Danıştay Kararı 5. Daire 2018/3752 E. 2020/4158 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2018/3752 E.  ,  2020/4158 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3752
Karar No : 2020/4158

DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASI KARARI

… Vergi Mahkemesi üyesi olarak görev yapmakta iken FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensupları tarafından kullanılan ByLock isimli iletişim programını eşi … adına kayıtlı GSM hattı üzerinden kullandığı gerekçesiyle 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilen ve anılan karara karşı yaptığı yeniden inceleme talebi aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararıyla reddedilen ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih ve … sayılı yazısı ile …’ın kullandığı ancak eşi adına kayıtlı 0505….47 nolu GSM hattının mor beyin uygulaması nedeniyle ByLock sunucularına bilgi ve iradesi dışında yönlendirildiği ve ByLock listesinin güncellenerek … tarafından kullanıldığı bildirilen GSM hattının ByLock Listesinden (anılan yazıya ekli ek-2 isimli listenin 555. sırasında) çıkarıldığının bildirilmesi üzerine aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararıyla; Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla kesinleşen aynı Kurulun … tarih ve … sayılı meslekten çıkarma kararın kaldırılmasına ve göreve iadesine karar verilen … vekili Av. … tarafından, …’ın görevine son verilmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık … için …-TL, eşi … için …-TL, kızı … için …-TL ve diğer kızı … için …-TL olmak üzere toplam …-TL manevi tazminatın meslekten çıkarılmasına karar verildiği 03/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle Hakimler ve Savcılar Kuruluna karşı açılan davada gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6. maddesinin 4. fıkrasında; “Herhangi bir sebeple harcı veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava açılmış olması halinde, otuz gün içinde harcın ve posta ücretinin verilmesi ve tamamlanması hususu daire başkanı veya görevlendirileceği tetkik hakimi, mahkeme başkanı veya hakim tarafından ilgiliye tebliğ olunur. Tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirim aynı şekilde bir daha tekrarlanır. Harç veya posta ücreti süresi içinde verilmez veya tamamlanmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve davacıya tebliğ olunur.”, 31. maddesinin adli yardım konusunda atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesinin 1. fıkrasında, “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.”; 336. maddesinin 2. fıkrasında ise, “Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen madde hükmünün, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 6.maddesi ile Anayasanın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı bağlamında mahkemeye erişim hakkı yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına göre mahkemeye erişim hakkı mutlak bir hak olmayıp zımnen kabul edilmiş bazı sınırlamalara tabi tutulabilecektir. Mahkemeye erişim hakkına getirilen kısıtlamalar, meşru bir amaç taşıdığı ve kullanılan araçlarla amaç arasında makul bir orantılılık ilişkisi mevcut olduğu sürece, AİHS’nin 6/1 maddesine uygun düşecektir (Bellet / Fransa, 04/12/1995, § 31, Seri A no 333-B). AİHM’e göre adaletin iyi bir şekilde tecelli etmesi için, bir kişinin mahkemeye erişim hakkına mali kısıtlamalar getirilebilmesi mümkün olduğundan açılan davalar için mahkeme harcı ödenmesinin istenmesi, AİHS’nin 6/1 maddesine aykırı olarak mahkemeye erişim hakkının sınırlaması olarak kabul edilmeyecektir (Kreuz / Polonya, B. no 28249/95, § 54, CEDH 2001-VI, Tolstoy-Miloslavsky / Birleşik Krallık, 13 Temmuz 1995, § 61, Seri A no 316-B).
Nitekim Anayasa Mahkemesi de gereksiz başvuruların önlenerek dava sayısının azaltılması ve böylece mahkemelerin fuzuli yere meşgul edilmeksizin uyuşmazlıkların makul sürede bitirebilmesi amacıyla başvuruculara belli yükümlülükler öngörülebileceğini, bu yükümlülüklerin kapsamını belirlemenin kamu otoritelerinin takdir yetkisi içinde olduğunu, öngörülen yükümlülüklerin dava açmayı imkansız hale getirmedikçe ya da aşırı derecede zorlaştırmadıkça mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğinin söylenemeyeceğini kararlarında ifade etmiştir (Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 02/10/2013,§ 39, Orhan Ersoy, B. No: 2015/1067, 26/12/2018, § 42).
Dosyanın incelenmesinden; davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde adli yardım talebinde bulunulması ancak yukarıda yer verilen Kanun hükümleri uyarınca adli yardım koşullarını taşıdığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge ibraz edilmemesi üzerine Dairemizin 05/10/2018 tarihli ara kararıyla, davacılardan, yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadıklarını gösteren mali durumuna ilişkin belgelerin (ilgili muhtarlıktan alınacak fakirlik ilmühaberi ile Sosyal Güvenlik Kurumu, Trafik Tescil Müdürlüğü, belediye, vergi dairesi ve tapu dairesinden alınacak resmi nitelikli belgeler vs.) temin edilerek dava dosyasına sunulmasının istenilmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca, tebliğinden itibaren otuz (30) gün içinde bu karar gereğinin yerine getirilmesine, aksi halde adli yardım isteminin kabul edilmeyeceği hususunun davacıya bildirilmesine karar verildiği, anılan kararın davacılar vekilinin dava dilekçesinde bildirdiği (ve Barolar Birliğinde de yazılı) adresinde 10/01/2019 tarihinde “işyerinde daimi çalışan” sıfatıyla M.K.’ye tebliğ edilmesine rağmen verilen süre içinde davacılar vekili tarafından davacıların yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya ibraz edilmediği, bu sırada davacı … tarafından dosyaya 11/12//2018 tarihli dilekçesiyle … İdare Mahkemesinde görev yaptığına ilişkin görev evrakı sunulduğu, bunun üzerine Dairemizin 11/07/2019 tarihli ara kararıyla, davacı …’ın halen maaşını alarak düzenli bir gelir elde ettiği göz önünde bulundurulduğunda davacıların adli yardımdan faydalanabilmesi için gereken koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davacıların adli yardım isteminin reddine karar verildiği, anılan adli yardım isteminin reddine ilişkin karar ile harç ve posta ücretindeki eksikliğin giderilmesi için Danıştay Beşinci Dairesi Başkanlığınca gönderilen 30/09/2019 tarihli yazısının, 07/01/2019 tarihinde “işyerinde daimi çalışan” sıfatıyla S.Ç.’ye tebliğ edildiği, eksikliğin tamamlanmaması üzerine, Danıştay Beşinci Daire Başkanlığınca gönderilen ve eksik harç ve posta ücretinin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği ihtarını da içeren 27/11/2019 tarihli ikinci yazının ise 09/12/2019 tarihinde daimi çalışan” sıfatıyla E.İ.Ç.’ye tebliğ edildiği, buna rağmen eksik harç ve posta bedelinin davacılar vekili tarafından yatırılmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, eksik harç ve posta ücreti ile açılan davada iki defa usulüne uygun şekilde tebliğ edilen eksik harç ve posta ücretini tamamlama yazısına rağmen eksiklik süresi içinde tamamlanmadığından, 2577 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 4. fıkrası uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, davacı tarafından yatırılan … TL vekalet harcının davacı üzerinde bırakılmasına, tebligatların resmi olarak yapılmasına, posta işlemlerinde kullanılan … TL posta giderinden davanın açıldığı sırada davacı tarafından ödenen … TL posta gider avansının mahsubu sonrasında kalan … TL resmi posta ücretinin davacıdan tahsili için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.