Danıştay Kararı 5. Daire 2019/5547 E. 2022/424 K. 10.02.2022 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2019/5547 E.  ,  2022/424 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/5547
Karar No : 2022/424

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalı) : …Bakanlığı / …
Vekili : Huk. Müş. …

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esas yönünden açıklamalı ve ek gerekçeli olarak, vekalet ücreti yönünden düzeltilerek reddine ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Davacı tarafından; kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında bir ceza niteliğinde olması nedeniyle AİHS ve Anayasa’da korunan ceza hukuku ilkelerinin uyuşmazlık konusu olaya uygulanması gerektiği, daha önce suç niteliği taşımadığı kesin hükümle kararlaştırılan eylemlerin daha sonra suçlamalara dayanak alınamayacağı, 26 Mayıs 2016 tarihinden önceki fiillerin yasal nitelik taşıdığı, masumiyet karinesi, hukuki güvenlik, öngörülebilirlik, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği ilkelerinin ihlal edildiği, irtibat ve iltisak kavramlarının öngörülebilir nitelik taşımadığı, suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiği, kamu görevinden çıkarılma yönünde tesis edilen işlemin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, dernek ve sendika üyeliğinin yasal nitelik taşığı ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında olduğu, dernek ve sendika üyeliğine ilişkin delillerin yasa dışı delil niteliği taşıdığı ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, kamu görevinden çıkarıldığı tarihten sonra elde edilen delillerin daha önceden tesis edilmiş olan işlemi hukuka uygun hale getirmeyeceği, Bank Asya hesap hareketlerinin yasal nitelik taşıdığı ve rutin bankacılık işlemi niteliğinde olduğu, Bank Asya’ya ilişkin verilen yasa dışı delil niteliği taşıdığı, mülkiyet hakkının ihlal edildiği, gazete ve dergi aboneliğinin bilgiye erişme hakkı ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dini sohbetlere katılmasının toplanma ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında olduğu, aynı suçlamaya dayalı olarak iki ayrı yargılama yapılamayacağı, non bis in idem ilkesinin ihlal edildiği, ByLock’un yalnızca terör örgütü mensuplarınca kullanılmadığı, ByLock’a ilişkin verilerin yasa dışı delil nitelik taşıdığı ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, ByLock’a ilişkin verilerin kendisine verilmediği, çekişmeli yargılama ilkesinin ihlal edildiği, kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasa’da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiği, sadakat yükümlülüğü ihlalinin söz konusu olmadığı, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin TBMM tarafından süresinde onaylanmadığı, OHAL Komisyonunca hak ihlallerin yönünden inceleme yapılmadığı, OHAL döneminde OHAL’in gerektirdiği ölçüde OHAL’e neden olan konularda ve OHAL süresiyle sınırlı olarak geçici nitelikte tedbirler alınabileceği, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davalı idare tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …

Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile İdare Dava Dairesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi İdare Mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Her ne kadar Bölge İdare Mahkemesi tarafından, davacının (FETÖ/PDY) silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, böylece davacının kesinleşmiş mahkeme kararı ile anılan terör örgütüyle üyelik düzeyindeki ilişkisinin varlığı tespit edildiğinden, kesin hüküm nedeniyle kamu görevinden çıkarılmayı gerektiren diğer delillerin incelenmesine gerek kalmaksızın dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verilmiş ise de; davalı idarece 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacının göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin gerekçesi olarak, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu yönündeki değerlendirme gösterilmiştir. Anılan komisyon tarafından yapılan bu değerlendirmenin, davalı idarece dosyaya sunulan tespitlerle birlikte ceza yargılamasında terör örgütüne üyelikten mahkumiyete esas alınan davacı hakkındaki maddi tespitler de birlikte dikkate alınarak idari yargı yerlerince incelenmesi gerektiği açıktır.
Bu bağlamda, Dairemiz tarafından yapılan temyiz incelemesi neticesinde, komisyon kararı ve idare mahkemesi kararında davacı hakkında yer verilen tespitler ile davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, Yargıtay …. Ceza Dairesi’nin …tarih E:…, K:…sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşen …. Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararında yer alan;
“…Sanığa ait olan ve dosyaya sunulan Bylock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı incelendiğinde; İd numarasının “…”, kullanıcı adının “hilkem”, şifresinin “…”, kendisinin eklediği ve kendisini ekleyen arkadaşlarının olduğu, arkadaş listesinde aynı meslekten öğretmen olan kişilerin bulunduğu, yazışmaların ve maillerin bulunduğu, yazışmalarda; O.İ. adlı kişiyle Turhal ve Zile ilçesinde yapılacak 15 tatil programını ve diğer hususların konuştukları, yine O.İ’nin sanığa hilmi hocam diyerek bazı arkadaşların vereceği bilgileri sanığa ulaştıracağını yazdığı; maillerde ise; listesindeki kişilerle sözde hizmet hareketi dedikleri örgütü övücü ve örgüt içinde kalmayı teşvik amaçlı dini maillerin ve kıssaların yollandığı, örgüt lideri Fethullah Gülen’in bam teli sohbetlerinden ve herkul.org’taki sohbetlerinden bahsedildiğinin anlaşıldığı…” tespitleri dikkate alındığında davacının örgütün gizli haberleşme programı olan ByLock programını kullandığı ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, …Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine,10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.