Danıştay Kararı 5. Daire 2017/14539 E. 2020/4120 K. 06.10.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2017/14539 E.  ,  2020/4120 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/14539
Karar No : 2020/4120

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN (DAVALI) : … Valiliği /…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına dair Danıştay Beşinci Dairesinin 16/05/2017 tarih ve E:2016/27950, K:2017/12841 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü emrinde emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken, “yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” suçunu işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesi uyarınca ceza verme yetkisi zamanaşımına uğradığından dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı İstanbul Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; farklı trafik tescil bürolarında, farklı tarihlerde, farklı kamu görevlilerince çok sayıda aracın bir kısım sahte belgelerle tescil kaydının gerçekleştirildiği anlaşılmakta ise de, soruşturma kapsamındaki aracın, … İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Büro Amirliğinde görevli olduğu dönemde davacı tarafından tescil kaydının yapıldığı, bu araç haricinde davacıya isnat edilen başka bir hatalı tescil işleminin bulunmadığı, anılan aracın ÖTV alındı belgesinin, fatura ve uygunluk belgesinin bulunduğu, eksik evraklarla tescilinin yapılmadığı, davacının uygunluk belgesi ve araç faturasının sahte olup olmadığını tespit edebilecek düzeyde uzmanlığa sahip olduğu ortaya konulamadığı gibi söz konusu araçla aynı markadaki araçlarda şasi numarasını 7. hanesinin 1 (bir), 8. hanesinin 3 (üç) rakamından oluştuğunu bilmesinin de beklenemeyeceği, davalı idarece davacıya bu yönde bir bildirim yapıldığı veya eğitim verildiğine dair herhangi bir bilgi ve belgenin de dosyaya sunulmadığı, öte yandan davacının hatalı kayıt sebebiyle kendisine veya başkalarına çıkar sağladığına ilişkin hiçbir somut tespitte de bulunulmadığı, dolayısıyla davacının üzerine atılı “yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” suçunu işlediği hususunda her türlü şüpheden uzak, somut bilgi ve belgelerle desteklenmiş tespitlere yer verilmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davalının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Beşinci Dairesinin 16/05/2017 tarih ve E:2016/27950, K:2017/12841 sayılı kararıyla, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından; düzeltilmesi istenen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Beşinci Dairesinin 16/05/2017 tarih ve E:2016/27950, K:2017/12841 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacı, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken hakkında açılan soruşturma sonucunda, “yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de 657 sayılı Kanun’un 127. maddesi uyarınca ceza verme yetkisi zamanaşımına uğradığından dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin İstanbul Valiliği İl Polis Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı işlemi tesis edilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun Ek 5. maddesinde; İl Polis Disiplin Kurullarının, kuruldukları il emniyet kadrosundaki polis memurları, çarşı ve mahalle bekçileri ile atanması il makamlarına ait personele bütün disiplin cezalarını verebileceği hükmü yer almıştır.
Anılan Kanun’un Ek 7. maddesinde de, İl Polis Disiplin Kurulunun polis memurları hakkında verilen meslekten çıkarma cezası kararlarının valinin önerisi, Genel Müdürlük Yüksek Disiplin Kurulunun görüşü ve Bakanın onayı ile kesinleşeceği kurala bağlanmıştır.
Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesinde, “yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” fiili meslekten çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen Kanun ve Tüzük hükümleri uyarınca Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nde öngörülen ve davacı hakkında önerilen “meslekten çıkarma” cezasının Genel Müdürlük Yüksek Disiplin Kurulunda görüşülmesi, bu cezaya ilişkin zamanaşımı tespiti yapılması durumunda işlemden kaldırmanın yine Genel Müdürlük Yüksek Disiplin Kurulunca uygulanması gerektiği, bu kararın da, meslekten çıkarma cezasında olduğu gibi, 3201 sayılı Kanun’un Ek 7. maddesinde yer alan hüküm gereğince valinin önerisi, Genel Müdürlük Yüksek Disiplin Kurulunun görüşü ve Bakanın onayı ile kesinleşmesi gerektiğinden, İl Polis Disiplin Kurulunda görüşülüp karara bağlanmasına ilişkin dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz ve karar düzeltme giderlerinin istemde bulanan üzerinde bırakılmasına, 06/10/2020 tarihinde, oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava, davacının İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü emrinde emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken “yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesi uyarınca ceza verme yetkisi zamanaşımına uğradığından dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı İstanbul Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun ek 5. maddesinde; İl Polis Disiplin Kurullarının, kuruldukları il emniyet kadrosundaki polis memurları, çarşı ve mahalle bekçileri ile atanması il makamlarına ait personele bütün disiplin cezalarını vermeye yetkili olduğu, ek 7. maddesinde ise; İl Polis Disiplin Kurulunun polis memurları hakkında verilen meslekten çıkarma cezası dışındaki kararlarının valinin, meslekten çıkarma cezası kararlarının ise valinin önerisi, Genel Müdürlük Yüksek Disiplin Kurulunun görüşü ve Bakanın onayı ile kesinleşeceği hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; yapılan soruşturma sonucunda İl Polis Disiplin Kurulunca, davacıya isnat edilen fiilin Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesinde yer alan ve meslekten çıkarma cezasını gerektiren “yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” olduğu sonucuna varıldığı, ancak ceza verme zamanaşımı dolduğundan bahisle dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda sözü edilen 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun ek 5. maddesinde, polis memurlarına her derecedeki disiplin cezalarını vermeye İl Polis Disiplin Kurullarının yetkili olduğu kurala bağlandığından ve ceza verme yetkisine sahip olan kurulun ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığından bahisle dosyanın işlemden kaldırılması konusunda da yetkisi bulunduğundan, karar düzeltme talebinin reddi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyoruz.