Danıştay Kararı 5. Daire 2019/4710 E. 2023/6830 K. 23.05.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2019/4710 E.  ,  2023/6830 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4710
Karar No : 2023/6830

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; Van ili, Çaldıran ilçesi, … Mahallesi Camii imam-hatibi olarak görev yapmakta iken, hakkında başlatılan disiplin soruşturması neticesinde Atama ve Yer Değiştirme Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı doğrultusunda görevine son verilmesine ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacı hakkında başlatılan disiplin soruşturması kapsamında alınan tanık ifadelerinde, “… davacının, PKK/KCK terör örgütüne müzahir olduğu halk tarafından da bilinen şahıslarla yakın arkadaşlık yaptığı ve bu kişilerle ailece görüştüğü, bir taziyede terör örgütü PKK lehine ve Devlet aleyhine söylemlerde bulunup, terör örgütünün propagandasını yaptığı ve halk tarafından PKK sempatizanı olarak bilindiği” şeklinde ifadelere yer verildiği, ayrıca davacının terör örgütüyle iltisaklı olduğu gerekçesiyle 695 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarıldığı hususu da dikkate alındığında, PKK/KCK terör örgütü ile iltisaklı olduğundan bahisle görevine son verilmesine yönelik dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan, dava konusu işlemin hukuka uygun şekilde tesis edildiği ortaya konulduğundan, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi talebinin de reddi gerektiği belirtilmiştir. Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının görevine son verilmesine yönelik işlemin tesis edildiği tarihte Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bağlı olduğu Bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ve ilgili Bakanın onayı ile işlemin tesis edilmesi gerekirken, ilgili mevzuatta yer verilmeyen bir usul benimsenmek suretiyle, Atama ve Yer Değiştirme Kurulu tarafından tesis edilen Diyanet İşleri Başkanı Olur’lu karara Başkan adına İnsan Kaynakları Genel Müdürünce Olur verilmesi şeklinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden ise, davacının 24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 695 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılması nedeniyle dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte davalı idarede görev yapmadığı görüldüğünden, davacının dava konusu işlem nedeniyle uğramış olduğu herhangi bir parasal hak kaybının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü parasal haklarının tazmini isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından; Mahkemece idari işleme ilişkin olarak iptal kararı verilip, davacının memuriyet görevini fiilen yapmadığı süreye ilişkin olarak maddi haklarının ödenmesine hükmedilmemesinin idare hukukunda kabul gören birçok ilkeyle aykırı olduğu, idarenin işleminin iptal edilmesiyle işlemin geçmişe etkili olarak ortadan kaldırılacağı, işlemin tesis edildiği tarih ile mahkemece iptaline karar verildiği tarih arasında ilgilinin bu işlemden dolayı uğradığı birtakım kayıpların ya da bu süre içinde kullanamadığı hakların olabileceği, İdare Dava Dairesi Dairesi tarafından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiği, dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından; davacının 695 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarıldığı, dava konusu işlemin icrai niteliğinin bulunmadığı, PKK/KCK terör örgütü ile irtibatlı veya iltisaklı olduğu değerlendirilerek 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4/1-f maddesi gereğince kamu görevinden çıkarılmasına karar verildiği, dava konusu işlemin mevzuatta öngörülen yetkili kişi tarafından mevzuata uygun olarak tesis edildiği, dava konusu işlemin iptaline ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idare ve davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının onanması, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararı ile görevine iade edildiği görülen davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakkı bulunup bulunmadığı ve görevine iadesi üzerine herhangi bir parasal hak ödemesi yapılıp yapılmadığı hususu araştırılmak suretiyle karar verilmesi gerektiğinden temyizen incelenen kararın davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Öte yandan, Bölge İdare Mahkemesince bu konuda yeniden verilecek karara göre vekalet ücreti ile ilgili hüküm kurulacak olması karşısında, davacının vekalet ücreti yönünden temyiz istemi hakkında bu aşamada hüküm kurulmasına da olanak bulunmadığı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Van ili, Çaldıran ilçesinde imam-hatip olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca Diyanet İşleri Başkanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali ile davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
Öte yandan, davacı, 24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 695 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle de kamu görevinden çıkarılmıştır.
Davacı tarafından, anılan Kanun Hükmünde Kararname’nin ekli listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işleme karşı OHAL İnceleme Komisyonuna başvuruda bulunulmuş, anılan Komisyonun kararı ile görevine iade edildiği anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın “Yargı yolu” başlıklı 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, aynı maddenin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İptal ve tam yargı davaları” başlıklı 12. maddesinde, “İlgililer haklarını ihlâl eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması hâlinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu hâlde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmına yönelik davalı idarenin temyiz isteminin incelenmesi:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, davalı idarenin dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının, davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin reddine ilişkin kısmı ile davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmına yönelik davacının temyiz isteminin incelenmesi:
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında her ne kadar davacının 24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 695 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarıldığı, dolayısıyla dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte davalı idarede görev yapmadığı anlaşıldığından dava konusu işlem nedeniyle uğramış olduğu herhangi bir parasal hak kaybının olmadığı belirtilmiş ise de, UYAP kayıtlarının incelenmesinden davacının OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararı ile görevine iade edildiği görülmüştür.
Bu durumda, kararımızın “İlgili Mevzuat” kısmında da belirtildiği üzere, Anayasa’nın 125. maddesi uyarınca idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu ve dava konusu işlemin iptaline karar verildiği dikkate alındığında, davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakkı bulunup bulunmadığı ile OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararıyla görevine iadesi üzerine herhangi bir parasal hak ödemesi yapılıp yapılmadığı hususları araştırılıp açıklığa kavuşturulduktan sonra davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürüdüğü parasal haklarının tazmini talebi hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Bölge İdare Mahkemesi kararının, davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan, her ne kadar davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesince davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden de temyiz isteminde bulunulmuş ise de, anılan kararın davacının yoksun kaldığını ileri sürdüğü parasal haklarının tazmini isteminin reddine ilişkin kısmı Dairemizce yukarıda açıklanan gerekçeyle hukuka aykırı bulunduğundan, Bölge İdare Mahkemesince bu konuda yeniden verilecek karara göre vekalet ücreti ile ilgili hüküm kurulacak olması karşısında, davacının vekalet ücreti yönünden temyiz istemi hakkında bu aşamada hüküm kurulmasına olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine, davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi isteminin reddine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
4. Bozulan hüküm fıkrası yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, kesin olarak, 23/05/2023 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.