Danıştay Kararı 5. Daire 2019/4046 E. 2023/7002 K. 29.05.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2019/4046 E.  ,  2023/7002 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4046
Karar No : 2023/7002

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalı): … Başkanlığı
Vekili: Hukuk Müşaviri …

İstemin Özeti: 4. sınıf istihbarat uzmanı olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle uğradığı maddi zararının yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Temyize konu kararın, idari işlemin unsurları itibarıyla sebep, konu ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu, savunmasının alınmadığı, soruşturma yürütülmediği, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, dava konusu işlem ile Anayasa ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkının, savunma hakkının, hukuk devleti ilkesinin, suçluluğu mahkeme kararı ile belirleninceye kadar kimsenin suçlu sayılamayacağı ilkesinin, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin, suç ve cezaların geriye yürümezliği ilkesinin, kanun önünde eşitlik ilkesinin, ayrımcılık yasağının ihlal edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Diğer yandan, UYAP kayıtlarının incelenmesinden; davacı hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “siyasal ve askeri casusluk” suçlarını işlediği gerekçesiyle yürütülen ceza yargılamasında … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 12 yıl, “siyasal ve askeri casusluk” suçundan ise 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile esastan reddedildiği, Dairemizin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediği görülmüştür.
Bununla birlikte, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; FETÖ/PDY MİT mahrem yapılanmasında MİT imamı, temsilcisi, öğretmen ve öğrenciden oluşan dört katmanlı bir hiyerarşinin benimsendiği belirtilmiş, MİT imamı, F.GÜLEN’e doğrudan bağlı, onunla yüz yüze görüşme imkanı bulunan kişi; temsilci, MİT imamına doğrudan bağlı çalışan merkez ve bölge yapılanmalarının en başındaki yönetici; öğretmen, MİT bünyesinde görevli FETÖ/PDY mensupları ile doğrudan temas kurarak onları sevk ve idare eden sorumlu kişi; öğrenci ise kısa tabiriyle MİT içerisindeki FETÖ/PDY mensupları olarak tanımlanmıştır. MİT mahrem yapılanmasında öğrenci ile öğretmen-temsilci arasındaki temasların başlangıç yıllarında yüz yüze kurulduğu, ilerleyen yıllarda genişleyen yapı ile birlikte öğrenci-öğretmen-temsilci arasındaki görüşme/buluşma organizasyonlarının operasyonel hat (no name gsm veya patates hat olarak da sıklıkla tabir edilmektedir.) (Dipnot:Kullanıcısı ile bağ kurulamayacak yerli/yabancı şahıslar adına veya sahte isme açılmış, örgütsel faaliyetlerde kullanılan genellikle fazla ve uzun süreli görüşmesi olmayan GSM hatlarıdır.) vasıtasıyla yapılmaya başlandığı belirtilmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığınca yayımlanan FETÖ/PDY Sözlüğünde “operasyonel hatlar”, “…; genel olarak başkası adına kayıtlı ya da örgüt kontrolündeki kurum/kuruluş adına kayıtlı olan, abone bilgilerinden gerçek kullanıcısına kolaylıkla ulaşılamayan hatlardır. Örgüt operasyonel hat kullanma yöntemine sıklıkla başvurmaktadır. Bu yöntemde; genellikle yaklaşık 3 ayda bir yeni GSM hattı temin edilmekte ve eski hatla birlikte telefon cihazı da değiştirilmektedir. Telefonların değiştirilmesi sürecinde, eski telefonlar imha edilmekte ve parçalanarak farklı bölgelerdeki çöp kutularına vb. atılmaktadır. Bu işlerin kamera olmayan yerlerde yapılmasına dikkat edilmektedir. Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden, tedbir ve gizliliğe çok önem veren örgüt mensuplarından özellikle ‘imam’ diye tabir edilen yönetici pozisyonundaki sorumlu örgüt mensupları bu yöntemi kullanmakta ve talimatları örgüt mensuplarına bu hatlar üzerinden iletmektedir.” şeklinde; “hususi”, “Fetullahçı terör örgütünün mahrem yapılanmaları dahilinde Yargı, Mülkiye, Emniyet ve MİT’te çalışan örgüt mensupları ile ilgilenen örgüt sorumlularını tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Mahrem ile aynı anlama gelmektedir.” şeklinde açıklanmıştır.
Davalı idare tarafından; “….açık/bilinen GSM hattı üzerinden FETÖ/PDY’nin istihbarattan sorumlu hususi abisine ait gizli/operasyonel hat ve BYLOCK kullanıcıları da dahil FETÖ/PDY mensubu/müzahiri şahıslarla temas/iletişiminin sübut bulması…” yolundaki tespitlerin davacının terör örgütü ile irtibatlı ve/veya iltisaklı olduğunu gösterir delil niteliğinde olduğu ileri sürülmüştür.
Davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında yer alan; ” … Adı geçen, Teşkilatımızda FETÖ/PDY adına faaliyet sürdürdüğü, FETÖ/PDY mensubu ‘hususi abi’lerden …’yi tanıdığı ve adı geçenle irtibat kurduğu, FETÖ/PDY ile irtibatlı/iltisaklı …, …, …, … ve … isimli şahısları tanıdığı/iletişimde bulunduğu iddialarını ifadesinde reddetmiş, ayrıca, eşinin amcası … ve dayısı … ile sürekli görüşmediğini, samimiyeti olmadığını beyanla, anılanların FETÖ/PDY mensubiyetlerine ilişkin bilgisi bulunmadığını belirtmiştir. Bununla birlikte, … … (…) ve … (…) ile irtibatları hususundaki teknik tespitler şüpheye mahal bırakmamaktadır. FETÖ/PDY yapılanması içerisindeki …’nin, Bilgi Teknolojileri Kurumunda Uzman Yardımcısı olduğu, çok sayıda GSM hattı kullandığı ve FETÖ-PDY ile irtibatlı kişi (…, …, …, …, …, …, …, …, …, vs.) ve kurumlarla yoğun ve dikkat çekici temasının bulunduğu, …. …’nin istihbarata bakan ‘hususi abi’lerden olduğu anlaşılmıştır. … Sanığın (davacının), 2004-2008 yıllarında Yeditepe Üniversitesinde ikinci sınıfta okurken … isimli arkadaşının kendisini örgüte müzahir eve iftar için davet ettiği, bu evde 4-5 kişinin olduğu, bu şahısları tanımadığını, bu süreçten sonra örgütle irtibatının başladığını, … isimli şahıs kendisine sürekli örgüt evine çıkmayı teklif ettiğini ancak yurtta kalmanın kendisi açısından daha cazip olduğunu düşündüğü için bu teklifi reddettiğini, … isimli şahsın kendisine Risale-i Nur ve Fethullah Gülen kitapları okuduğunu, bu şahsın bir nevi kendisine abilik yaptığını, ara ara üniversite yurduna yakın örgüte ait eve sohbete götürdüğünü, sanığın (davacının), soruşturma aşamasında alınan ikrari nitelikli mezkur ifadelerinde, adı geçen örgüt mensubu …’nin yönlendirmesiyle MİT’e girdiği, bu şekilde örgütün izlediği stratejik hedefler doğrultusunda Teşkilata sızdırıldıktan sonra eğitim (kurs) evresinde örgütün MİT mahrem yapılanmasında TEMSİLCİ konumunda faaliyet gösteren … kod … ile tanıştırıldığı, sanığın (davacının) anılan ifadelerinde, … kod ile irtibatını detaylı anlatarak, … kod …’nin kendisine, artık beraber sohbet edeceklerini, kendisine abilik yapacağını belirttiği, bir süre sonra … kod’un kendisinin Mamak’da bulunan evine geldiğini, bu evin bodrum katı bir ev olduğunu, … kod’un bu evi beğenmediğini, kendisini birileriyle tanıştıracağını ve o şahıslar ile daha güzel bir eve çıkacağını söylediğini, daha sonra Teşkilatta aynı dönem başlayan … isimli şahısla kendisini grup yapacağını bildirdiği, bir süre sonra … kod kendisini Batıkent Kent-Koop mahallesinde bir eve götürdüğünü bu evde Teşkilattan devre arkadaşı olan …’nin olduğunu, artık bu evde kalacağını ve …, … ile grup yapıldıklarını söylediğini, daha sonra bu eve … isimli şahsın taşındığını, burada sohbetler yaptıklarını, Fethullah Gülen videoları izledikleri, … kod’un kendilerine Teşkilatla ilgili sorular sorduğunu, maaşlarının yüzde onunu himmet olarak aldığını, kurban parası topladığını, … kod’un tedbire çok önem verdiğini, kendisine … kod adını verdiğini, ayrıca bu eve kime ait olduğunu bilmediği tuşlu bir telefon bıraktığını acil bir durumda bu numaradan ulaşmalarını söylediği, tanık …’nin soruşturma aşamasında alınmış kendi ifadelerinde de bu görüşmeyi doğruladığı, tanık … Kod …’nin alınan ifadelerinde, sanıkla (davacıyla), … kod … yönlendirmesiyle 2012 yılının Nisan-Mayıs aylarında tanıştığı, sanık (davacı) ile birlikte …, …’yi grup yaptığı, 2014 yılı Nisan-Mayıs aylarına kadar haftalık, iki haftalık sohbet toplantıları yaptığı, sanığın (davacının) ismini ilk başta … olarak bildiği ve kendisine böyle tanıtıldığı, daha sonra bu ismin sanığın (davacının) kod adı olduğunu öğrendiği, gerçek adının … olduğunu sonradan öğrendiği, sanığın (davacının) Konyalı olduğunu, eşinin SGK’da çalıştığı, evlerinin Batıkentte olduğu gibi sanık hakkında özel bilgilere sahip olduğu, sanığın evlenmeden önce … ve … ile birlikte kaldığı, sohbetlerin genelde burada yapıldığı, sanık evlendikten sonra da … ve …’nın evine gelerek sohbetlere düzenli katıldığı, nadiren de olsa sanığın (davacının) evinde de sohbetler yaptığı, sanığın (davacının) örgütsel anlamda mahrem abisi olduğu, bu sohbetlere üç dört ayda bir örgütte temsilci olarak faaliyette bulunan … kod …’nin de geldiği, 2014 yılından sonra da sanığı (davacıyı) … kod …’ye devrettiği, böylelikle tanık … kod …’nin alınan ifadelerinin sanığın (davacının) Mahkememizce itibar edilen soruşturma aşamalarında alınan müstakar beyanlarıyla örtüştüğü, tanık …’nin mahkememizce itibar edilen soruşturma aşamasına ilişkin mezkur beyanları ve bu beyanları doğrular nitelikte tanık anlatımları ile sanığın (davacının) soruşturma aşamasındaki mezkur beyanları ile dosya kapsamındaki tüm bilgi-belgelerden anlaşıldığı üzere sanığın (davacının), MİT’ten önceki dönemde başlayan örgüt irtibatının kopmadan Teşkilata giriş ve sonrasında da devam ettiği, Teşkilata katıldıktan sonra örgütün MİT mahrem imamları ile temasını düzenli bir şekilde sürdürdüğü, düzenli himmet ödeyen, … kod adını kullanan sanığın (davacının), MİT mahrem imamları ile yüz yüze veya yukarıda izah olunduğu üzere noname hat ve protonmail aracığıyla görüştüğü, sanığın (davacının) bu düzenli ve periyodik örgütsel görüşme/buluşmalarda, çalıştığı Teşkilat hakkında bildiği, öğrendiği, duyduğu bilgileri mahrem imamlara aktarmak amacıyla temin ettiği, sanığın (davacının) MİT’e katıldığı 2010 yılından ihraç edildiği 2016 yılına kadar örgütün MİT mahrem yapılanmasında örgüt hiyerarşisinde “öğrenci” konumunda faaliyette bulunduğu, örgütün ideolojisini benimseyerek dahil olduğu bu hiyerarşik yapısı içerisinde yine örgütün belirlediği olgunluğa ulaşması akabinde FETÖ/PDY mahrem hizmetler yapılanmasında öğrenci konumda üst konumlarda bulunan mahrem abileri ile bilgi aktarımı için görüşmeler yaptığı, bağlı olduğu hususi abiler arasında devredildiği, bu hususların zikredilen beyanlar, kanıtlar, sanığın soruşturma aşamasındaki ikrarı nitelikli anlatımları ile tüm dosya kapsamıyla sabit uyumlu olduğu, …” gerekçesine yer verilmiştir.
Tüm bu anlatımlar ışığında, bakılmakta olan dava dosyasında yer alan tespitler ile Ceza Mahkemesi kararında yer alan davacı hakkındaki yukarıdaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 29/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.