla reddedildiği, bu karara karşı yaptığı itirazın ise Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun … tarihli ve E:… , K:… sayılı kararıyla reddedilerek uyuşmazlığa konu meslekten çıkarma cezasının kesinleştiği anlaşılmıştır.
İncelenen soruşturma dosyasında mevcut bilgi ve belgeler ile davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatlı olduğu değerlendirilerek meslekten çıkarılmasına ilişkin kararı birlikte incelendiğinde, davacının yargı yetkisini FETÖ/PDY terör örgütü ile ilişkisi kapsamında kötüye kullandığı ve “mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte” eylemler gerçekleştirdiğinin sabit olduğu görülmekle, davacı hakkında 2802 sayılı Kanunun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca verilen meslekten çıkarma cezasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

A) MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
… İnşaat Gıda Tekstil Turizm Hayvancılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından görevlendirilen iki müfettişin yerinde yapmış oldukları denetim sonucunda, iş sağlığı ve güvenliği yönünden tespit edilen eksiklikler nedeniyle “iş yerinin tamamında işin durdurulması” kararı verilmiştir.
Bu karara karşı yapılan itiraz neticesinde … Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile;”… Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığının teftiş ile görevlendirilen müfettişlere ait isim listesi incelendiğinde kapatma kararını düzenleyen müfettişlerin isimlerinin bu listede olmadığı, … İş müfettişlerinin bu hususta yetkili olmadıkları ve verilen kararın yasaya uygun düşmediği …” gerekçesiyle “iş yerinin tamamında işin durdurulmasına dair kararın kaldırılmasına ve faaliyetin devamına” karar verilmiştir.
Anılan yargı kararı üzerine Bayburt Valiliği tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına müracaat edilerek müfettiş talebinde bulunulmuş, müfettişler tarafından yapılan denetim neticesinde iş yerinin “çok tehlikeli” sınıfında yer aldığına dair rapor düzenlenerek 30/11/2015 tarihinde yeniden “iş yerinin tamamında işin durdurulması” kararı verilmiştir.
… İnşaat Gıda Tekstil Turizm Hayvancılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından bu karara itiraz edilmesi üzerine … Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile; “… 6331 sayılı Kanunun 25/2. maddesinde düzenlenen amir hüküm ve tüm dosya içeriği değerlendirildiğinde, kapatma kararının verilebilmesi için yetkili en az bir müfettiş tarafından yapılan tespitler üzerine yetkili üç müfettişten oluşacak heyetin tespit edilen eksiklikleri yerinde denetleyerek mevcut eksikliklerin bulunup bulunmadığını ve bu eksikliklerin iş yerinin kapatılmasını gerektirebilecek şekilde olup olmadığını yerinde tespit etmesinin gerektiği, aksi taktirde evrak üzerinden yapılan denetimin keyfiliğe neden olacağı …” gerekçesiyle “iş yerinin tamamında işin durdurulmasına dair kararın kaldırılmasına ve faaliyetin devamına” karar verilmiştir.
Diğer yandan, … İnşaat Gıda Tekstil Turizm Hayvancılık Sanayi Ticaret Limited Şirketine FETÖ/PDY terör örgütüne finans sağladığı gerekçesiyle … Sulh Ceza Hakimliğinin … tarihli kararı ile … Fonu’nun kayyum olarak atanmasına karar verilmiştir.
Davacı hakkında, … Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi olarak vermiş olduğu yukarıda yer verilen her iki kararın da açıkça hukuka aykırı olduğu ve hukuka aykırılık halinin kısa aralıklarla olmak üzere iki kez gerçekleştiği iddialarıyla disiplin soruşturması başlatılmıştır.
Anılan soruşturma sonucunda tesis edilen Hakimler ve Savcılar Kurulu … Dairesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile; “… iş yerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalışanlar dikkate alınarak, işyerinin bir bölümünde veya tamamında işin durdurulabileceğinin; iş yerinde müfettiş tarafından yapılan denetim ve düzenlenecek rapor üzerine, üç kişilik müfettiş heyeti tarafından iş yerinin bir bölümü veya tamamında işin durdurulması kararının verilebileceği, bu heyetin gerekli görmesi halinde karara konu iş yerinde inceleme yapabileceği belirtilmiş olmasına rağmen, iş yerinde denetim yapan müfettişler ile kararı veren heyeti oluşturan müfettişlerin farklı oldukları, heyette yer alan müfettişlerin denetim yapacak müfettişler listesinde yer almayacağı, ayrıca kararı veren heyetin bizzat fiili denetim yapmak mecburiyetinin olmadığı, kendilerine sunulan rapor üzerinden karar verecekleri, gerekli görmeleri halinde iş yerinde inceleme yapabilecekleri hususlarını ilgilinin görmezden gelerek açık yasal düzenlemelerin tersine, yanlış gerekçelerle, iki ayrı dosyada, işin durdurulmasına dair kararın kaldırılmasına, faaliyetin devamına kesin olarak karar verdiği, ilgilinin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarihli ve … Sayılı Kararı ile meslekten çıkarılmış olduğu ve hakkında terör örgütü üyeliğinden yürütülen soruşturma olduğu, dosyanın tarafı olan ve lehine haksız olarak karar verilen, … Inş. Gıda. Tur. Hay. San.Tic. Ltd. Şti’ye … Sulh Ceza Hâkimliğince, FETÖ/PDY Terör Örgütüne fînans sağladığı gerekçesi ile … Fonu’nun kayyum atanmasına karar verilmiş olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde; isnat olunan eylemlere ilişkin soruşturma dosyasının incelenmesi sonucunda, davacının plânlı bir organizasyonun parçası olarak hukuk dışı amaçların gerçekleştirilmesine ve örgütsel hiyerarşi içerisinde kendisine verilen görevi yerine getirmeye yönelik olarak bu eylemleri gerçekleştirdiği, ilgilinin Anayasa ve yasaların kendisine vermiş olduğu yargılama yetkisini, açık yasa hükümlerine aykırı işlemler yaparak keyfi kullandığı, Bangolar Yargı Etiği İlkelerinde belirtilen ve bir hakim ve savcının haiz olması gereken; bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk ve tutarlılık, dürüstlük, eşitlik, ehliyet ve liyakat olarak sayılan özellikleri yitirdiği …” gerekçesiyle davacının 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin son fıkrası gereğince meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafından, meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin anılan kararın iptaline karar verilmesi talebiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

B) İLGİLİ MEVZUAT:
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin 1. fıkrasında, “… Meslekten çıkarma: Bir daha mesleğe alınmamak üzere göreve son verilmesidir. 68 inci maddenin (e) bendinde yazılı hallerden dolayı hangi sınıf ve derecede olursa olsun iki defa, diğer hallerden dolayı bir derecede iki veya derece ve sınıf kaydı aranmaksızın üç defa yer değiştirme veya derece yükselmesinin durdurulması cezası almış olmak veya taksirli suçlar hariç olmak üzere, altı aydan fazla hapis veya affa uğramış olsa bile 8 inci maddenin (h) bendinde yazılı suçlardan biri ile kesin hüküm giymek meslekten çıkarılmayı gerektirir. Ancak, verilen cezanın 8 inci maddenin (h) bendinde yazılı suçlardan dolayı verilmemiş olması ve cezanın ertelenmiş, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesindeki tedbirlerden birine çevrilmiş veya yüzseksen günden fazla adlî para cezası olması halinde meslekten çıkarma cezası yerine, yer değiştirme cezası verilir.”; 2. fıkrasında, “Birinci fıkra dışında kalan ceza mahkûmiyetlerinin ertelenmiş veya 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesindeki ceza veya tedbirlere çevrilmiş olup olmadığına bakılmaksızın suçun niteliğine göre 64, 65, 66, 67 veya 68 inci maddelerde sayılan disiplin cezalarından biri verilir.”; son fıkrasında ise, “Hükümlülüğü gerektiren suç, mesleğin şeref ve onurunu bozan veya mesleğe olan genel saygı ve güveni gideren nitelikte görülürse, Kanunda daha alt derecede bir disiplin cezası öngörülmemiş olmak kaydıyla, cezanın miktarına ve ertelenmiş veya 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesindeki ceza veya tedbirlerden birine çevrilmiş olup olmadığına bakılmaksızın, meslekten çıkarma cezası verilir. Disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren fiil suç teşkil etmezse ve hükümlülüğü gerektirmese bile mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde de meslekten çıkarma cezası verilir.
” hükmüne yer verilmiştir.

C) İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlıkta, Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi olarak görev yapan davacının, FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı olması ve örgüte finans sağlaması nedeniyle 11/10/2016 tarihinde kayyum atanan … İnşaat Gıda Tekstil Turizm Hayvancılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile ilgili verdiği “iş yerinin tamamında işin durdurulmasına dair kararın kaldırılması ve faaliyetin devamı” yönündeki 16/11/2015 ve 11/12/2015 tarihli kararların, örgütsel hiyerarşi içerisinde kendisine verilen görevi yerine getirmeye yönelik olduğu gerekçesiyle 27/11/2018 tarihli dava konusu meslekten çıkarma cezası ile cezalandırıldığı, ayrıca dava konusu ceza tesis edilirken davacının Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile meslekten çıkarılmış olduğu ve hakkında terör örgütü üyeliğinden soruşturma yürütüldüğü hususunun da dikkate alındığı görülmektedir.
Davacının dava konusu disiplin cezası ile cezalandırılmasına neden olan kararların davacı tarafından 16/11/2015 ve 11/12/2015 tarihlerinde verilmiş olduğu, anılan tarihlerde … İnşaat Gıda Tekstil Turizm Hayvancılık Sanayi Ticaret Limited Şirketinin FETÖ/PDY terör örgütüne finans sağladığının henüz tespit edilmediği, bu hususun daha sonra tespit edilerek 11/10/2016 tarihinde söz konusu Şirkete kayyum atanmasına karar verildiği, bununla birlikte Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına yönelik … tarih ve … sayılı kararının da davacının dava konusu disiplin cezası ile cezalandırılmasına neden olan kararların verildiği 16/11/2015 ve 11/12/2015 tarihlerinde henüz mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla, davacı tarafından … İnşaat Gıda Tekstil Turizm Hayvancılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi lehine (iş yerinin tamamında işin durdurulmasına dair kararın kaldırılması ve faaliyetin devamı yönünde) karar verildiği tarihlerde mevcut olmayan ve bu kararların verildiği tarihten yaklaşık bir yıl sonra ortaya çıkan hususların dava konusu işleme dayanak alınmasına hukuken imkan bulunmadığından, davacının 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu … Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı dava konusu işleminde hukuka uyarlık görülmemiştir.

D) KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… kararının İPTALİNE,
2. Davacının adli yardım istemi kabul edilmiş olduğundan davanın açılışı sırasında davacıdan tahsil edilemeyen ve aşağıda dökümü yapılan toplam … TL yargılama giderinin davalı idareden alınmasını temin amacıyla müzekkere yazılmasına,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.