Danıştay Kararı 5. Daire 2016/26206 E. 2020/4202 K. 08.10.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2016/26206 E.  ,  2020/4202 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/26206
Karar No : 2020/4202

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı /…
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Adına … Sendikası
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :…İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, … ili, … ilçesi, … Cami müezzin-kayyımı olarak görev yapmakta iken aynı unvanla … ili, … ilçesi, … Kasabası’na atanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; 15/01/2015 tarihli soruşturma raporunda yer alan tanık ifadeleri ve diğer bilgi ve belgeler ile din hizmetinin önem ve hassasiyetleri birlikte değerlendirildiğinde; kamu görevlisi olan davacının hal ve hareketleriyle, hizmet sunduğu kişiler nazarında güven ve itibarının zedelendiğine ilişkin (camiye gelen cemaat sayısında azalma vb.) somut emareler bulunduğu, bu durumun vicdani ve manevi yönü çok hassas olan mesleğinin itibarının sarsılmasına neden olduğu, davacının aynı yerde verimli bir şekilde görev yapmasının mümkün olmadığı ve görev yerinin değiştirilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, dava konusu atama işleminin amacının davacının aynı yerde çalışmaya devam etmesinden kaynaklanabilecek olumsuz durumları önlemek olduğu dikkate alındığında, bu olumsuz durumların, …ili sınırları içerisinde görev yeri değiştirilerek başka bir camiye atanması suretiyle önlenmesinin mümkün olduğu anlaşıldığından, davacının il dışına atanmasına ilişkin dava konusu işlemde bu yönden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından; davacının görev mahallinde yıprandığı, kaliteli, seviyeli ve verimli hizmet sunma imkanının kalmadığı, tarafsızlığını kaybetmesi nedeniyle aynı yerde görev yapmasında kamu yararı bulunmadığı, idarenin kendisine tanınan takdir yetkisini hukuka uygun kullandığı ve atama işleminin usule ve hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
… ili, … ilçesi, … Cami müezzin-kayyımı olarak görev yapan davacı hakkında, … isimli bir grup kişi tarafından Diyanet İşleri Başkanlığına gönderilen … tarihli ihbar mektubu üzerine başlatılan soruşturma sonucunda hazırlanan … tarih ve … sayılı soruşturma raporunda; davacının 2014 yılında gerçekleştirilen yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde bir din görevlisine yakışmayacak ve tarafsızlığına zarar verecek şekilde belirli bir cemaatin lehinde tutum ve davranışlar sergilediğinin sabit olduğu, bu suretle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 8. maddesinde yer alan “Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışlarıyla göstermek zorundadırlar.” hükmüne aykırı davrandığı ve 657 sayılı Kanun’un 125/C-(ı) maddesindeki “hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak” fiilini işlediğinden bahisle aylıktan kesme cezası ile cezalandırılması; idari yönden ise, belirli bir cemaate mensubiyetinin ve bu cemaatin ileri gelenlerinden olduğu hususunun cemaat ve halk tarafından bilindiği, din görevliliği sıfatını, cemaat ve halk üzerindeki etkinliğini, mensubu olduğu anlaşılan cemaat doğrultusunda kullandığı, bulunduğu bölgede verimli ve huzurlu bir din hizmeti sunamayacağı, cemaat içerisinde bulunduğu konum itibarıyla bölge bazında etkisinin olabileceği ve bundan böyle aynı bölgede kalmasında sakınca olabileceği, bu nedenle bölge dışında daha küçük bir camiye nakledilmesi gerektiği teklif edilmiştir.
Anılan raporda getirilen teklif doğrultusunda disiplin yönünden davacının, “hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak” suçunu işlediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (C) bendinin (ı) alt bendi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Yine anılan raporda getirilen teklif doğrultusunda tesis edilen Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulunun … tarihli ve … sayılı kararı ile; davacının soruşturma raporuyla tespit edilen eylemleri nedeniyle bulunduğu yerde etkili, verimli ve huzurlu görev yapma ortamını kaybettiğinden bahisle kamu yararı ve hizmet gerekleri de dikkate alınarak bölge dışında başka bir yere naklinin yapılmasının uygun olacağına karar verilmiş ve … tarihli … sayılı işlem ile de … ili, … ilçesi, … Kasabasına müezzin-kayyım olarak ataması yapılmıştır.
Bunun üzerine, söz konusu atama işleminin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinin birinci fıkrasında, “Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecesine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin “Hizmet gereği görev veya yer değiştirme” başlıklı 36. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, haklarında yapılan teftiş veya soruşturma sonucu o yerde kalmalarında sakınca görülenlerin hizmet gereği olarak yer değiştirme suretiyle atamalarının yapılabileceği hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda yer verilen mevzuatın değerlendirilmesinden, davalı idarece mevzuatın öngördüğü takdir yetkisi çerçevesinde soruşturma sonucundan bağımsız olarak her zaman naklen atama işlemi tesis edilmesi mümkün olduğu gibi Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 36. maddesi uyarınca teftiş veya soruşturma sonucu o yerde kalmalarında sakınca görülenlerin de hizmet gereği olarak yer değiştirme suretiyle atamalarının yapılması mümkündür.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacının 2014 yılında gerçekleştirilen yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde bir din görevlisine yakışmayacak şekilde tarafsızlığına zarar verecek nitelikte belirli bir cemaatin lehinde tutum ve davranışlar gösterdiği iddiasıyla geçirdiği soruşturmaya konu eylemleri görev yerinin bölge bazında değiştirilmesini gerektirecek nitelik ve ağırlıkta olduğu ve bu nedenle bulunduğu bölgede verimli bir şekilde din hizmeti sunamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu durumda, kamu yararı ve hizmet gerekleri uyarınca tesis edildiği anlaşılan dava konusu naklen atama işleminde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne;
2 Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.