Danıştay Kararı 5. Daire 2020/2099 E. 2020/3671 K. 16.09.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2020/2099 E.  ,  2020/3671 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2099
Karar No : 2020/3671

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Üniversitesi Rektörlüğü / …

DAVANIN KONUSU : Davacı tarafından, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmasına karşı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine ilişkin 23/10/2019 tarih ve 2019/43338 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararının ve 12/07/2017 tarih ve 30122 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete’de yayımlanan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun Çalışmasına İlişkin Usul ve Esaslar’ın “Esastan inceleme ve karar başlıklı” 14. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının iptali istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. ve 337. maddeleri uyarınca davacının adli yardım isteminin kabulüne karar verildikten ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca dosya incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinin 4. fıkrasında; “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.” hükmü ile bireysel işlemler ile düzenleyici işlemlerin birlikte dava konusu edilebileceği belirtilmiştir.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 703 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile değişik 24. maddesinde; Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak, Cumhurbaşkanı kararlarına, Cumhurbaşkanınca çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri dışındaki düzenleyici işlemlere, Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere, Danıştay İdari Dairesince veya İdari İşler Kurulunca verilen kararlar üzerine uygulanan eylem ve işlemlere, birden çok idare veya vergi mahkemesinin yetki alanına giren işlere, Danıştay Yüksek Disiplin Kurulu kararları ile bu Kurulun görev alanı ile ilgili Danıştay Başkanlığı işlemlerine karşı açılacak iptal ve tam yargı davalarını karara bağlayacağı hükme bağlanmıştır.
7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun “Yargı denetimi” başlıklı 11. maddesinde; “Komisyon kararlarına karşı Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenecek Ankara İdare Mahkemelerinde ilgilinin en son görev yaptığı kurum veya kuruluş aleyhine iptal davası açılabilir.” hükmüne yer verilerek Ankara İdare Mahkemeleri nezdinde özel görev ve yetki kuralı konulmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Aynı dilekçe ile dava açılabilecek haller” başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği, birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerektiği; 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (g) bendinde, dava dilekçeleri üzerinde 5. madde hükümlerine uygun olup olmadıkları yönünden ilk inceleme yapılacağı; 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, 14. maddenin 3/g bendinde yazılı halde otuz gün içinde 5. maddeye uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmasına karşı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine ilişkin 23/10/2019 tarih ve 2019/43338 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararı ile 12/07/2017 tarih ve 30122 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete’de yayımlanan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun Çalışmasına İlişkin Usul ve Esaslar’ın “Esastan inceleme ve karar başlıklı” 14. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının iptalinin istenildiği anlaşılmıştır.
İdari yargılama usulündeki, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılması gerektiğine ilişkin asıl kuraldan ayrık olarak getirilmiş olan 2577 sayılı Kanun’un 5. maddesinin birinci fıkrasına göre, birden fazla idari işleme karşı tek dilekçe ile dava açılabilmesi için, anılan maddede yer verilen “maddi veya hukuki yönden bağlılık” ya da “sebep-sonuç ilişkisi” koşullarının yanında İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun öngördüğü diğer koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Ayrıca; aralarında maddede aranan biçimde bağlılık ya da ilişki bulunsa bile, birden fazla idari işlemin aynı dilekçeyle idari davaya konu edilebilmesi için; bu durumun, Anayasa ile yargılama usulünü belirleyen yasalarda yer almış olan mahkemelerin görevlerini belirleyen ve kamu düzeninin korunması için getirilen kuralları ve anılan kurallarla korunan ve Anayasa’nın 37. maddesinde öngörülen “kanuni hakim ilkesi”ni ihlal ediyor olmaması da gereklidir.
Zira kamu düzeninin korunması için getirilen görev kuralları ile Anayasal bir ilke olan doğal hakim ilkesinin, davanın açılmasına ilişkin bir usul kuralının uygulandığı aşamadan daha önceki bir aşamayı ilgilendirdiği ve öncelikle dikkate alınması gerektiği açıktır.
Bu bağlamda, Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun Çalışmasına İlişkin Usul ve Esaslar ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlem niteliğinde olduğundan, bu genel düzenleyici işlemin yargısal denetimi görevi 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 703 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile değişik 24. maddesi hükmü uyarınca Danıştay’ın görev alanına girmekte ise de; davacı tarafından Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine ilişkin Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararının 7075 sayılı Kanun’un 11. maddesi hükmü gereğince özel görev ve yetkili olduğu belirtilen … İdare Mahkemesi’nin yargı denetimine tabi olduğu açıktır.
Söz konusu OHAL komisyonu kararı ile muhtelif maddelerinin iptali istenilen düzenleyici işlemin aynı dilekçe ile idari davaya konu edilmeleri, yasama organınca OHAL işlemlerinin yargısal denetiminde ilk derece mahkemesi olarak özel görev ve yetkili kılınan Ankara İdare Mahkemelerinin görev alanına giren bir uyuşmazlığın Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak bakması sonucunu doğuracağından, doğal hakim ilkesine de aykırılık oluşturacaktır.
Bu durumda, farklı yargı düzeninin incelemesine tabi olan uyuşmazlık konusu her iki işleme karşı tek dilekçe ile dava açılması hukuken mümkün olmadığından, anılan işlem ve düzenleyici işleme karşı tek dilekçe ile dava açılmasında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesine uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle,
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasına uygun olmayan DAVA DİLEKÇESİNİN, aynı Kanun’un 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (30) gün içinde 5. maddeye uygun şekilde ayrı ayrı dava açılmak üzere REDDİNE,
2. Adli yardım talebinin kabul edilmesi nedeniyle davanın açılışı sırasında tahsil edilmeyen, aşağıda dökümü yapılan …-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili için vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
3. Davanın yenilenmesi halinde yeniden harç alınmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlık yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hususunun davacıya bildirilmesine, 16/09/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)KARŞI OY :

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Aynı dilekçe ile dava açılabilecek haller” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği hükme bağlanmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinin 4. fıkrasında; “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.” hükmü ile bireysel işlemler ile düzenleyici işlemlerin birlikte dava konusu edilebileceği belirtilmiştir.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 703 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile değişik 24. maddesinde; Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılan davaların Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak bakacağı davalardan olduğu hükme bağlanmıştır.
Olayda, yukarıda metnine yer verilen hükümlerin ve 7075 sayılı Kanun’un 11. maddesinin birlikte değerlendirilmesinden, 7075 sayılı Kanun’un 11. maddesiyle getirilen düzenlemenin OHAL Komisyonu kararlarına karşı açılacak davalara ilk derece mahkemesi olarak bakacak mahkemenin belirlenmesine yönelik olduğu, söz konusu düzenlemenin 2577 sayılı Kanunun 5. ve 7. madde hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmasına karşı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine ilişkin 23/10/2019 tarih ve 2019/43338 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararının ve 12/07/2017 tarih ve 30122 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete’de yayımlanan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun Çalışmasına İlişkin Usul ve Esaslar’ın “Esastan inceleme ve karar başlıklı” 14. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının iptali istemiyle açılan davada; dava konusu edilen bireysel işlem ile iptali istenilen düzenleyici işlem hükümleri arasında 2577 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1. fıkrası uyarınca maddi ve hukuki yönden bağlantı bulunduğu ve uyuşmazlığın ilk derece olarak Danıştay’da görülmesi gerektiği düşüncesiyle aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.