Danıştay Kararı 5. Daire 2019/3898 E. 2022/417 K. 10.02.2022 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2019/3898 E.  ,  2022/417 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3898
Karar No : 2022/417

Temyiz Eden (Davacı) : …’a vesayeten …
Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı
Vekili : …

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalındığı iddia olunan özlük haklarının iadesi ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun açıklamalı olarak reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi .. İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Davacı tarafından; FETÖ/PDY örgütü ile herhangi bir ilişkisinin olmadığı, 657 sayılı DMK’nın esasları uyarınca memurluktan çıkarılma usul ve esaslarına uyulmaksızın kamu görevinden çıkarıldığı, soruşturma yapılmadan ve savunma alınmadan kamu görevinden çıkarılması neticesinde adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, Bylock programının dijital platformda dağıtılan bir program olduğu, Bylock verileri hukuka uygun olarak elde edilmediğinden hiçbir yargılamada delil olarak kullanılamayacağı, Bylock programının suç olabilmesi için yazılan mesajların örgütsel faaliyet kapsamında ve suç teşkil eden içerikte olması gerektiği, kendisinin ise yazışma içeriğinin olmadığı, yasal olarak faaliyet gösteren sendikaya üye olmayı ve bankaya para yatırmayı suç saymanın kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine aykırı olduğu, bu kurumların eylemleri nedeniyle suçlu sayılmış olmasının suç ve cezanın şahsiliği ilkesine aykırı olduğu, sendika üyeliğinin kişinin açık rızası olmadan işlenmesi yasak olan verilerden olduğu, Bank Asya’yı konut kredisi almak için dini hassasiyetlerinden dolayı tercih ettiği ve 2015 yılı Aralık ayında süresinden önce kapattığı, mahkûmiyetine ilişkin ceza mahkemesi kararının kesinleşmediği, hiç bir kimsenin işlendiği zaman suç oluşturmayan bir eylemden dolayı suçlanıp cezalandırılamayacağı, Kanun Hükmünde Kararnameler ile düzenleyici işlemlerin bireysel işlemlere dönüştüğü, Anayasaya aykırılık iddiasının ciddi görülerek 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasa Mahkemesine taşınması gerektiği, dava konusu işlem ile Danıştay, AYM ve AİHM içtihatlarının, Anayasa, AİHS, kanunlar, uluslararası sözleşmeler ve evrensel hukuk ilkelerinin açıkça ihlal edildiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davalı idare tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla …’ın davacıya vasi olarak atandığı ve söz konusu kararın tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine 13/07/2020 tarihinde kesinleştiği görüldüğünden davaya vasi yoluyla devam edilmesine karar verildikten sonra, davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi bulunmayarak gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idari dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Bununla birlikte, bakılmakta olan dava dosyasında yer alan davacı hakkındaki tespitler ile davacı hakkında yürütülen ve … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşen ceza yargılaması neticesinde, … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında yer alan;
“…sanığın adına kayıtlı olup, uzun süredir kendi kullanımında olduğunu belirttiği … numaralı GSM hattı üzerinden … ByLock ID (kimlik numarası), “…” kullanıcı adı, “…” şifresi ile ByLock iletişim sisteminde kayıtlı olduğu, sanığın ilk kez 22/02/2015 tarihinde … imei nolu cihazla ByLock sistemine dahil olup, 26/04/2015 tarihine kadar 8 farklı günde 114 kez ByLock sunucuları/sistemlerine ait … nolu IP numarası ile iletişim kurduğu, görüşme, mesajlaşma ve mail alma-gönderme yaptığı, gerek Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Dairesi Başkanlığı tarafından ve gerekse Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı tarafından yapılan tespitlerle belirlendiği ve anılan tespitlere ilişkin kayıtlar üzerinde Adli Bilişim Uzmanı tarafından hazırlanan 29/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda da yapılan bağlantılar ve gerçekleştirilen iletişimler ayrıntılı biçimde açıklandığı, belirtilen tarih aralığını kapsayan dönemde sanığın yakın akrabalarının kullandığı GSM numaraları ile sıklıkla görüşme yaptığı, … numaralı GSM hattının sanık dışında bir başkası tarafından kullanılma olanağının bulunmadığı…” tespitleri dikkate alındığında davacının örgütün gizli haberleşme programı olan Bylock programını kullandığı ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılması gerekmekte ise de, davacı tarafından temyiz aşamasına ait yargılama giderlerinin yatırıldığı anlaşıldığından temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.