Danıştay Kararı 5. Daire 2019/4847 E. 2023/6832 K. 23.05.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2019/4847 E.  ,  2023/6832 K.
T.C.
D A N I ŞTAY
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4847
Karar No : 2023/6832

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) : …Üniversitesi / …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Ahi Evran Üniversitesinde …olarak görev yapmakta iken 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 4/1-(d) maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Üniversite Yönetim Kurulunun …tarih ve …sayılı kararının iptaline ve bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararında; 667 sayılı KHK kapsamında yapılacak değerlendirmenin, adli suç veya disiplin suçu niteliğindeki somut bir eylemin soruşturulması mahiyetinde olmayıp kamu görevlilerinin belli bir yapıyla herhangi bir bağlarının olup olmadığına ilişkin kanaatin oluşturulacağı bir süreci ifade ettiiği, anılan KHK’nın amacı ve tedbirin niteliği ile somut olayın özellikleri birlikte dikkate alındığında ilgili kamu görevlileri hakkında mevcut bilgi ve belgelere göre değerlendirme yapılması gerektiği, anılan KHK hükmüne göre kamu görevinden çıkarma tedbirinin uygulanabilmesi için söz konusu bağın yapıya, oluşuma veya gruba “üyelik” veya “mensubiyet” şeklinde olması zorunlu olmayıp “iltisak” ya da “irtibat” şeklinde olmasının yeterli olduğu, 667 sayılı KHK’da, terör örgütleri veya MGK’ca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplar ile üyeler arasındaki bağın “sübut” derecesinde ortaya konulmasının aranmadığı, böyle bir bağın Üniversite Yönetim Kurulunca “değerlendirilmesinin” yeterli görüldüğü, söz konusu değerlendirmenin/kanaatin cezai sorumluluğun bulunup bulunmadığından bağımsız olarak sadece kamu görevinden çıkarılmanın uygun olup olmadığı yönünde bir değerlendirmeden ibaret olduğu, 667 sayılı KHK’nın 4. maddesinde, bu kanaate varılabilmesi için belli bir tür delile dayanma zorunluluğunun da öngörülmediği, burada önemli olanın, belli bir kanaate varılırken keyfilikten uzak durulması olduğu, şüphesiz yukarıda belirtilen bağın bulunup bulunmadığına ilişkin değerlendirme yapılırken yetkili kurulları belli bir kanaate ulaştıracak nedenlerin her somut olayın özelliğine göre değişebileceği, bu doğrultuda dosya kapsamında yapılan değerlendirmenin kamu yararının ve hizmet gereklerinin sınırları içinde kullanılmadığını ortaya koyan herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmaması karşısında, davalı idare tarafından oluşturulan soruşturma komisyonunca alınan ifadeler 667 sayılı KHK’nın 4/1-(d) maddesi kapsamında FETÖ/PDY ile kamu görevinden çıkarılmasını gerektirecek nitelikte “aidiyet” “iltisak” ya da “irtibat”ı olduğu değerlendirilen davacının, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan, dava konusu işlemin hukuka uygun şekilde tesis edildiği ortaya konulduğundan, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi talebinin de reddi gerektiği belirtilmiştir. Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Dairemiz kararının özeti: Dairemizin 27/11/2018 tarih ve E:2018/4683, K:2018/17739 sayılı kararında; Ahi Evran Üniversitesinde …olarak görev yapan davacının, 667 sayılı KHK’nın 4/1-(d) maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Üniversite Yönetim Kurulunun …tarih ve …sayılı işleminin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle görülmekte olan davayı açtığı, anılan Yönetim Kurulu kararından sonra davacının bu kez de 22/11/2016 tarih ve 29896 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı KHK’nın eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarıldığı, 677 sayılı KHK’nın eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmasının iptali istemiyle açılan davaya ilişkin dosyanın Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna gönderileceği ve Komisyonun vereceği karara karşı da dava açılabileceği, söz konusu KHK’dan önce davacının çalıştığı kurum bünyesinde oluşturulan Kurulun kararına karşı açtığı davanın sonuçlandırılması halinde, anılan yargı kararının Komisyonun vereceği kararı etkileyeceği gibi, Komisyon kararına karşı açılacak davada verilecek kararı da etkileyeceği dikkate alındığında, yukarıda belirtilen hususlar araştırılmadan verilen davanın reddi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma Üzerine verilen Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; davacının, 677 sayılı KHK ile gerçekleşen ihraç işleminin iptali istemiyle açılan davada …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla davanın incelenmeksizin reddine karar verildiği, anılan karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairelerinin 29/06/2017 tarih ve E:2017/2909, K:2017/2772 sayılı kararıyla, 685 sayılı KHK uyarınca, kararın kaldırılmasına, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dosyanın Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna gönderilmesine karar verildiği anlaşıldığından, bakılan uyuşmazlık hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, aksi değerlendirme ile davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, davanın konusunun 667 sayılı KHK’nın 4/1-(d) maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Üniversite Yönetim Kurulunun …tarih ve …sayılı kararının iptali istemi olduğu, dava konusu kararın hukuka aykırı olduğu, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun 10/06/2020 tarihli kararı ile 677 sayılı KHK eki listeyle kamu görevinden çıkarılması işlemine yapılan başvurunun kabulüne karar verildiği, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması ve dosyanın esastan incelenip karar verilmek üzere gönderilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davalı idare ve davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Davacının, 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki liste ile kamu görevinden çıkarılması işlemine karşı yaptığı göreve iade talebinin OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun 10/06/2020 tarihli kararı ile kabulüne karar verildiği dikkate alındığında, hukuk aleminde varlığını devam ettiren davacının çalıştığı kurum bünyesinde oluşturulan Kurul kararıyla kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemin iptali istemine konu uyuşmazlığın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerektiğinden, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY ve İLGİLİ MEVZUAT:
667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin “Kamu görevlilerine ilişkin tedbirler” başlıklı 4. maddesinde, ”… (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen; … d) 11/10/1983 tarihli ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa tabi personel, Yükseköğretim Kurulu Başkanının teklifi üzerine Yükseköğretim Kurulunun kararıyla kamu görevinden çıkarılır, …” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı, davalı idare bünyesinde mühendis olarak görev yapmakta iken 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4/1-(d) maddesi uyarınca Üniversite Yönetim Kurulunun 26/10/2016 tarih ve 2016/18-03 sayılı işlemi ile kamu görevinden çıkarılmıştır.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Türkiye’de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Cumhurbaşkanı’nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
Anayasa’nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 118. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından 20/07/2016 tarihli toplantıda yapılan değerlendirmede, darbe teşebbüsünün TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla Milleti ve Devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı belirtilmiştir.
MGK’nın anılan toplantısında “demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla” Hükûmete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması hususu kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00’den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır.
Bu çerçevede; Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnameler yürürlüğe girmiş ve bu Kanun Hükmünde Kararnamelerle, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu belirlenen kişiler, iki yöntemle kamu görevinden çıkartılmıştır. Bunlardan birincisi, Kanun Hükmünde Kararnamelerin eki listesinde isimlerine yer verilmek suretiyle başka bir işleme gerek kalmaksızın doğrudan kamu görevinden çıkartılma şeklinde, diğeri ise yine Kanun Hükmünde Kararnamelerde “kamu görevlilerine ilişkin tedbirler” başlığı altında yer alan ve çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kamu görevinden çıkartılmasının usul ve esaslarını düzenleyen maddeler kapsamında personelin kendi kurumunda oluşturulan kurullar tarafından tesis edilen işlemlerle kamu görevinden çıkartılma şeklinde olmuştur.

Kanun Hükmünde Kararnamelerin eki listesinde isimlerine yer verilmek suretiyle başka bir işleme gerek kalmaksızın doğrudan kamu görevinden çıkartılan personelin açmış olduğu davalarda idare mahkemelerince, genellikle anılan Kanun Hükmünde Kararnamelerde söz konusu kamu görevinden çıkarılma konusunda idareye herhangi bir değerlendirme yapma ya da başka yönde işlem kurma yetki ve görevi verilmediği, kanun niteliğini taşıyan hukuki bir düzenleme ile kamu görevinden çıkarılma işlemi gerçekleştirildiği, dolayısıyla davalı idarece tesis edilmiş, idari davaya konu olabilecek bir idari işlemin bulunmadığı ve davanın esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle “davaların incelenmeksizin reddi yönünde” kararlar verilmiştir. Buna karşın, Kanun Hükmünde Kararnamelerde belirlenen usul ve esaslara göre personelin kendi kurumunda oluşturulan kurullar tarafından tesis edilen kamu görevinden çıkartılmaya ilişkin işlemlere karşı açılan davalarda, idare mahkemelerince uyuşmazlığın esasının incelenmesine devam edilmiştir.
Bu arada, personelin kendi kurumunda oluşturulan kurul tarafından tesis edilen kamu görevinden çıkartılmaya ilişkin işlemlere karşı açılan davaların incelemesi devam ederken, aynı personelin bu kez Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararnamelerin eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarıldığı hallerde, yasa hükmünde olan Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinin herhangi bir işleme gerek kalmaksızın doğrudan sonlandırılmış olması karşısında, idare tarafından oluşturulan Kurulun tesis ettiği kararın kendiliğinden ortadan kalktığı ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle kimi idare mahkemelerince dava hakkında “karar verilmesine yer olmadığı” yönünde kararlar verilmiştir.
Bir idari işlem açıkça idare tarafından geri alınmadığı veya bir başka işlemle yürürlükten kaldırılmadığı ya da idare mahkemesince iptal edilmediği sürece hukuk aleminde varlığını sürdürecektir. Bu nedenle, Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listelerde ismine yer verilmek suretiyle hiçbir idari işleme gerek kalmaksızın doğrudan kamu görevinin sonlandırılmasına karşı açılan davalarda idare mahkemelerince, Kanun Hükmünde Kararnamelerin kanun niteliği taşıdığı gerekçesiyle “incelenmeksizin ret” kararları verildiği de göz önünde bulundurulduğunda, personellerin kendi kurumunda oluşturulan kurullar tarafından kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davaların (idari işlemden sonra çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listesinde aynı personelin ismine yer verilmek suretiyle ikinci kez görevine son verilmiş olsa bile idari işlemin hukuken yürürlükte olması nedeniyle) esastan sonuçlandırılması gerektiği açıktır.
Ancak, 01/02/2018 tarih ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 1. maddesi ile Anayasanın 120. maddesi kapsamında ilan edilen ve 21/07/2016 tarih ve 1116 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararıyla onaylanan olağanüstü hal kapsamında, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle başka bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamak üzere Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulmuş; Komisyonun, olağanüstü hal kapsamında doğrudan kanun hükmünde kararnameler ile tesis edilen kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarma ya da ilişiğin kesilmesi konularındaki başvuruları değerlendirip karar vereceği belirtilmiş, yine aynı Kanun’un “Yargı denetimi” başlıklı 11. maddesinin birinci fıkrasında, Komisyon kararlarına karşı idari dava açma hakkı tanınmış olup, Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenecek Ankara idare mahkemelerinde iptal davası açılabileceği, “Geçiş hükümleri” başlıklı geçici 1. maddesinin 3. fıkrasında ise, Komisyonun görev alanına giren konularda daha önce herhangi bir yargı merciine başvurmuş veya dava açmış olanlar için de 7. maddedeki usul ve sürelerin uygulanacağı, bu dosyalar hakkında yargı mercilerince karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların yaptıkları masrafların üzerlerinde bırakılmasına dosya üzerinden kesin olarak karar verileceği, vekâlet ücretine hükmedilmeyeceği, bu dosyaların, yeni bir başvuru şartı aranmaksızın incelenmek üzere Komisyona gönderileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Böylece, olağanüstü hal kapsamında doğrudan Kanun Hükmünde Kararnameler ile tesis edilen işlemlere karşı dava açılmadan önce Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvurunun zorunlu bir yol olduğu, bu kapsamda Komisyonun görev alanına giren konularda daha önce herhangi bir yargı merciine başvurulmuş veya dava açılmış ise bu dosyaların da yargı yerlerince yeni bir başvuru şartı aranmaksızın incelenmek üzere Komisyona gönderileceği, dolayısıyla doğrudan Kanun Hükmünde Kararnameler ile tesis edilen işlemlere karşı değil, Komisyonca verilen kararlara karşı iptal davası açılabileceği dikkate alındığında; personelin çalıştığı kurum bünyesindeki Kurul kararı ile ilk olarak kamu görevinden çıkarıldığı, daha sonra da Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle ikinci kez kamu görevine son verildiği hallerde, hem kurum bünyesinde oluşturulan Kurul kararına hem de Komisyonca verilen karara karşı iptal davaları açılmasına imkan bulunduğu ve esasen personelin kurul kararıyla ve Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmasının “sebep” unsurunun aynı olduğu, yani Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklandığı ve ilgililerin “… Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya irtibatının …” bulunduğundan bahisle kamu görevinden çıkarıldığı açıktır.
Dava dosyasının incelenmesinden, Ahi Evran Üniversitesinde …olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesinin 1/d fıkrası uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Üniversite Yönetim Kurulunun …tarih ve …sayılı kararının iptaline ve bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle görülmekte olan davayı açtığı, anılan Yönetim Kurulu kararından sonra davacının bu kez de 22/11/2016 tarih ve 29896 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarıldığı, 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki liste ile kamu görevinden çıkarılması işlemine karşı yapılan göreve iade talebinin OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun 10/06/2020 tarihli kararı ile kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacının 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listeyle kamu görevinden çıkarılması işlemine karşı yaptığı göreve iade talebinin OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun 10/06/2020 tarihli kararıyla kabulüne karar verildiği de dikkate alındığında, hukuk aleminde varlığını devam ettiren davacının çalıştığı kurum bünyesinde oluşturulan Kurul kararıyla kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptalinin istenildiği bu davaya konu uyuşmazlığın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının ve davalının temyiz istemlerinin kabulüne;
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 23/05/2023 tarihinde, oybirliğiyle, kesin olarak karar verildi.