Danıştay Kararı 5. Daire 2017/16197 E. 2020/4997 K. 10.11.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2017/16197 E.  ,  2020/4997 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/16197
Karar No : 2020/4997

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … adına vasisi …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onaltıncı Dairesinin 25/02/2016 tarih ve E:2015/13487, K:2016/712 sayılı bozma kararına uyan, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu İstanbul Bölge Başkanlığı’nda 1. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesiyle Polis Başmüfettişi olarak görev yapan davacının, Teftiş Kurulu Tunceli Bölge Başkanlığı’nda görevlendirilmesine ilişkin 20/12/2013 tarih ve 77377348-2031 sayılı işlem ile Tunceli ve ilçelerinde inceleme yapmak ve rapor düzenlemek amacıyla müfettiş olarak görevlendirilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Onaltıncı Dairesinin 25/02/2016 tarih ve E:2015/13487, K:2016/712 sayılı bozma kararına uyan … İdare Mahkemesinin, … tarih ve E: …, K: … sayılı kararında; müfettişlerin Kurul Başkanlığı’nın bulunduğu Ankara veya bölge çalışma merkezlerinin bulunduğu illerde ikamet etmelerini gerektirir bir düzenleme bulunmadığı, Kurul Başkanlığı veya Bölge Başkanlığının bulunduğu il veya çevre illerinde ikamet eden müfettişlerin, sadece bulunduğu bölge illerinde görevlendirileceği, başka bölge illerinde görevlendirilmeyeceğine dair düzenleme olmadığı, bu anlamda davacının, Teftiş Kurulu Tunceli Bölge Başkanlığı’nda görevlendirilmesine ilişkin işlemde, kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının Tunceli ili ve ilçelerindeki 20 Aralık 2013-17 Ocak 2014 tarihleri arasını kapsayan geçici görevlendirmesinin de, Teftiş Kurulu Başkanlığı’na yasal mevzuat hükümleri ile yüklenen görevler çerçevesinde tesis edildiği anlaşılmakta olup; anılan işlemde de bu yönüyle kamu yararı ile hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından,Yasal mevzuattaki gereklilikler sağlanmadan, Bölge Başkanlığı çalışma sistematiği oluşturulmadan, Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Tüzüğünde “Bölge Başkanlıkları bir başkan ve yeteri kadar müfettişten oluşur” hükmü mevcut olmasına rağmen Bölge Başkanı ataması yapılmaksızın, yani kurumsal bir statü kazandırılmadan, kimden ne şekilde emir talimat alacağı hususları belirlenmeden, gerekli araç-gereç sağlanmadan, emrinde görev yapacak rütbeli/rütbesiz personelin ataması yapılmadan, hukuka aykırı bir görevlendirme yapıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra … Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarihli ve E: …., K: … sayılı kararıyla …’in davacıya vasi olarak atandığı görüldüğünden davaya vasi yoluyla devam edilmesine karar verilerek işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3.Davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden, temyiz aşamasındaki yargılama giderlerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için karar kesinleştiğinde Mahkemesince ilgili merciine müzekkere yazılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.