Danıştay Kararı 5. Daire 2018/1016 E. 2020/4937 K. 09.11.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2018/1016 E.  ,  2020/4937 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/1016
Karar No : 2020/4937

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU :Danıştay Onaltıncı Dairesinin 21/12/2015 tarihli ve E:2015/7446, K:2015/8380 sayılı bozma kararına uyan, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Düzce Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yaparken, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığı döneme ilişkin olarak yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanmak ve irtikaba teşebbüs etmek suçlarını işlediğinden bahisle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 8/6. ve 8/7. maddeleri uyarınca ayrı ayrı meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … gün ve … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Onaltıncı Dairesinin 21/12/2015 tarihli ve E:2015/7446, K:2015/8380 sayılı bozma kararına uyan, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının … isimli şahısla yaptığı telefon görüşmelerinin içeriğinin ne olduğunun bilinememesi,emniyet görevlilerince olay yerinde alınan tertibat sonucunda önceden tespiti yapılan paraların davacı tarafından alınmayarak olay yerinden uzaklaşılması, dolayısıyla irtikaba konu bir menfaat temini amacıyla buluşulduğunun da net olarak ortaya konulamaması, soruşturmada yer alan ifadelerin incelenmesi sonucu adı geçen şikayetçi dışında davacının soruşturmaya konu fiilleri hakkında herhangi bir olumsuz ifadenin mevcut olmaması ve irtikaba teşebbüs suçuna konu fiillerin sübut bulduğuna ilişkin herhangi bir tespitin bulunmaması karşısında davacının Yüksek Disiplin Kurulu kararının irtikaba teşebbüs fiilinin işlendiğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/6. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığa konu Yüksek Disiplin Kurulu kararının, yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanmak fiilinin işlendiğinden bahisle davacının Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kısmına gelince; davacının buluşma tarihi olan 17/09/2005 günü başka şahıs adına kayıtlı cep telefonunu kullanarak 3 kez müştekiyi araması, müştekinin şikayeti ile görevlilerin müştekinin işyerinde aldığı tertibat sırasında, davacının gizli numaradan müştekiye telefon açarak kendilerini sıkıntıya sokmayacak başka bir adrese çağırması, müşteki ile görevlilerin kontrollü bir şekilde buluşma yerine gittiklerinde müşteki ile davacının konuştuğu sırada çevreyi gözetleyen ekip görevlilerinden diğer polis memurunun tertibat alındığını fark ederek ekip otosuna aceleyle gelip davacıyı uyarması ile fiilin teşebbüs aşamasında kaldığı, dolayısıyla davacının inşaattan hırsızlık sonucu çalınmış kabloların müşteki …’nin işyerinde bulunmasıyla ilgili yaptığı işlem sonrası müştekiyi telefonla arayarak menfaat temin etmeye çalıştığının subuta ermesi nedeniyle davacıya anılan ceza verilmiş ise de; soruşturma kapsamında alınan ifadeler ve diğer bilgi ve belgelerle olayın oluş şekline göre davacıya atılı suçlamalar her türlü şüpheden uzak, somut delillerle ortaya konulamamış olup, davacının “yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” fiilinin subuta erdiğinden söz etme imkanı bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının hakkında işlem yaptığı şahıstan menfaat temin etmeye çalıştığının ve bu yönde birkaç kez telefon görüşmesi yapıp buluşma yeri ayarladığının, buluşma yerinde emniyet görevlilerince tertibat alındığı sırada durumun davacının ekip arkadaşı tarafından fark edilmesi sonucu irtikap fiilinin teşebbüs aşamasında kaldığının sabit olduğu, suçun niteliği ve işleniş biçimi göz önüne alınarak bir alt ceza uygulaması yoluna gidilmediği, verilen cezaların hukuka ve mevzuata uygun olduğu iddia edilerek işlemin iptali yönündeki mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.