Danıştay Kararı 5. Daire 2019/6714 E. 2020/246 K. 23.01.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2019/6714 E.  ,  2020/246 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6714
Karar No : 2020/246

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
KARŞI TARAF (DAVALI): … Müdürlüğü
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacının Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı … Büro Amirliğinde polis memuru olarak görev yaptığı dönemde “görevin takdir ve yerine getirilmesinde hoşgörü ve savsaklama” suçunu işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 13. maddesi uyarınca “6 ay kısa süreli durdurma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararında; dava açıldıktan sonra posta işlemlerinde tebligat yapılmasını engelleyecek şekilde azalma meydana gelmesi nedeniyle 30 gün içerisinde posta ücretinin tamamlanması gerektiğine ilişkin yazının 12/04/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, gereğinin yerine getirilmemesi üzerine ikinci kez yazılan Başkanlık yazısının davacıya 12/06/2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen eksikliğin yine tamamlanmadığı, bunun üzerine 27/12/2017 tarihli ara kararı ile dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bu kararın davacıya 17/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davacının bu tarihi izleyen günden itibaren 3 ay içerisinde posta gideri noksanlığını tamamlamak suretiyle dosyanın işleme konulmasını istemediği belirtilmiş ve bu gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; Mahkeme kararında posta ücretinin yatırılması ile ilgili olarak belirtilen tebliğ tarihlerinin gerçeği yansıtmadığı, ikametine herhangi bir tebliğ evrakının gelmediği, posta ücretinin azaldığı konusunda bilgisinin bulunmadığı, bilgisi ve iradesi dışında gerçekleşen süreçten ötürü dosyanın işlemden kaldırıldığı, bu nedenle dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 42. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen usullere uyulmaksızın yapılan tebligatın, mevzuatta belirtilen usullere uyulmak suretiyle tekrarlanması gerektiğinden, İdare Mahkemesi kararının belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca davacının adli yardım istemi kabul edilerek gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı … Büro Amirliğinde polis memuru olarak görev yaptığı dönemde “görevin takdir ve yerine getirilmesinde hoşgörü ve savsaklama” suçunu işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 13. maddesi uyarınca “6 ay kısa süreli durdurma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş; bu karar Danıştay Beşinci Dairesinin 20/11/2017 tarih ve E:2016/27292, K:2017/22943 sayılı kararıyla bozulmuştur.
… İdare Mahkemesince, davacı vekili Av. …’in tutuklu olduğu tespit edildiğinden Danıştay Beşinci Dairesinin 20/11/2017 tarih ve E:2016/27292, K:2017/22943 sayılı bozma kararının bizzat davacıya gönderilmesine dair uygulamaya gidildiğinin belirtildiği 08/03/2018 tarihli Başkanlık yazısı ekinde söz konusu karar davacının mernis adresine tebliğe çıkarılmış ve tebligat alındısında, davacı mernis adresinden taşındığından bu adresin bağlı olduğu mahalle muhtarı imzasına 27/03/2018 tarihinde teslim edilmek suretiyle Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca tebligatın yapıldığı belirtilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile … İdare Mahkemesinin … tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine karar verilmesi üzerine, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile, davanın yetki yönünden reddine ve dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
… İdare Mahkemesince, dosyada kalan posta ücretinin tebligat işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azaldığının tespit edilmesi üzerine … TL posta ücreti eksikliğinin tamamlatılması istemini içeren 14/05/2018 tarihli Başkanlık yazısı davacının aynı mernis adresine tebligata çıkarılmış ve tebligat alındısında, tebligatın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapıldığı ve bu adresin bağlı olduğu mahalle muhtarına 10/07/2018 tarihinde bırakıldığı belirtilmiştir.
Daha sonra, … İdare Mahkemesi Başkanlığının 18/09/2018 tarihli yazısı ile, davacı tarafından belirtilen eksikliğin tamamlanmadığından bahisle bu yazının tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde tamamlanmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususu … Ceza İnfaz Kurumunda bulunan davacıya 25/09/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Ancak davacı tarafından belirtilen eksikliğin tamamlanmaması üzerine, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …sayılı kararı ile dosyanın 3 ay süreyle işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve bu karar davacıya 05/12/2018 tarihinde cezaevinde tebliğ edilmiştir.
Davacı tarafından, posta ücreti eksikliğinin 3 ay içerisinde tamamlanmadığının anlaşılması üzerine … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve bu karar davacıya cezaevinde tebliğ edilmiştir.
Davacı tarafından dosyaya sunulan 10/06/2019 tarihli dilekçe ile davanın açılmamış sayılmasına ilişkin anılan kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Vekile ve kanuni mümessile tebligat” başlıklı 11. maddesinde; vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılmasının yeterli olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin gönderme yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 81. maddesinde ise, vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesinin zorunlu olduğu; 82. maddesinde, istifa eden vekilin vekâlet görevinin, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam edeceği, vekilin istifa etmiş olması hâlinde, vekâlet veren davayı takip etmez ve başka bir vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılacağı, tüm bu hususların istifa eden vekilin istifa dilekçesi ile birlikte vekâlet verene ihtaren bildirileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Bir Avukatın Geçici Olarak Görevlendirilmesi” başlıklı 42. maddesinin 1. fıkrasında, “Bir avukatın ölümü veya meslekten yahut işten çıkarılması veya işten yasaklanması yahut geçici olarak iş yapamaz duruma gelmesi hallerinde, baro başkanı, ilgililerin yazılı istemi üzerine veya iş sahiplerinin yazılı muvafakatini almak şartiyle, işleri geçici olarak takip etmek ve yürütmek için bir avukatı görevlendirir ve dosyaları kendisine devir ve teslim eder. Ayrıca durumu mahkemelere ve gerekli göreceği yerlere bildirir” hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda metnine yer verilen düzenlemeler uyarınca vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, asile tebligat yapılabilmesi için vekilin azledildiğinin veya vekilin istifa ettiğinin bir dilekçeyle bildirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, geçici olarak iş yapamaz duruma gelen avukatın yerine işleri geçici olarak takip etmek ve yürütmek için avukatın kayıtlı olduğu baronun başkanı tarafından bir avukatın görevlendirilmesi mümkündür. Ancak baro başkanının bu yetkisini kullanabilmesi için ilgililerin (iş yapamayacak durumda olan avukata vekalet verenlerin) yazılı istemde bulunarak işlerinin takip edilmesini teminen bir avukat görevlendirilmesini talep etmesi ya da ilgili baronun bu iş sahiplerinden yazılı muvafakat alması gerekir.
Bu durumda, … İdare Mahkemesince davacının vekili Av. …’in tutuklu olduğunun anlaşılması üzerine Danıştay Beşinci Dairesinin 20/11/2017 tarih ve E:2016/27292, K:2017/22943 sayılı bozma kararının tebliğinin bizzat davacının kendisine yapılması yönündeki uygulamanın yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine aykırı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, davacı tarafından vekil olarak tayin edilen avukatın tutuklu olduğu ve geçici olarak iş yapamaz durumda bulunduğunun anlaşılması durumunda; yargılamaya devam edilebilmesi için, davacıya avukatı ile vekalet ilişkisinin devam edip etmediğinin ya da yeni bir avukata vekalet verip vermediğinin sorulması, ancak yeni bir avukata vekalet vermemesi ve vekalet ilişkisinin devam etmesi durumunda, yapılacak tebligatların bizzat kendisine yapılması talebini içerir davacı beyanı uyarınca tebligatların davacıya yapılması yönünde uygulamaya gidilmesi gerekmektedir.
Ayrıca gelinen süreçte, davacı vekili Av. …’in geçici olarak iş yapamaz hale gelme durumu ortadan kalkmış ise; anılan avukatın bağlı bulunduğu barodan; avukatın güncel adresinin bildirilmesinin istenmesi; avukatın geçici olarak iş yapamaz hale gelme durumu devam ediyor ise yine aynı baroya, Avukatlık Kanunu’nun 42. maddesinin 1. fıkrası gereğince, anılan avukatın işlerini geçici olarak takip etmek ve yürütmek amacıyla görevlendirilen başka bir avukat bulunup bulunmadığının sorulması, görevlendirilen bir avukat bulunuyorsa güncel adresinin bildirilmesinin istenmesi ve davacının söz konusu görevlendirmeye yönelik istemi ya da muvafakatinin olup olmadığının sorulması, varsa bu hususu içeren belgenin onaylı bir örneğinin istenilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Danıştay Beşinci Dairesinin 20/11/2017 tarih ve E:2016/27292, K:2017/22943 sayılı bozma kararının ve bundan sonraki süreçteki posta gideri eksikliğinin tamamlanması gerektiğine ilişkin … İdare Mahkemesi Başkanlığı yazılarının yukarıda belirtilen mevzuatta öngörülen usuller izlenmeksizin doğrudan davacının kendisine tebliğ edilmek istenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, söz konusu usule uyulmaksızın yapılan tebligatlar sonucunda davanın açılmamış sayılması yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, temyize konu davanın açılmamış sayılması kararında yer verilen; davacıdan posta ücreti eksikliğini tamamlamasının istenildiği yazılar, bunların tebliğ tarihleri ve dosyanın işlemden kaldırılması kararı ile ilgili bilgilerin bu dosyaya ait olmadığı görülmekte olup, bozma kararı üzerine bu hususun da dikkate alınması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 23/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.