Danıştay Kararı 5. Daire 2017/16161 E. 2020/5287 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2017/16161 E.  ,  2020/5287 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/16161
Karar No : 2020/5287

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …Başkanlığı / …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Davacı tarafından, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nın 11/10/2016 tarihli toplantısında alınan karar uyarınca 2016 Nisan Döneminde Doçentlik Sınavına eserlerin incelenmesi aşamasından başvuran ve jürileri açıklanmayan doçent adaylarından, kamu görevinden çıkartılan veya görevinden uzaklaştırılan adaylar ile kapatılan onbeş vakıf yükseköğretim kurumlarından veya üniversite dışından başvuran adayların, doçentlik süreçlerinin durdurulmasına ilişkin 21/11/2016 günlü duyurunun iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : İdare hukukunun bir statü hukuku olduğu, idarenin ancak statülerle belirlenen hukuki durumlara dayanarak kendisine tanınan yetkiyi kullanabileceği, yetkiden anlaşılması gerekenin Anayasa’nın çizdiği görev alanı içerisinde Anayasa’nın yetkilendirdiği organ veya organlar tarafından işlem tesis edebilme gücü olduğu, Anayasa’nın 6. maddesi uyarınca idarenin kaynağını yasadan almayan bir yetkiyi kullanamayacağı, yine Anayasa’nın 123. maddesindeki ”idarenin yasallığı” ilkesi gereği, idarenin, Anayasa ve yasalarda düzenlenen görev ve yetki sahası içinde faaliyette bulunmak zorunda olduğu, Üniversitelerarası Kurul’a doçentlik sürecini durdurma izni verilmesine ilişkin bir yasa maddesi bulunmadığı, niteliği dolayısıyla yetki kurallarının yoruma tabi tutularak genişletilmesinin olanaksız olduğu, idarenin, bağlı yetkili olduğu bir konuda takdir yetkisi geliştirdiği, kendisine verilmeyen bir yetkiyi kullanarak doçentlik başvuru sürecini durdurduğu, dava konusu işlemle 672 sayılı KHK’nın ve özel kanunun kapsamı dışına çıkıldığı, KHK’da akademisyen olarak görev yapan kamu görevlilerinin akademik unvanlar edinmelerine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi doçent unvanı kazanılmasını yasaklayan bir kurala da yer verilmediği, bununla birlikte KHK’da kamu görevinden çıkarılan kişiler hakkında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilebileceğinin belirtildiği, yükseköğretim kuruluşlarında görev yapan öğretim elemanları ile ilgili özel kanun olan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda ihraç edilen öğretim elemanlarının akademik unvan kazanmalarını önleyen bir düzenleme öngörülmediği, idarenin, bir kimseyi kamu görevinden ihraç edilmesinden dolayı kamu görevi ile ilgisi bulunmayan doçentlik unvanını almasını engellemesinin yasaya ve alt normlardaki düzenlemelere aykırı olduğu, eğitim ve manevi varlığını geliştirme hakkının ihlal edildiği, Anayasa ile korunan eğitim öğretim hakkının keyfi olarak bireysel bir işlemle sonlandırıldığı, Anayasanın 13. maddesi gereğince temel hak ve özgürlüklerin ancak kanunla, ölçülülük ilkesine uygun şekilde sınırlanabileceği ileri sürülmektedir.

DAVALI İDARENİN SAVUNMASI:
Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından; Üniversitelerarası Kurulca, Olağanüstü Hal Döneminde, doçentlik işlemlerinin daha sağlıklı yürütebilmesi amacıyla kamu görevinden çıkarılan veya görevden uzaklaştırılan adaylar ile kapatılan 15 Vakıf Yükseköğretim Kurumlarından veya Üniversite dışından (YÖKSİS kayıtlan bulunmayan) başvuran adayların doçentlik süreçlerinin durdurulmasına ilişkin verilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, alınan karar sonrasında çıkarılan 683 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olması ya da değerlendirilmesi sebebiyle görevden uzaklaştırılan veya haklarında adli soruşturma ya da kovuşturma yapılan doçent adaylarının, görevden uzakta geçirdikleri sûre boyunca veya adli soruşturma ya da kovuşturma sonuçlanıncaya kadar doçentlik başvurularına ilişkin işlemlerin durdurulacağı ve bunlardan haklarında kamu görevinden çıkarılma veya mahkûmiyet karan verilenlerin doçentlik başvurulan iptal edileceğinin hükme bağlandığı, söz konusu Kanun Hükmünde Kararname ve Kanun ile kamu görevinden çıkarılma ve doçentlik başvurusunun iptali konusunda idareye herhangi bir değerlendirme yapma ya da başka yönde işlem kurma olanağı tanınmadığı, idari davaya konu olabilecek bir idari işlemin varlığından söz edilmesine olanak bulunmadığı, 2547 sayılı Kanun’un “Üniversitelerarası Kurul” başlıklı 11/b-6. maddesine göre, doçenttik sınavlarını düzenlemek ve ilgili yönetmelik gereğince doçent adaylarının yayın ve araştırmalarının değerlendirilmesi ve doçentlik sınavı ile ilgili esasları tespit etmek ve jürileri seçmek görevinin ÜAK’a verilen görevler arasında olduğu, maddede doçentlik sınavlarını “düzenleme” konusunda ÜAK’a genel bir yetki verildiği, bu yetkinin, idare hukuku doktrininde de kabul edilen ‘”mündemiç/saklı yetki” olduğu, mündemiç yetkinin, yetki kuralının yorumlanmasının gerekli olduğu durumları ifade ettiği, “doçentlik sınavlarını düzenleme” yetkisinin kapsamı içerisinde dava konusu “doçentlik sınav sürecini durdurma” yetkisinin de bulunduğu, doçentlik sınavlarını düzenleme yetkisi bulunan ÜAK’ın, bu sınavları durdurma yetkisinin de bulunduğu, üstelik bu durdurmanın, geçici süreli olup eğitim ve öğretim hürriyetinin kullanılmasını imkânsız kılacak bir durdurma niteliğinde de olmadığı, doçentlik sınavlarını düzenleme konusunda ÜAK genel yetkili idare olduğundan, davacının iddia ettiğinin aksine bu konuda ÜAK’a davacının kamu görevinden çıkartıldığı 672 sayılı KHK ile bir yetki verilmesine gerek olmadığı, ÜAK’ın açıklandığı üzere 2547 sayılı Kanunun “11/b-6. maddesi uyarınca her zaman yetkisinin bulunduğu, Anayasanın eğitim ve öğrenim hakkını düzenleyen 42. maddesinin 4. fıkrasında “Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz” hükmünün yer aldığı; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “sadakat“ başlıklı 6. maddesinde de “Devlet memurları, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına sadakatle bağlı kalmak ve milletin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını sadakatle uygulamak zorundadırlar” hükmünün yer aldığı, bu maddelere göre kamu görevlilerinin “Anayasaya sadakatle bağlı kalma ödevi” bulunduğu, bu ödevin kamu görevlisi olan davacı hakkında da geçerli olduğu, davacının kamu hizmetinden çıkartıldığı 672 sayılı KHK dahil olağanüstü hal kapsamında çıkartılan KHK’ların, kamu personeline ilişkin tedbirler getirdiği ve terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisak yahut bunlarla irtibatı olan kamu görevlilerini başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarttığı, o halde terör örgütü üyesi veya mensubu olan, bu örgütlerle iltisakı veya irtibatı bulunan kamu görevlilerinin Anayasaya sadakatle bağlı kalmadıklarının açık olduğu, dolayısıyla eğitim ve öğretim hürriyetinin sınırlandığı iddiasının bir değeri bulunmadığı, diğer taraftan Anayasanın “temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması” başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasında, “Savaş, seferberlik sıkıyönetim veva olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürmetlerin kullanılması kısmen veva tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aymırı tedbirler alınabilir” hükmünün yer aldığı, bu hüküm ile uygulanmakta bulunan olağanüstü hal durumunda, eğitim ve öğretim hürriyeti dahil temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının kısmen veya tamamen durdurulmasına ve bunlar için Anayasa’da öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınmasına cevaz verildiği, dava konusu işlemin ayrıca bu kapsamda da mütalaa edilebileceği, ayrıca 08/03/2018 tarihli ve 30384 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan 7085 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un “Doçentlik Başvuruları” başlıklı 4. maddesinde de; ” (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği mensubiyeti, iltisakı yahut bunlarla irtibatı olması ya da değerlendirilmesi sebebiyle görevden uzaklaştırılan veya haklarında adli soruşturma ya da kovuşturma yapılan doçent adaylarının, görevden uzakta geçirdikleri süre boyunca veya adli soruşturma ya da kovuşturma sonuçlanıncaya kadar doçentlik başvurularına ilişkin işlemler durdurulur. Bunlardan haklarında kamu görevinden çıkarılma veya mahkûmiyet kararı verilenlerin doçentlik başvuruları iptal edilir.” hükmüne yer verildiği, dava konusu edilen işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …DÜŞÜNCESİ : Dava Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nın 11.10.2016 tarihli toplantısında alınan karar uyarınca 2016 Nisan Döneminde Doçentlik Sınavına eserlerin incelenmesi aşamasından başvuran ve jürileri açıklanmayan doçent adaylarından, kamu görevinden çıkartılan veya görevinden uzaklaştırılan adaylar ile kapatılan onbeş vakıf yükseköğretim kurumlarından veya üniversite dışından başvuran adayların, doçentlik süreçlerinin durdurulmasına ilişkin 21.11.2016 günlü duyurunun iptali istemiyle açılmıştır.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Üniversitelerarası Kurul başlıklı 11.maddesinin “b”fıkrasının 6. bendinde (Değişik :22/2/2018-7100/3 md)”Doçentlik başvurularında ilgili bilim veya sanat alanında jüriler oluşturarak adayların yayın ve çalışmalarını Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen esas ve usuller kapsamında değerlendirip ,yeterli yayın ve çalışmaya sahip olan adaylara doçent unvanı vermek” Üniversitelerarası Kurul’un görevleri arasında sayılmıştır.
2016 Nisan döneminde doçentlik sınavına yayın aşamasında başvuran ve jürileri açıklanmayan doçent adayları hakkında Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nın 21.11.2016 tarihli duyurusu ile ;Üniversitelerarası Kurul’un 11.10.2016 tarihli toplantısında alınan karar uyarınca kamu görevinden çıkarılan veya görevden uzaklaştırılan adaylar ile kapatılan 15 Vakıf Yükseköğretim Kurumlarından veya Üniversite dışından(YÖKSİS kayıtları bulunmayan) başvuran adayların doçentlik süreçlerinin durdurulduğu ve işlem sonuçlandığında süreç hakkında ayrıca bilgi verileceği hususu bildirilmiştir.
23 Ocak 2017 tarih ve 29957 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 683 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesinde;” Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olması ya da değerlendirilmesi sebebiyle görevden uzaklaştırılan veya haklarında adli soruşturma ya da kovuşturma yapılan doçent adaylarının, görevden uzakta geçirdikleri süre boyunca veya adli soruşturma ya da kovuşturma sonuçlanıncaya kadar doçentlik başvurularına ilişkin işlemler durdurulur. Bunlardan haklarında kamu görevinden çıkarılma veya mahkûmiyet kararı verilenlerin doçentlik başvuruları iptal edilir.” şeklinde düzenleme yapılmış ve bu Kanun Hükmünde Kararname 8 Mart 2018 tarihli ,30354 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7085 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun ile kanunlaştırılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda; Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkiler bölümünde yardımcı doçent olarak görev yapan davacının 2016/Nisan döneminde doçentlik sınavına yayın aşamasından başvurduğu, 01.09.2016 tarihli ve 29818 sayılı Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanan 672 sayılı Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin ekli listesinde ismi yer alan davacı hakkında kamu görevinden çıkarılma kararı verildiği ve 23.01.2017 tarih ve 29957 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 683 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesi gereğince davacının 2016/Nisan dönemi doçentlik başvurusunun iptal edildiği, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nın 11.10.2016 tarihli toplantısında alınan karar uyarınca 2016 Nisan Döneminde Doçentlik Sınavına eserlerin incelenmesi aşamasından başvuran ve jürileri açıklanmayan doçent adaylarından, kamu görevinden çıkartılan veya görevinden uzaklaştırılan adayların doçentlik süreçlerinin durdurulmasına ilişkin 21.11.2016 günlü duyurunun iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla doçentlik başvurularını, başvuruya ilişkin usul ve esasları belirlemek ve değerlendirmek konusunda yetki ve görevi bulunan Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nın kamu görevinden çıkarılan veya görevden uzaklaştırılan adaylar ile kapatılan 15 Vakıf Yükseköğretim Kurumlarından veya Üniversite dışından(YÖKSİS kayıtları bulunmayan) başvuran adayların doçentlik süreçlerinin durdurulmasına ilişkin dava konusu duyuruda mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, duruşma için taraflara önceden bildirilen 19/11/2020 tarihinde, davacı ve vekilinin gelmediği, davalı idare vekili Av. …’nun geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Davalı idare vekilinin açıklamaları dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
…Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde yardımcı doçent olarak görev yapan davacı, 24/04/2016 tarihinde Üniversitelerarası Kurul Başkanlığına doçentlik sınavına girmek için başvuruda bulunmuştur.
01/09/2016 günlü 29818 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 672 sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameye ekli listede adına yer verilmek suretiyle davacı kamu görevinden çıkarılmıştır.
2016 Nisan döneminde doçentlik sınavına yayın aşamasında başvuran ve jürileri açıklanmayan doçent adayları hakkında Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nın 21/11/2016 tarihli duyurusu ile; Üniversitelerarası Kurul’un 11/10/2016 tarihli toplantısında alınan karar uyarınca kamu görevinden çıkarılan veya görevden uzaklaştırılan adaylar ile kapatılan 15 Vakıf Yükseköğretim Kurumlarından veya Üniversite dışından (YÖKSİS kayıtları bulunmayan) başvuran adayların doçentlik süreçlerinin durdurulduğu ve işlem sonuçlandığında süreç hakkında ayrıca bilgi verileceği hususu bildirilmiştir.
Bunun üzerine anılan işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Üniversitelerarası Kurul başlıklı 11. maddesinin “b” fıkrasının 6. bendinde “Doçentlik sınavlarını düzenlemek ve ilgili yönetmelik gereğince doçent adaylarının yayın ve araştırmalarının değerlendirilmesi ve doçentlik sınavı ile ilgili esasları tespit etmek ve jürileri seçmek” Üniversitelerarası Kurul’un görevleri arasında sayılmıştır.
Bu durumda, doçentlik başvurularına ilişkin usul ve esasları belirlemek ve başvuruları değerlendirmek konusunda yetkili ve görevli bulunan davalı idarece, ülkede yaşanan olağanüstü hal dönemi göz önünde bulundurulmak suretiyle 2547 sayılı Kanun uyarınca öngörülen takdir yetkisi kapsamında, kamu görevinden çıkartılan ya da görevinden uzaklaştırılan adayların doçentlik süreçlerinin durdurulması yönünde tesis edilen işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan davacı tarafından anılan karar ile Anayasa’da ve AİHS’de güvence altına alınan eğitim hakkının ihlal edildiği iddia edilmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi başlıklı 42. maddesinde; kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı, öğrenim hakkının kapsamının kanunla tespit edileceği ve düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 No’lu Protokolü’nün 11 No’lu Protokol ile değiştirilen “Eğitim hakkı” başlıklı 2. maddesinde; “Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
1 No’lu Protokol’ün 2. maddesi ilkokul eğitiminin yanında ortaokul eğitimi, yüksekokul eğitimi ve uzmanlık eğitimiyle de ilgilidir. (Mürsel Eren/Türkiye Başvuru no. 60856/00, 07/02/2006) 2. maddede güvence altına alınan hakkın sahipleri, çocukların yanında yetişkinler veya gerçekte eğitim hakkından faydalanmak isteyen herkestir.
Ancak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadında eğitim hakkı mutlak olmayıp, doğası gereği Devlet tarafından düzenleme yapılmasını gerektirdiğinden, zımnen kabul edilen bazı kısıtlamalara tabi olabileceği öngörülmektedir. (Golder/Birleşik Krallık, B. No. 4451/70, 21/02/1975) Dolayısıyla, idareler bu konuda belli bir takdir payından yararlanmakta ve idarenin aldığı tedbir ile güdülen amaç arasında makul bir orantısallık olması halinde bu türden bir kısıtlama Protokol’e aykırı olmayacaktır.
Bununla birlikte; doçentlik unvanının elde edilmesinin yukarıda yer verilen açıklamalar bağlamında eğitim hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği de açık olduğundan, davacının bu hakkına yapılmış bir müdahale bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.2016 Nisan Döneminde Doçentlik Sınavına eserlerin incelenmesi aşamasından başvuran ve jürileri açıklanmayan doçent adaylarından, kamu görevinden çıkartılan veya görevinden uzaklaştırılan adaylar ile kapatılan onbeş vakıf yükseköğretim kurumlarından veya üniversite dışından başvuran adayların, doçentlik süreçlerinin durdurulmasına ilişkin 21/11/2016 günlü duyurunun iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Aşağıda ayrıntısı gösterilen …TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından varsa artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.