Danıştay Kararı 5. Daire 2016/57907 E. 2020/4902 K. 05.11.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2016/57907 E.  ,  2020/4902 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/57907
Karar No : 2020/4902

DAVACI : …

DAVALI : … Kurulu / …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu karar tesis edilirken, FETÖ ile iltisak ve irtibatı konusunda kişiselleştirme yapılmadığı, temel haklarının, idareye etkili başvuru yapma, bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma, karar alma süreçlerine etkili katılım ve hazır bulunma, gerekçeli karar, isnatlar hakkında bilgilendirilme, gerekli zaman ve kolaylıklardan yararlanma, savunma ve adil yargılanma hakları ile silahların eşitliği, çekişmeli yargılama, suç ve cezada yasallık ilkelerinin ihlal edildiği, ceza soruşturmasının sonucunun beklenmediği, kararın genel, soyut ve gerekçesiz olduğu, disiplin soruşturması yapılmaksızın mevzuata aykırı işlem tesis edildiği iddia edilmiştir.
Öte yandan, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 3. maddesinin 1. fıkrasındaki, “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen…hâkim ve savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunca…meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilir.” şeklindeki ibarenin, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 8/c fıkrası ile 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen 4. maddenin 2. fıkrasının ve 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesindeki “667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. ve 4. maddeleri kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar, uhdelerinde taşımış oldukları…hakim, savcı…sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.” şeklindeki ibarenin Anayasa’ya aykırı olduğu iddia edilerek, anılan hükümlerin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : Dava dilekçesinin usule aykırılıklar yönünden incelenerek tespit edilmesi halinde davanın öncelikle usul yönünden reddi gerektiği, öte yandan dava konusu kararın amacının Türk yargı sistemini tamamen ele geçirmeyi hedefleyen ve bu amaç doğrultusunda hareket eden illegal bir yapının bu amaca ulaşmasının önlenmesi ile Türk yargısının bağımsızlığının ve tarafsızlığının korunması olduğu ve yargı mensuplarına olağan dönemde uygulanan 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu ve 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun ilgili hükümlerine değil Anayasa’nın 120. ve 121. maddeleri ile 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu çerçevesinde yürürlüğe konulan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesine dayanılarak tesis edildiği, disiplin cezası niteliğinde olmayıp “göreve son” müessesesinin bir örneği olduğu, bu şekilde göreve son verme halinde zorunlu olmamasına rağmen ilgililere savunma haklarını kullanabilmeleri için 6087 sayılı Yasa’nın 33. maddesi uyarınca yeniden inceleme başvurusunda bulunma imkanı tanındığı, davacı hakkında tesis edilen kararlar ile ilgili olarak kişiselleştirmenin yapıldığı, dava konusu kararların hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’NUN DÜŞÜNCESİ: Dava; Küçükçekmece/İstanbul hakimi olarak görev yapmakta iken meslekten çıkarılan davacı tarafından, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca, FETÖ/PDY örgütü ile iltisak ve irtibatları olduğu saptanan hakim ve savcıların, meslekte kalmasının uygun olmadığından bahisle meslekten çıkarılmalarına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yapılan yeniden inceleme taleplerinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararın kendisine ait kısmının iptali ile ihraç kararına dayanak gösterilen 667 sayılı KHK’nın 3/1. Maddesinin, 668 sayılı KHK’nın 8/c maddesi ile 670 sayılı KHK’nın 4. Maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine götütülmesi istemiyle açılmıştır.
Davacının Anayasaya aykırılık iddiası ciddi bulunmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde, “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” dava şartları arasında sayılmış, 115. maddesinde ise, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda “derdestlik” müessesesi düzenlenmemiş ve Kanunun 31. maddesinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun derdestlik ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış ise de; tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve görülmekte olduğunun saptanması halinde, ikinci davanın esasının derdestlik nedeniyle incelenemeyeceği usul hukukunun genel ilkelerindendir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, 667 sayılı KHK’nın (6749 sayılı Kanun ile yasalaşan) 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin HSK Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının ve bu karara karşı yapılan yeniden inceleme taleplerinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararın kendisine ait kısmının iptali ile yoksun kaldığı özlük/parasal haklarının iadesi/tazmini istemiyle idare mahkemesinde 14.12.2016 tarihinde açılıp daha sonra Danıştay 5. Dairesine gönderilen E:2017/4921 esaslı dava derdest iken aynı istemleri de içeren bakılmakta olan ikinci davanın açıldığı anlaşılmakta olup; yukarıdaki hükümler uyarınca bu davanın söz konusu istemlere ilişkin kısmının derdestlik nedeniyle incelenmesi olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın Derdestlik Nedeniyle İncelenmeksizin Reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki bilgi ve belgeler incelendikten sonra, davalı idarenin derdestlik dışındaki usule ilişkin itirazları yerinde; davacının 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesinin 1. fıkrasındaki, “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen…hâkim ve savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunca…meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilir.” şeklindeki ibare, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 8/c fıkrası ile 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen 4. maddenin 2. fıkrası ve 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesindeki “667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. ve 4. maddeleri kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar, uhdelerinde taşımış oldukları…hakim, savcı…sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.” şeklindeki ibare ile ilgili Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmediğinden işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
… tarih ve … sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararıyla, yargı mensubu olarak görev yapmakta olan davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebi anılan Kurul tarafından … tarih ve … sayılı kararla reddedilmiştir.
Davacı tarafından, meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin karar ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine dair kararın iptali talebiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Tarafları ve konusu aynı olan bir davanın, daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve görülmekte olduğunun saptanması halinde, usul hukukunun temel kavramlarından biri olan derdestlik müessesesinin ifade ettiği ”ilk davanın aynısı olan diğer davaların açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı” olgusundan hareketle, sonraki davaların derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Derdestlik durumunun ortaya çıkması için; aynı davanın birden fazla açılmış olması ve birinci davanın görülmekte olması şartları birlikte gerçekleşmelidir. Davaların aynı dava olarak kabul edilebilmesi de; davaların taraflarının, konularının, dava konusu işlemlerin aynı olmasına bağlıdır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, bununla birlikte davacı tarafından aynı istemi de içeren Dairemizin E:2017/4921 sayılı dosyasına kayıtlı ayrı bir davanın daha açıldığı ve bu davanın Dairemizin 05/11/2020 tarih ve K:2020/4903 sayılı kararı ile reddine karar verildiği, anılan kararın ise henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Buna göre, yukarıda belirtilen ve Dairemizin E:2017/4921 sayılı esasına kayıtlı dava ile bakılmakta olan bu davanın tarafları, konusu ve sebeplerinin aynı olduğu görüldüğünden, derdestlik nedeniyle bu davanın incelenmesine hukuken imkan bulunmamaktadır.

C) KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın derdestlik nedeniyle İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, yargılama giderlerinden davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın açılışı sırasında tahsil edilen tutarın düşülmesi neticesi kalan …-TL’nin davacıdan tahsili için müzekkere yazılmasına,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 05/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.