Danıştay Kararı 5. Daire 2019/4546 E. 2023/6844 K. 24.05.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2019/4546 E.  ,  2023/6844 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4546
Karar No : 2023/6844

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: Av. …

Karşı Taraf (Davalı): … Başkanlığı
Vekili: I. Hukuk Müşaviri …

İstemin Özeti: İstihbarat uzmanı olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin ve bu işlemin dayanağı olan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın, dava konusu … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemi yönünden davanın reddi, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin iptali istemi yönünden davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Anayasa’ya aykırı olarak savunma hakkı tanınmadan kamu görevinden çıkarıldığı, Anayasa’nın 15 ve 121. maddeleri uyarınca OHAL döneminde sadece OHAL’in gerektirdiği ölçüde ve OHAL’e neden olan konularla ve OHAL süresiyle sınırlı geçici tedbirlerin alınabileceği, dava konusu işlem ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan temel hak ve hürriyetler ile masumiyet karinesinin, yaşam hakkının, adil yargılanma hakkının, savunma hakkının, mahkemeye erişim hakkının, bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının, mülkiyet hakkının, emeklilik hakkının, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, silahları eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin, suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin, hukuk devleti ilkesinin, işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiği, kamu görevinden çıkarılma işleminin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir. Öte yandan, dava konusu işlemin dayanağı olan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Anayasa’ya aykırı olduğu iddia edilerek, Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiği talep edilmektedir.

Davalı İdarelerin Savunmalarının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi bulunmayarak gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığınca yayımlanan FETÖ/PDY Sözlüğünde “operasyonel hatlar”, “…; genel olarak başkası adına kayıtlı ya da örgüt kontrolündeki kurum/kuruluş adına kayıtlı olan, abone bilgilerinden gerçek kullanıcısına kolaylıkla ulaşılamayan hatlardır. Örgüt operasyonel hat kullanma yöntemine sıklıkla başvurmaktadır. Bu yöntemde; genellikle yaklaşık 3 ayda bir yeni GSM hattı temin edilmekte ve eski hatla birlikte telefon cihazı da değiştirilmektedir. Telefonların değiştirilmesi sürecinde, eski telefonlar imha edilmekte ve parçalanarak farklı bölgelerdeki çöp kutularına vb. atılmaktadır. Bu işlerin kamera olmayan yerlerde yapılmasına dikkat edilmektedir. Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden, tedbir ve gizliliğe çok önem veren örgüt mensuplarından özellikle ‘imam’ diye tabir edilen yönetici pozisyonundaki sorumlu örgüt mensupları bu yöntemi kullanmakta ve talimatları örgüt mensuplarına bu hatlar üzerinden iletmektedir.” şeklinde; “hususi”, “Fetullahçı terör örgütünün mahrem yapılanmaları dahilinde Yargı, Mülkiye, Emniyet ve MİT’te çalışan örgüt mensupları ile ilgilenen örgüt sorumlularını tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Mahrem ile aynı anlama gelmektedir.” şeklinde açıklanmıştır.
Davalı idare tarafından; “Adına kayıtlı olmayan ve Teşkilata da bildirmediği gizli/operasyonel hat üzerinden ayrı bir temas ve iletişim ağı kullanmak suretiyle Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)’nın istihbarata bakan “hususi” abilerinden olan şahısla 2011-2012 yılları arasında müteaddit defalar görüşme gerçekleştirdiği teknik tespit ile sübut bulmuştur.” yolundaki tespitlerin davacının terör örgütü ile irtibatlı ve/veya iltisaklı olduğunu gösterir delil niteliğinde olduğu ileri sürülmüştür.
Bununla birlikte, … Cumhuriyet Başsavcılığının Sor.No: … sayılı dosyasında, davacı hakkında ‘FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak’ suçunu işlediği iddiasıyla açılan ceza soruşturmasının devam ettiği, ceza soruşturma dosyalarının birleştirilmesinden önce … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Soruşturma No: … sayılı dosyasında yer alan; ”…Soruşturma aşamasında … Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma evrakına eklenmiş olan belge içeriğine göre, şüphelinin (davacının) kullanmakta olduğu … numaralı GSM hattı ile MİT mahrem imamlarından … adına kayıtlı … – … numaralı GSM hatlarının 01/01/2011-22/12/2016 tarihleri arasında HTS kayıtlarının bulunduğu tespit edilmiştir.” tespitleri, bakılmakta olan dava dosyasında yer alan diğer tespitler ile birlikte değerlendirildiğinde, davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, davacı hakkında yakalama emrinin devamına karar verildiği ve Dairemizin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu davacının henüz yakalanamadığı anlaşılmaktadır.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 24/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.