Danıştay Kararı 5. Daire 2019/1064 E. 2020/4280 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2019/1064 E.  ,  2020/4280 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/1064
Karar No : 2020/4280

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Adına Vasisi …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2016/1 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu tarafından bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin işlem ile bu karara istinaden 14/05/2016 tarihli Bakan oluru ile rütbesinin 3. sınıf emniyet müdürlüğünden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne tenzil ettirilmesine ilişkin işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; idare tarafından 3. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ettirilmesi uygun görülmeyen davacının açtığı davada verilen yürütmeyi durdurma kararı neticesinde yargı kararının uygulanmasını teminen 3. sınıf emniyet müdürlüğüne terfisinin gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, idari işlemler üzerindeki yargı denetiminin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olduğu, yargı merciince yerindelik denetimi yapılamayacağı ve idare yerine geçerek işlem tesis edilemeyeceği yönündeki amir hükümler dikkate alındığında, liyakat yönünden terfi edip etmeyeceği konusunda değerlendirme yetkisinin bu yetkiyi hukuka uygun kullanmak şartı ile mevzuat gereği idarede bulunduğu, dosyaya ekli “31/12/2014 Tarihine Kadar Bulunduğu Rütbedeki Zorunlu Çalışma Süresini Tamamlayan 4. Sınıf Emniyet Müdürleri” listesinde davacı ile aynı durumda ve hatta performans notu ve başarı belgesi/ödül daha yüksek bulunan diğer personelin de terfi ettirilmediği, listede 300. sırada bulunan davacıdan sonra gelen personel arasında da terfi ettirilen kimsenin olmadığı, idarece yeniden değerlendirme yapılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Davacının tazminat talebine gelince; dava konusu işlemin hukuka uygunluğunun ortaya konulmuş olması karşısında davacıya tazminat ödenmesine olanak bulunmadığı belirtilmiştir. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; İdare Mahkemesi kararı hukuka uygun bulunarak istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Bu kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı kararıyla; Mahkemelerince verilen kararın kesin olması ve davanın konusunun 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde belirtilen ve temyiz yolu öngörülen dava konuları arasında bulunmaması nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Bölge İdare Mahkemesince verilen temyiz isteminin reddine dair kararın 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 6. fıkrası hükümlerine göre temyizi kabil bir karar olduğu değerlendirildiğinden, temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davacıya vasi atandığı görüldüğünden davaya davacı adına vasi yoluyla devam edilmesine karar verilerek ve ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca Bölge İdare Mahkemesi tarafından davacının adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesine rağmen, davacı tarafından temyiz aşamasında yeniden adli yardım talebinde bulunulmuş ise de aynı Kanunun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder” düzenlemesi gereğince davacının temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 48/6. ve 48/7. maddeleri uyarınca dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle değiştirilen “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir.” hükmüne yer verilmiş, devamında Bölge İdare Mahkemelerinin temyiz edilebilecek nihai kararları sayma suretiyle belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından, 2016/1 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu tarafından bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin işlem ile bu karara istinaden 14/05/2016 tarihli Bakan oluru ile rütbesinin 3. sınıf emniyet müdürlüğünden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne tenzil ettirilmesine ilişkin işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada verilen kararın, 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde sayılan temyiz edilebilecek kararlar arasında yer almadığı ve istinaf incelemesinden geçmek suretiyle kesinleştiği açıktır.
Bu durumda, istinaf incelemesi sonucunda kesinleşen karar aleyhine yapılan temyiz başvurusu üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesi tarafından verilen temyiz isteminin reddine dair kararın temyizen incelenmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Kesin olarak verilen Bölge İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan temyiz başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı kararı hakkındaki TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. İstinaf aşamasında davacının adli yardım talebi kabul edildiğinden tahsil edilmeyen … TL temyiz başvuru harcı ile … TL temyiz karar harcının ve posta masrafının tahsili için Mahkemesince ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 13/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Davacı tarafından, 2016/1 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu tarafından bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin işlem ile bu karara istinaden 14/05/2016 tarihli Bakan oluru ile 3. sınıf emniyet müdürlüğünden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne tenzil ettirilmesine ilişkin işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesince kesin olarak verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dairesince temyiz isteminin reddine karar verildiği görülmüştür.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin tahdidi olarak sayılan davalar hakkında verdikleri kararların başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği, 45. maddesinin 6. fıkrasında ise, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu hükmüne yer verilmiştir. Diğer yandan, anılan Kanun’un 48. maddesininin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde de kararı veren merciin temyiz isteminin reddine karar vereceği, ilgili merciin bu kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu itibarla, İdare Mahkemesince dava konusu işlemin reddi yolunda verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Bölge İdare Mahkemesince kabulü ile davanın reddine kesin olarak karar verilmesi sonucunda davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge İdare Mahkemesince verilen temyiz isteminin reddine dair kararın 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 6. fıkrası hükümlerine göre temyizi kabil bir karar olduğu değerlendirildiğinden, Bölge İdare Mahkemesinin temyize konu kararının incelenerek bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle, temyiz isteminin incelenmeksizin reddi yönünde verilen çoğunluk kararına katılmıyorum.