Danıştay Kararı 5. Daire 2019/2063 E. 2020/5190 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2019/2063 E.  ,  2020/5190 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/2063
Karar No : 2020/5190

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, … Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde komiser yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde “Kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek” fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/12. ve 15. maddeleri uyarınca ”24 ay uzun süreli durdurma cezasıyla” cezalandırılmasına, ancak suç tarihi itibariyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesinde belirtilen ceza verme yetkisi zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle dosyanın ilgili bölümünün işlemden kaldırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 19/04/2017 tarih ve E:2016/26392, K:2017/10879 sayılı bozma kararına uyan … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; Gaziantep İl Jandarma Komutanlığına ait GSM hattının, 25/01/2010 – 20/06/2011 tarihleri arasında yaklaşık 18 ay süre ile PKK/KONGRA-GEL terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği iddia edilen M. G. tarafından kullanıldığı ileri sürülerek, 2559 sayılı Yasanın Ek 7. maddesinde öngörülen şartlar oluşmadığı halde oluşmuş gibi istihbari bilgi notu (rapor) ve iletişime müdahale talep formu düzenlendiği, hukuka aykırı düzenlenen bilgi ve belgeler ile dinlemenin yapıldığı ve iletişimin tespit edildiği sonucuna ulaşıldığından, davacıya atfedilen ”kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek” eyleminin sübuta erdiği sonucuna varılmıştır. Davacının fiiline yönelik olarak disiplin kurulunun ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkin bir değerlendirme yapıldığında; 25/01/2010 ile 20/06/2011 tarihleri arasında usulsüz telefon dinlemelerinin yapıldığı ve 25/06/2011 tarihinde imha tutanağı ile tedbir uygulaması sonucu elde edilen tüm bilgi ve belgelerin imha edildiği, disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmesi gerektiği ve Yüksek Disiplin Kurulunun karar tarihinin 09/02/2015 olduğu göz önüne alındığında, dava konusu işlemde yer alan ”ceza verme yetkisine ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğu…” şeklindeki değerlendirmenin mevzuata uygun olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; meslekten çıkarma cezasını gerektiren suçun işlendiği tarih itibariyle ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğraması nedeniyle Yüksek Disiplin Kurulunca dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin işlemin yargısal denetiminde Mahkemece sadece ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunun değerlendirilebileceği, fiilin sübuta erip ermediğinin incelenemeyeceği, geçmiş hizmetlerinin olumlu ve sicilinin iyi olması nedeniyle bir alt ceza verilmemesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından; davacının 670 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.