Danıştay Kararı 5. Daire 2019/4052 E. 2023/7001 K. 29.05.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2019/4052 E.  ,  2023/7001 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4052
Karar No : 2023/7001

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …’a vesayeten …

Karşı Taraf (Davalı): … Başkanlığı
Vekili: Hukuk Müşaviri …

İstemin Özeti: Meslek memuru olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle uğradığı zararın tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Temyize konu kararın Anayasa’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ne, 5237 sayılı Kanun’a ve ilgili diğer mevzuata aykırı olduğu, savunmasının alınmadığı, hakkında idari soruşturma yürütülmediği, yeterli araştırma yapılmadığı, Anayasa’nın 121. maddesi uyarınca OHAL döneminde sadece OHAL’in gerektirdiği ölçüde ve OHAL’e neden olan konularla ve OHAL süresiyle sınırlı geçici tedbirlerin alınabileceği, dava konusu işlem ile çekirdek haklarının, adil yargılanma hakkının, savunma hakkının, mülkiyet hakkının, suç ve cezaların kanuniliği ve geriye yürümezliği ilkelerinin, non bis in idem ilkesinin, hukuki güvenlik ilkesinin, belirlilik ilkesinin, ölçülülük ilkesinin, ayrımcılık yasağının, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, davalı idarenin yargılama mercii olmadığı, üzerine kayıtlı GSM numarası dışında kuruma bildirmediği bir GSM hattının bulunmadığı, örgüte bilgi ve belge vermediği, kod adı kullanmadığı, tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, örgüt üyesi olduğunu ikrar etmediği, hakkında hiçbir somut delil gösterilmediği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla …’ın davacıya vasi olarak atandığı ve anılan kararın tarafların istinaf etmemesi üzerine 11/11/2022 tarihinde kesinleştiği görüldüğünden, davaya vasi yoluyla devam edilmesine karar verilerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Diğer yandan, UYAP kayıtlarının incelenmesinden; davacı hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunu işlediği gerekçesiyle yürütülen ceza yargılamasında … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve anılan cezanın Yargıtayca onanarak kesinleştiği; “siyasal ve askeri casusluk” suçunu işlediği gerekçesiyle yürütülen ceza yargılamasında ise … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile esastan reddedildiği, Dairemizin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediği görülmüştür.
Bununla birlikte, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; FETÖ/PDY MİT mahrem yapılanmasında MİT imamı, temsilcisi, öğretmen ve öğrenciden oluşan dört katmanlı bir hiyerarşinin benimsendiği belirtilmiş, MİT imamı, F.GÜLEN’e doğrudan bağlı, onunla yüz yüze görüşme imkanı bulunan kişi; temsilci, MİT imamına doğrudan bağlı çalışan merkez ve bölge yapılanmalarının en başındaki yönetici; öğretmen, MİT bünyesinde görevli FETÖ/PDY mensupları ile doğrudan temas kurarak onları sevk ve idare eden sorumlu kişi; öğrenci ise kısa tabiriyle MİT içerisindeki FETÖ/PDY mensupları olarak tanımlanmıştır. MİT mahrem yapılanmasında öğrenci ile öğretmen-temsilci arasındaki temasların başlangıç yıllarında yüz yüze kurulduğu, ilerleyen yıllarda genişleyen yapı ile birlikte öğrenci-öğretmen-temsilci arasındaki görüşme/buluşma organizasyonlarının operasyonel hat (no name gsm veya patates hat olarak da sıklıkla tabir edilmektedir.) (Dipnot:Kullanıcısı ile bağ kurulamayacak yerli/yabancı şahıslar adına veya sahte isme açılmış, örgütsel faaliyetlerde kullanılan genellikle fazla ve uzun süreli görüşmesi olmayan GSM hatlarıdır.) vasıtasıyla yapılmaya başlandığı belirtilmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığınca yayımlanan FETÖ/PDY Sözlüğünde “operasyonel hatlar”, “…; genel olarak başkası adına kayıtlı ya da örgüt kontrolündeki kurum/kuruluş adına kayıtlı olan, abone bilgilerinden gerçek kullanıcısına kolaylıkla ulaşılamayan hatlardır. Örgüt operasyonel hat kullanma yöntemine sıklıkla başvurmaktadır. Bu yöntemde; genellikle yaklaşık 3 ayda bir yeni GSM hattı temin edilmekte ve eski hatla birlikte telefon cihazı da değiştirilmektedir. Telefonların değiştirilmesi sürecinde, eski telefonlar imha edilmekte ve parçalanarak farklı bölgelerdeki çöp kutularına vb. atılmaktadır. Bu işlerin kamera olmayan yerlerde yapılmasına dikkat edilmektedir. Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden, tedbir ve gizliliğe çok önem veren örgüt mensuplarından özellikle ‘imam’ diye tabir edilen yönetici pozisyonundaki sorumlu örgüt mensupları bu yöntemi kullanmakta ve talimatları örgüt mensuplarına bu hatlar üzerinden iletmektedir.” şeklinde; “hususi”, “Fetullahçı terör örgütünün mahrem yapılanmaları dahilinde Yargı, Mülkiye, Emniyet ve MİT’te çalışan örgüt mensupları ile ilgilenen örgüt sorumlularını tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Mahrem ile aynı anlama gelmektedir.” şeklinde açıklanmıştır.
Davalı idare tarafından; “davacının idareye bildirmediği cep telefonu numarası üzerinden anılan örgütün hususi abi olarak nitelendirilen üyesi ile Mart 2013 – Ocak 2014 tarihleri arasında müteaddit defalar irtibat kurduğu, gizlilik dereceli belgeleri irtibatlı olduğu hususi abiye teslim ettiği, ..” yolundaki tespitlerin davacının terör örgütü ile irtibat ve/veya iltisaklı olduğunu gösterir delil niteliğinde olduğu ileri sürülmüştür.
Davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında yer alan; “….HTS kayıtları, tanık anlatımları, sanığın (davacının) soruşturma aşamasında alınan beyanları, MİT teftiş kurulu raporunda operasyonel hatta ilişkin yapılan tespitler ile konu hakkında düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitler tüm dosya kapsamıyla bir kül halinde değerlendirildiğinde, her ne kadar sanık (davacı) tarafından söz konusu hattın kullanılmadığı savunulmuş, …. sanığın (davacının) kullandığı sabit olan … nolu hat ile gizli operasyonel hat olarak kullanılan … adına kayıtlı … nolu hattın raporda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere 21/06/2013 – 25/01/2014 ve 12/09/2013 – 14/10/2013 tarihleri arasında birlikte baz verdikleri, söz konusu hattın yoğun olarak internet data erişimi için kullanıldığı, yine söz konusu hat ile sanığın (davacının) kullandığı hat arasında 139 farklı tarihte baz yakınlığının tespit edildiği, ayrıca MİT teftiş kurulu raporunda belirtildiği gibi … adına kayıtlı ve yine mahrem yapılanma içerisinde öğretmen olarak faaliyet yürüttüğü bildirilen … tarafından kullanıldığı belirtilen … nolu hat ile 84 adet irtibatının bulunduğu, yine söz konusu hattın kullanıldığı 2012-2014 yılları arasında 83 adet arama ve 13 adet aranma şeklinde kayıt bulunduğu hususları ile yine yukarıda MİT mahrem yapılanmasının gizli haberleşme aracı olarak kullandığı yöntemler arasında belirtildiği üzere örgüt üyelerinin tedbir kapsamında söz konusu operasyonel hattı kullanırken mahrem abisi ile görüşmeye giderken kendi adına kayıtlı ya da örgütsel faaliyetleri dışında kullandığı hattını yanına almadıklarının anlaşıldığı, bu kapsamda yukarıda belirtildiği üzere bazı tarihlerde söz konusu hat ile sanığın (davacının) kullandığı bilinen hat arasında baz farklılıkları olmasının örgütsel gizliliği sağlamak adına olduğu, bu nedenlerle söz konusu … adına kayıtlı … numaralı hattın sanık (davacı) tarafından örgütsel iletişim amacına özgü operasyonel hat olarak kullanıldığının anlaşıldığı,…” tespitleri, “operasyonel hat”a ilişkin olarak yukarıda yer verilen açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu tespitlerin davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olduğu değerlendirilmiştir.
Öte yandan, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, “…Tanık … beyanında, ‘…İki kadar sonra … kod isimli … beni kendi ikametine çağırdı, cemaat içerisinde benim gibi MİT’te çalışan arkadaşlar ile tanıştıracağını söyledi. Ben, … kod isimli şahsın evine gittiğimde, aynı dairede çalıştığımız … kod … isimli arkadaşımı gördüm. Onun da cemaat içerisinde olduğunu bu şekilde öğrendim. …cemaat imamımız ve mahrem abimiz … kod isimli … liderliğinde ben, … ve … görüşmeye devam ettik. …17-25 Aralık döneminden sonra …’nin ikametinde …, ben, … ve … (…) … buluştuk. …” şeklinde beyanda bulunduğu,’ ……FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğu … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile sabit olan sanığın (davacının), örgüt ile temasının 2011 yılında bünyesine katıldığı MİT’ten önce ortaokul yıllarında başladığı, münasebet içerisinde olduğu bu örgütün amaçları doğrultusunda 2011 yılında MİT’e katıldığı, eğitim dönemini müteakiben Teşkilatın Ankara Bölge Daire Başkanlığına tayin edildiği, mezkur dönemde örgütün MİT mahrem yapılanması içerisinde “öğrenci” konumunda faaliyete bulunarak, örgüt hiyerarşisinde üstü konumunda olan mahrem abileri ile belirli periyotlar içerisinde yüz yüze, örgütün verdiği gizli/operasyonel hatlar aracılığıyla ve yine örgütün gizli haberleşme kapsamında kullandığı TRU ECRYPT isimli programları ile kurulan iletişim marifetiyle paylaşımda bulunmak amacıyla teşkilata ilişkin gizli bilgileri temin ettiği, …..Sanığın (davacının), 2011 yılında Teşkilatın eğitim ünitesinde (kurs evresi) göreve başladığı, bu dönemde örgütün MİT mahrem yapılanmasında öğretmen olarak nitelendirilen mahrem abi … kod … ile belirlemiş oldukları periyotlar içerisinde görüştüğü, bu kapsamda sanığın (davacının), Teşkilatın eğitim, eğitime katılan şahıslar şeklinde kurs evresine ilişkin bilgileri mahrem abisi …’ya vermek amacıyla temin ettiği, eğitim bittikten sonra 2011 yılında Teşkilatın Ankara Ünitesine atandığı, bu dönemde de yine … kod … ile görüşmelerinin belirlemiş oldukları periyotlar dahilinde devam ettiği, sanığın (davacının) iş bu periyodik görüşmelerden önce çalışmış olduğu ünite ile ilgili bilgileri mahrem abilerine vermek için temin ettiği, ayrıca teşkilatın faaliyetleri kapsamında Türkiye genelinde meydana gelen terör olaylarına ilişkin düzenlenen raporları mahrem abisine vermek için temin ettiği, bu süre içerisinde sanığın mahrem abisinin değiştiği ve … ve … kod isimlerini kullanan mahrem imam …’ye devredildiği, sanığın (davacının) mahrem imam ile belirledikleri periyodik görüşmelerde kendisine vermek için teşkilata ilişkin bilgileri temin ettiği, sonrasında … kod … adını kullanan mahrem imama devredildiği, bu şahsın sanığa (davacıya) teşkilattaki gizli bilgileri temin etmek amacıyla bir dinleme cihazı ve ses kayıt cihazı verdiği, sanığın (davacının) da söz konusu cihazı teşkilatta çalışmış olduğu birime götürerek yerleştirdiği, daha sonra bu cihazı alarak mahrem abisi … koda teslim ettiği, bu şekilde teşkilatın gizli bilgilerini temin ettiği, yukarıda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere sanığın, örgüt abilerinin kendisinden istedikleri; MİT’in faaliyet konuları ve çalışanları hakkında temin ettiği bilgileri, MİT’in Ankara biriminde görev yaptığı dönemde sanığın (davacının) görevli olduğu ünitede ayrıntılı şeklide belirtilen bilgileri casusluk özel kastıyla temin ettiği, anılan bilgilerin; Milli İstihbarat Teşkilatının sahip olduğu, devletin güvenliği ve bekasına, milli menfaatler ile milli güvenliğine ilişkin, özünde devlet sırrı niteliğindeki bilgiler olduğu, sanığın bu bilgileri üyesi olduğu örgütün yönlendirmesiyle temin ettiği, bu noktada tanıklar …, … ve …’nin belirtilen ve mahkememizce itibar edilen beyanları ve yine sanığın (davacının) soruşturma aşamasında müdafi huzurunda 05/08/2016 tarihinde kollukta alınan beyanı ile 16/08/2016 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı’nda alınan beyanları ile sanığın örgüt abilerine vermek üzere teşkilata ait bilgileri temin ettiği hususunun ayrıca teyit edildiği,…” gerekçesine yer verilmiştir.
Tüm bu anlatımlar ışığında, bakılmakta olan dava dosyasında yer alan tespitler ile Ceza Mahkemesi kararlarında yer alan davacı hakkındaki yukarıdaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 29/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.