Danıştay Kararı 5. Daire 2018/4584 E. 2020/4502 K. 20.10.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2018/4584 E.  ,  2020/4502 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4584
Karar No : 2020/4502

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davalı idare aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığı emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, “menşei belli olmayan, bulundurulması ve taşınması yasak olan her çeşit silah, mühimmat ve benzerlerini bulundurmak” fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/40. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla tecziye edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 26/10/2017 tarih ve E:2016/18624, K:2017/21679 sayılı bozma kararına uyan … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının dava konusu eylemi nedeniyle meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Yüksek Disiplin Kurulu kararının, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile, “davacının savunmasının alınmadığı, ayrıca asıl üyenin toplantıya katılamaması halinde vekilinin toplantıya katılması gerekmekte iken Yüksek Disiplin Kurulu’nun eksik üyeyle toplandığı, dolayısıyla usulüne uygun toplanmadığı…” gerekçesiyle iptaline karar verildiği, anılan kararın, Danıştay Beşinci Dairesinin 26/10/2017 tarih ve E:2016/17040, K:2017/21713 sayılı kararı ile, “…beş üyeden oluşan Yüksek Disiplin Kurulunun salt çoğunlukla toplanmasının mümkün olduğu, uyuşmazlıkta başkan ve üç üyenin katılımı ile toplanan ve oybirliği ile karar alan Kurulun oluşumunda ve karar almasında 3201 sayılı Kanun’a ve Disiplin Kurulları ve Amirleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine aykırılık bulunmadığı, öte yandan polis memuru olan davacıya verilen meslekten çıkarma cezasını tesis etme konusunda yetkili olan Kurulun Merkez Disiplin Kurulu olduğu, bu Kurul tarafından savunma alındığı, bunun yanında ayrıca Yüksek Disiplin Kurulunca savunma alınmasına gerek olmadığı, alınan savunma sonrasında usulüne uygun olarak tesis edilen işlemde savunma hakkının ihlali yönünden hukuka aykırı bir durumun bulunmadığı, İdare Mahkemesince işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken Disiplin Kurulunun oluşumunun ve savunma almamasının hukuka aykırı olduğu şeklindeki gerekçeye dayalı olarak verilen iptal kararında hukuki isabet bulunmadığı” gerekçesiyle bozulduğu, bunun üzerine Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile bozmaya uyularak davanın reddine karar verildiği, bu arada Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı iptal kararı üzerine dava konusu işlemin tesis edilmiş durumda olduğu, ancak söz konusu kararın bozulması sonrasında davanın ret kararı ile sonuçlandığı anlaşıldığından, dava konusu işlemin dayanağının kalmadığı ve bu bakımdan davanın konusuz kaldığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden bahisle vekalet ücretinin davalı idarece davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, davanın açılmasına sebebiyet verilmediği öne sürülmekte ve İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesince verilen kararın, davalı idare aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacı, Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığı emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken, “menşei belli olmayan, bulundurulması ve taşınması yasak olan her çeşit silah, mühimmat ve benzerlerini bulundurmak” fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/40. maddesi uyarınca … tarih ve … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmıştır.
Bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı”na hükmedilmiştir.
Davalı idarece anılan kararın, aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin gönderme yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesinde; yargılama giderlerinin, davayı kaybeden tarafa yükleneceği; 330. maddesinde vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekalet ücretinin, taraf lehine hükmedileceği; 323. maddesinde vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu hükme bağlanmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinin son fıkrasında, avukatlık ücretinin takdirinde hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı hükme bağlanmıştır.02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin “Davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında, “Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
30/12/2017 tarih ve 30286 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 2. maddesinde, bu tarifede yazılı avukatlık ücretinin kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemlerin karşılığı olduğu; 3. maddesinde, yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin, tarifelerde yazılı miktardan az ve üç katından çok olamayacağı, bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresinin gözönünde tutulacağı; 20. maddesinde ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden; İdare Mahkemesince, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda hüküm kurulmuş ve davanın açılmasına yol açtığı gerekçesiyle vekalet ücreti davalı idareye yükletilmiş ise de, Mahkemece verilen “karar verilmesine yer olmadığı” yolundaki kararın, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu tespit eden bir karar türü olmadığı gibi, davanın taraflarından herhangi birinin haklılığı ya da haksızlığını ortaya koyan bir nitelikte de taşımadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararında, davalı idare aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davalı idare aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.