Danıştay Kararı 5. Daire 2017/3517 E. 2020/4504 K. 20.10.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2017/3517 E.  ,  2020/4504 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/3517
Karar No : 2020/4504

DAVACI : …
DAVALI : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin … Genel Kurulunun …. tarih ve .. sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı tüm özlük ve maddi haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, isnat edilen suçlamanın niteliği ve sebebi açıklanmadan ve kişiselleştirme yapılmadan listedeki tüm hakimlerin dava konusu kararda zikredilen örnek olaylar üzerinden itham edilmiş olmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olduğu, aleyhindeki bilgi ve belgelerin tarafına tebliğ edilmediği, yazılı ve sözlü savunmasının alınmadığı, dava konusu kararda şahsıyla ilgili hangi gerekçelere dayanıldığı açık olarak belirtilmediğinden Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olmadığı halde açıkça veya ima yoluyla suçlu gösterilerek masumiyet karinesinin ihlal edildiği ileri sürülerek dava konusu kararın hukuka aykırı olduğu iddia edilmiştir.

DAVALININ SAVUNMASI : Dava dilekçesinin usule aykırılıklar yönünden incelenerek tespit edilmesi halinde davanın öncelikle usul yönünden reddi gerektiği, öte yandan dava konusu kararların amacının Türk yargı sistemini tamamen ele geçirmeyi hedefleyen ve bu amaç doğrultusunda hareket eden illegal bir yapının bu amaca ulaşmasının önlenmesi ile Türk yargısının bağımsızlığının ve tarafsızlığının korunması olduğu ve yargı mensuplarına olağan dönemde uygulanan 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu ve 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun ilgili hükümlerine değil Anayasa’nın 120. ve 121. maddeleri ile 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu çerçevesinde yürürlüğe konulan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesine dayanılarak tesis edildiği, disiplin cezası niteliğinde olmayıp “göreve son” müessesesinin bir örneği olduğu, bu şekilde göreve son verme halinde zorunlu olmamasına rağmen ilgililere savunma haklarını kullanabilmeleri için 6087 sayılı Yasa’nın 33. maddesi uyarınca yeniden inceleme başvurusunda bulunma imkanı tanındığı, davacı hakkında tesis edilen karar ile ilgili olarak kişiselleştirmenin yapıldığı, dava konusu kararın hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI ….’NIN DÜŞÜNCESİ : Davacının 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin … Genel Kurulu’nun … tarih ve … sayılı Kararının iptali ile tüm özlük ve maddi haklarının işlem tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istenilmektedir.
1086 sayılı Kanun’u yürürlükten kaldıran ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması”, doğrudan dava açma şartları arasında sayılmış, 115. maddesinde de, Mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi hâlinde davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda “derdestlik” müessesesi düzenlenmemiş ve Kanun’un 31. maddesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve onun yerine çıkarılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun derdestlik ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte, derdest olan davalar yönünden usul hukukunda yer alan bu temel ilkeye göre, idari yargılama usulünde de derdestlik olumsuz bir dava şartıdır. Bu yönüyle derdestlik yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. Tarafları, sebebi ve konusu aynı olan iki davanın açılmış olması, özetle; aynı davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış ve görülmekte olduğunun belirlenmesi hâlinde, ikinci davanın derdestlik nedeniyle incelenmesi mümkün değildir.
Olayda, davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin … Kurulu Genel Kurulu’nun … tarih ve … sayılı Kararının iptali ile yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle Dairenin … esas sayılı dosyasında da daha önce dava açıldığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bu uyuşmazlığın, derdestlik nedeniyle esasının incelenmesi mümkün olmadığından, davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davalı idarenin derderstlik dışındaki usule ilişkin iddiaları yerinde görülmediğinden işin gereği görüşüldü:

A) MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ
…tarih ve … sayılı … Kurulu Genel Kurulu kararıyla, yargı mensubu olarak görev yapmakta olan davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebi anılan Kurul tarafından … tarih ve … sayılı kararla reddedilmiştir.
Davacı tarafından meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin kararın iptali ve bu karar nedeniyle yoksun kaldığı tüm özlük ve maddi haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili talebiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

B) İNCELEME VE GEREKÇE
Tarafları ve konusu aynı olan bir davanın, daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve görülmekte olduğunun saptanması halinde, usul hukukunun temel kavramlarından biri olan derdestlik müessesesinin ifade ettiği ”ilk davanın aynısı olan diğer davaların açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı” olgusundan hareketle, sonraki davaların derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Derdestlik durumunun ortaya çıkması için; aynı davanın birden fazla açılmış olması ve birinci davanın görülmekte olması şartları birlikte gerçekleşmelidir. Davaların aynı dava olarak kabul edilebilmesi de; davaların taraflarının, konularının, dava konusu işlemlerin aynı olmasına bağlıdır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin … Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı tüm özlük ve maddi haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı, bununla birlikte davacı tarafından aynı istemleri içeren Dairemizin E:… sayılı dosyasına kayıtlı ayrı bir davanın daha açıldığı ve bu davanın Dairemizin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararı ile reddine karar verildiği, anılan kararın ise henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Buna göre, yukarıda belirtilen ve Dairemizin E:.. sayılı esasına kayıtlı dava ile bakılmakta olan bu davanın tarafları, konusu ve sebeplerinin aynı olduğu görüldüğünden, derdestlik nedeniyle bu davanın incelenmesine hukuken imkan bulunmamaktadır.

C) KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın derdestlik nedeniyle İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 20/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.