Danıştay Kararı 5. Daire 2019/6247 E. 2020/5080 K. 12.11.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2019/6247 E.  ,  2020/5080 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6247
Karar No : 2020/5080

DAVACI : … Sendikası (… Sen)
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
1. Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Yönetim Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilip 15/03/2019 tarihinde kurumun resmi internet sayfasında yayımlanan Özel Hukuk Hükümlerine Tabi Personel Çalıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar’ın tamamının iptali istenilmektedir.
2. 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu’nun 50. maddesinin (ı) bendinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci ve Onikinci Dairesince yapılan müşterek heyet sonucunda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dava dilekçesi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/a fıkrasında, iptal davaları, idarî işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak belirtildikten sonra, ilk inceleme konularının belirlendiği 14. maddesinin 3/c bendinde dava dilekçesinin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddesinin 1/b bendinde ise, bu hususta kanuna aykırılık görülmesi hâlinde davanın reddedileceği kurala bağlanmıştır.
Bir iptal davasının açılabilmesi ve idari yargı mercilerinin bu davayı ön koşullar yönünden kabul edebilmesi için 2577 sayılı Yasa’nın 14. maddesi uyarınca dava dilekçesi “ehliyet” yönünden de incelenmelidir. Danıştay’ın istikrar bulan kararlarına göre, davacının subjektif dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü için idari kararın davacının meşru, şahsi ve güncel bir menfaatini ihlal etmesi gerekmektedir. Menfaatin kişisel olması, idarî işlemin mutlaka davacı hakkında tesis edilmiş olmasını gerektirmemektedir. Sözü edilen menfaat alâkasının varlığı ve sınırlarının her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmesi gerekmektedir.
Dava konusu Yönetmeliğin iptali isteminde bulunan davacı, bir kamu görevlileri sendikasıdır.
Anayasa’nın sendika kurma hakkını düzenleyen 51. maddesinde, “Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir..” kuralı yer almaktadır.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 3(g) maddesinde, sendika, kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olarak tanımlanmış; aynı Yasanın 19. maddesinde de, üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak sendikaların görevleri arasında sayılmıştır.
Sendikanın unsurlarından biri “ortak amaç” unsurudur. Anayasanın 51. maddesinde sendikaların amaç unsuruna yönelik olarak açıkça “…üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için…” ifadeleri kullanılmak suretiyle bir çerçeve çizilmiştir.
Anayasa’da ve 4688 sayılı Kanun’da, sendikanın kuruluş amaçları göz önünde bulundurulduğunda, kamu görevlileri sendikalarının kuruluş amaçlarıyla ilgili konularda dava açabileceklerinde kuşku bulunmamaktadır.
Bu bağlamda, … -Sen’in (… Sendikası) Özel Hukuk Hükümlerine Tabi Personel Çalıştırılmasına İlişkin Usul ve Esasların tamamının iptali için dava açıp açamayacağının, yukarıda yapılan değerlendirmeler ve yargılama usulü kuralları çerçevesinde incelenmesi gerekmektedir.
Dava konusu iptali istenilen Yönetmeliğin 1. maddesinde, söz konusu Yönetmeliğin amacının, özel hukuk hükümlerine tabi olarak istihdam edilen personelin; hizmete alınmalarına, niteliklerine, görevlerine, sorumluluklarına, ücretlerine, mali ve sosyal haklarına, sözleşmenin feshine ve diğer hususlara ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu belirtilmiş olup, söz konusu düzenlemenin; davacı sendikanın üyesi olmayan kişilere yönelik olduğu, davacı sendikanın üyesi olan personelin hak ve menfaatlarine yönelik herhangi bir düzenleme getirmediği gibi, davacı sendikanın tüzel kişiliğinin hak ve menfaatlerini de doğrudan etkilemediği, salt Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nda örgütlü olmanın menfaat bağı için yeterli olmadığı hususları dikkate alındığında, dava konusu Yönetmelik ile davacı … -Sen (… Sendikası)’nın menfaat ilişkisinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, davacı Sendikanın Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Yönetim Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilip 15/03/2019 tarihinde kurumun resmi internet sayfasında yayımlanan Özel Hukuk Hükümlerine Tabi Personel Çalıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar’ın tamamının iptali istemiyle açmış olduğu iş bu davada dava açma ehliyeti bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3-c ve 15/1-b maddeleri uyarınca DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 12/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.