Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2019/3970 E. , 2023/7000 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3970
Karar No : 2023/7000
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili: Av. …
Karşı Taraf (Davalı): … Bakanlığı / ANKARA
Vekilleri: Av. …
İstemin Özeti : İzmir İli, Çiğli İlçesi, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, … Ana Jet Üs Komutanlığında … rütbesiyle Astsubay olarak görev yapan davacı tarafından; 667 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirildiğinden, Hava Kuvvetleri Komutanın teklifi, Genelkurmay Başkanının inhası ve Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin iptaline ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Temyize konu kararın hukuka aykırı olduğu, dava konusu işlemin sebebi olarak gösterilen istihbari bilgilerin kendisi ile ilgili değil, anne, baba ve kardeşi ile ilgili olduğu, ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesinin, ölçülülük ilkesinin, masumiyet karinesinin ve kamu hizmetine girme hakkının ihlal edildiği, görev yaptığı sürece başarılı olduğu, hakkında adli soruşturma dahi bulunmadığı belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Bununla birlikte, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında yer alan; “…Yapılan yargılama neticesinde sanığın 2010 yılı lise son sınıfta ders çalışmak amacıyla Ankara Keçiören ilçesinde bulunan üniversite öğrencilerinin yaşadığı örgüte ait eve gitmesi üzerine yapı ile tanıştığı, kendisiyle bu evde kalan bir üniversite öğrencisinin ilgilendiği ve askeri okullara giriş sınavına girmesi hususunda yönlendirdiği, hava astsubay meslek yüksek okulunu kazandıktan sonra lise döneminde sorumluluğunda bulunduğu üniversite öğrencisinin sanığı İzmir ilinde başka bir öğretmene devrettiği (teşhis yapılamamış), sanığın bahse konu öğretmenin talimatı doğrultusunda belirlenen gün ve yerde olduğu, sonrasında … ve … isimli devreleri ile grup yapıldığı, belirlenen zaman diliminde buluşulamaması durumunda takip eden haftaya veya on beş gün sonra periyodik zaman dilimimin aynı gün ve saatinde aynı yerde buluşulmak üzere sözleşildiği, başka bir emir ve talimata gerek olmaksızın örgüt üyesinin grubundaki kişilerle bahse konu yere gittiği, toplantıların yer ve zamanlarının iptal olması halinde tek yönlü olmak üzere örgüt içerisindeki gizliliği ve deşifreyi engellemek amacıyla sadece mahrem abiler (öğretmenler) tarafından örgüt üyesinin arandığı, bahse konu öğrencilik süresinin dolması üzerine sanığın İzmir Çiğli … Ana Jet Üs Komutanlığı’na tayin olduğu, ilk görev yerinde öğrencilik döneminde sorumluluğunda bulunduğu öğretmen tarafından başka bir öğretmene (teşhis yapılamamış) devredildiği, böylece önceki abinin sorumluluğunun sona erdiği, bu kez sanığın daha önce sosyal ve ailevi olarak hiç tanımadığı yeni abinin kendisine verdiği emir ve talimatlar çerçevesinde devreleri … ve … ile grup yapılarak örgüte ait eve yerleştirildiği, sanığın da içinde bulunduğu söz konusu bu grup ile eve yerleştiren mahrem abinin ilgilendiği, sonrasında görevini sanığın … olarak teşhis etmiş olduğu şahsa devrettiği, …’nün sanık, … ve … ile ilgilenmeye devam ettiği, …’nin evden ayrılması üzerine eve … tarafından …’nin yerleştirildiği, sanığın içinde bulunduğu grup ile birlikte sohbet adı altındaki toplantılara katıldığı, bu sohbetlerin sanığın kaldığı evde gerçekleştirildiği, bu durumun 2016 yılının başına kadar devam ettiği nazara alındığında sanığın kendisine örgütün diğer üyeleri tarafından verilmiş emir ve talimatlara uymak suretiyle hareket ettiği gibi terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda verilecek emir ve talimatları da almaya açık hale geldiği, nitekim sanığın asker olması sebebiyle yaptığı hizmetin gereği olarak emir ve disiplinin en üst seviyede olduğu askeriyede görev yapması nedeniyle amir ve sıralı amirlerinin kimler olduğu, kimlerden emir ve talimat alabileceğini bildiği, kısmen de olsa kanunlar hususunda bilgi sahibi olması nedeniyle astsubaylık meslek yüksek okulunda öğrenci olduğu ve ilk atandığı İzmir Çiğli … Ana Jet Üs Komutanlığı’nda görev yaptığı zaman diliminde başka bir kişiye devredilmiş olması ve sorgulamaksızın bahse konu toplantılara katılmış bulunması nazara alındığında, sanığın dini amaçlı bu toplantılara katıldığının kabul edilemeyeceği ve hata hükümlerinden yararlanamayacağı, sanığın FETÖ/PDY terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde bulunduğu yolunda mahkememizde vicdani kanaat oluştuğu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan elde edilen iletişim tespiti bilgilerine göre düzenlenen 31/05/2021 tarihli bilirkişi raporunun içeriği ve sonuç bölümünden; sanığın kullandığı … nolu telefon numarasının HTS iletişim (baz) verisi kayıtlarına göre, … ve … nolu sabit/ankesörlü hatlar ile 2 farklı tarihte toplam 2 kez iletişim kaydının olduğu, sanığın kullandığı … nolu telefon numarasının HTS iletişim (karşı baz) verisi kayıtlarına göre, … ve … nolu sabit/ankesörlü hatlar ile 2 farklı tarihte toplam 2 kez iletişim kaydının olduğu, sanık adına kayıtlı olarak kullanılan telefon numarasının 19/08/2013 (Pazartesi) tarihinde … nolu sabit/ankesörlü hattan 18:26:37’de 35 sn, arandığı, sanık adına kayıtlı olarak kullanılan telefon numarasının 12/11/2013 (Salı) tarihinde … nolu sabit/ankesörlü hattan 21:10:18’de 31 sn. arandığının anlaşıldığı, sanığın savunmasında mahrem abiler tarafından sohbet toplantılarına ilişkin olmak üzere arandığını ikrar ettiği, savunmasıyla tutarlı olacak şekilde aramaların İzmir ilinde kurulu sabit hatlardan mesai saatleri dışında kısa süreli görüşme şeklinde gerçekleştirildiği görülmüştür. Sanığın somutlaşan durumuyla FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine dahil olmayı tercih ettiği, örgüt yapılanması içinde örgüt mahrem abileri tarafından devir teslim edildiği, bu şekilde örgütle organik bağ kurarak süreklik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren faaliyetlerde bulunduğu, silahlı terör örgütü üyeliği suçunun sabit olduğu, eyleminin TCK’nun 314/2 maddesinde yazılı suç tipini oluşturduğu, eğitim düzeyi ve yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgi, tecrübe ve konumu itibariyle sanığın örgütün nihai amacını, Devlet kurumlarında ve kendisinin de içinde bulunduğu silahlı kuvvetlerdeki yapılanmasını ve burada Devletin her türden silahını elinde bulunduran örgüt mensuplarının gerektiğinde bu gücü örgütün amacı doğrultusunda kullanacaklarını bilmesinin beklendiği, kaçınılmaz bir hataya düştüğünün kabul edilemeyeceği; suçun işleniş biçimi, kastının yoğunluğu ve örgüt içindeki konumu da gözetildiğinde meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı itibariyle yasa maddesinde yazılı cezanın alt sınırından uzaklaşılması için sebep bulunmadığı, sanığın savunmasında İzmir ilinde kurulu bulunan sabit hatlardan arandığını beyan ettiği, alınan bilirkişi raporunun bu hususu doğruladığı, …’nin 31/03/2018 tarihinde, …’nün 22/11/2018 tarihinde Konya KOM Şube Müdürlüğü’nde şüpheli sıfatıyla vermiş oldukları ifadelerinde sanık hakkında da beyanda bulundukları, bu kapsamda teşhis tutanağı düzenlendiği, beyanların sanığın savunmasını doğrular mahiyette bulunduğu, dosya içerisine alınan 15/03/2021 tarihli tutanak ile UYAP bilgi bankasında sanık hakkında tanık veya sanık sıfatıyla verilmiş başka bir beyanın bulunmadığının tespit edildiği, 25/01/2019 tarihli tutanak ile sanığın ByLock kaydı bulunmadığını bildirildiği anlaşılmakla savunmasında pişmanlığını dile getiren ve bu durumu mahkememiz tarafından da gözlemlenen, örgütün amaçları doğrultusunda herhangi bir eyleme katıldığına dair iddia ve kanıt bulunmayan silahlı terör örgütü üyesi olan sanığın yakalandıktan sonra kendi bilgisi ölçüsünde (aynı yönde … Ceza Dairesi … E, … K. Sayılı kararı) aşamalarda değişmeyen, kendi içerisinde tutarlı savunmasında FETÖ/PDY terör örgütü ile ne zaman tanıştığı, hangi tarihlerde, hangi konumda içerisinde yer aldığı, örgüt faaliyetleri çerçevesinde kimlerle, nerelerde, ne tür organizasyonlara katıldığı, muhatap olduğu örgüt abileri ve tanıştığı örgüt üyeleri hakkında faydalı bilgiler verdiği, bu bilgiler doğrultusunda (6 kişiyi teşhis etmiştir.) teşhis ve tespit ettiği kişilere ilişkin soruşturmalar başlatıldığı anlaşılmakla, sanık hakkında TCK’nın 221/4. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlığa dair cezadan indirim hükmünün 3/4 oranında indirim yapılmak suretiyle uygulanmasının makul olacağı, sanığın mahkum olduğu hapis cezasının iki yıldan az olması, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan hapis cezasına mahkum edilmemiş olması, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözetildiğinde yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde vicdani kanaat oluşması, suç nedeni ile somut, maddi, belirlenebilir bir zararın bulunmaması karşısında 5271 sayılı CMK’nun 231/6. maddesi delaletiyle aynı yasanın 231/5. maddesi uyarınca, sanık hakkında kurulan hükmün açıklamasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varılmıştır.” tespitlerinden, davacı hakkında yürütülen ceza yargılamasında, davacının FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve TCK’nın “etkin pişmanlık” hükümleri kapsamında ceza indirimi yapılarak hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, etkin pişmanlıktan faydalanan davacının iltisak ve irtibat düzeyindeki ilişkisinin kendi samimi ikrarı ile ortaya konulduğu anlaşılmaktadır.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 29/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.